DÜNYADA OLUP BİTENLER. reyi devredecek şimdiki Başkan Cafe Fil- ho'nıun, bu mevkiye, bir askeri darbe so- -unda geldiği hatırlardadır. bi Brezilya idaresi 1954 Ağustosuna ka- dar Başkan Getulio Vargas'ın elindeydi. Vargas da iktidara 1930 yılımda yapılan bir askeri darbe ile gelmişti. Ancak Var- as kendısını başa geçirenleri hayal kı- rekete geçen ordu, kendisini iktidara ge, tirdikten tam onlbeş sene sonra, 30 Ekim 1945 te Vargas'ı çekilmeye mecbur bı- rakmış ve idareyi. Yüksek Mahkeme Baş- kanı Jose Linhares'in eline vermişti. Fakat bu tarihten sonra vukubulan gelişmeler Brezilya halkının ordunun bu müdahalesini hoş karşılamadığını göster- miştir. 1950 seçimlerinde, Vargas, ezici bir çoğunlukla ikinci defa başa getiril- miş bulunuyordu. Ancak bu kere d <<Guney Amerika'" da orduya karşı hükü- ğustosuma kadar muhafaza edebilmiştir. Bu tarihte Vargas tekrar ordu tarafın- dan istifaya zorlanmış ve bir muhalif gazeteciye karşı yapılan bir suikast Cum- hurbaşkanının çevresinde bulunanların eseri olarak gösterilmek istenmiştir. Bu seferki karışıklıklardan başka türlü kur- tulmak çaresinin kalmadığını anlayan Vargas, 24 Ağustos 1954 te, intihara ka- rar vermiş ve arkasında bir mektup bı- rakarak kendine kıymıştır. Bu ay başımda yapılan ve neticeleri henüz alman yeni seçimler eski Cu hurbaşkanı Vargas'ın, kendini ölüme sü- rükleyenleri, ölümünden on dört av son- ra bir kere daha yere. vurduğunu göster- mektedir. Zira yont * Başkan Kubitschek bir yandan sosyal demokratlar ile ko- münistler tarafından desteklenirken di- ğer yandan. Vargas'ın kurduğu parti o- lan İşçi Partisinin de desteğini elde et- mişti, Ayrıca bu seçimler sonunda Baş- kan yardımcılığı mevkiini kazandığı an- safta atılan Jango müteveffa Başkan Vargas'ın; ölümünden evvel, kendine halef tayin ettiği bir dev- let adamıdır. Ancak Vargas'ı tamsilen — seçimlere katliam iKubitschek - Goulart çiftinin bu zaferini sadece Vargas'ın muhtelif halk tabakaları —bilhassa fakir halk tabaka- sı— arasında kazandığı — geniş — sevgiye hamletmek, meselenin sadece bir yönünü görmek demektir. Halbuki Güney Ame- rika'da kazanılan siyasi Zzaferler daima çok cephesi olan basarılardır. Bu zaferde rol oynayan âmillerden biri de,.hiç şüphesiz, ötedenberi- Minas - Geraes ile Sao - Polo eyaletleri - arasın- da devam edegelen rekabettir; 1930 dar- besine kadar Başkanlık daima bu iki eyaletten birinin desteklediği aday üze- rinde kalmıştır. Ancak Sao - Polo çok kere daha ağır basıyordu. -1930 darbesi sırasında Minas - Genes Rio - Grande- Del - Sul'ün adayı olan Vargas'ı destek- 18 Başkan Kubitschek Orduya rağmen lemiş ve böylece Sao - Polo hâkimiyeti ne kendi lehine son vermek istemişti. Vargas - Geraes'in bu hizmetini unut- Bu kere yapılan seçimlerde ise Minas - Geraes safında yer almış bulunuyorlardı. Buna mukabil, Sao - Polo, ordunun tuttuğu General Juarez Tavarez Tavara'yı desteklemiştir. Kubitschek'i iktidara getiren diğer bir âmil Sosyal Demokrat Partisinin gi- riştiği mükemmel seçim kampanyasıdır.. Seçim günü Parti teşkilâtı, kamyonlarla, taraftarlarımı sandık başına taşımış, 0- kuma yazma bilmeyen seçmenlere husu- si surette hazırlatılan listeler vermiştir. Ayrıca bu parti bütün Brezilya'da teşki- lâtı bulunan tek büyük partidir. Seçimlerden sonra Alınan — neticelerin orduyu memnun et- mediği muhakkaktır. Bu bakımdan, tarafsız. müşahitler, Brezilya'da yeni bir askeri darbenin beklenilebileceğini ileri sürüyorlar. Bunun ise bir zaman ve ze- min meselesi olduğuna şüphe yoktur, Gerçi Güney Amerika memleketleri için zamanın pek önemi yoktur. Fakat Bre- zilya'da Kubitschek'e muhalif bulunan- lar, idareyi askerlerin eline vermek için, şimdiden zemin hazırlamakla meşguldür- Bu zemini de memleketi yakından ilgilendireni iktisadi konularda bulmala- rı, akla en yakın gelen ihtimaldir. Fransa Kabine sallanıyor Geçen — haftaki AKİS'te Fransa'nın Bir- eşmi Milletlerden — çekilmesinden sonra açılan Meclis (muzakerelerınde Fran sız kabinesinin durumumu incelemiş ve Mecliste FFas meseleleri görüşülürken Faure'un güven oyu almaya, muvaffak olduğunu bildirmiştik. Ancak bu güven oyunıun ."büyük birşey ifade edemiyeceği- 5 ni, zira geçen haftalar içinde vuku bu- lan dört Bakan istifasının hükümet par- tileri arasındaki koalisyonun çözülmeye başladığına bir işaret sayılması gerektiği- ni de ilâveyi unutmamıştı Bu haftanın başında Fransa'dan ge- len haberler tahminimizde yanılmadığı- mızı gösteriyordu. Fas meselesinde Mecli- sin güven oyumu alan Hükümet, Cezayir meselesi görüşülürken düşmek tehlike- siyle karşılaşmıştır. Tehlike Fas meselesinde Hükümeti tutan sosyalistlerin Cezayir meselesinin müzakereleri sırasında Faure'u destekle- meyi reddetmelerinden doğuyordu. Daha doğrusunu söylemek gerekirse Sosyalist- ler Fas meselesinin müzakereleri sırasın- da da Faure'uı desteklemiş değillerdi, fa- kat verdikleri takrirde mevcut ve Hükü- meti takbih eder mahiyetteki bir fıkrayı son dakikada çıkarmaya Trazı muşlar ve böylece Faure'u güç duruma düşmek- ten kurtarmışlardı. Sosyalistler bu sefer verdikleri takrirde herhangi bir değişik- lik yapmayı peşinen reddetmişlerdir. ezayir meselesi dolayısiyle Meclise sunulan takrirler, kaldı ki, sadece takrir de değildir. sırada Meclise bu kı Sosyalistler gibi, integration - birleş- . e4e İIngiliz Geçen hafta İngiltere'de, Britanya devletler camiası içinde olduğu ka- dar, bu camia dışında da geniş bir ilgi toplayıp, akisler uyandıran iki büyük toplantı yapıldı. Bu toplantılarda en büyük dünya meseleleri görüşülüyor, ne dünyayı bir nizama bağlama gayesi güdülüyordu Böyle olduğu halde bütün dün fkâ bu görüşmeleri, büyük bir dikkatle takıp etti. Çünkü bakma, sını ve görmesini bilen bir göz için bu toplantılar çok istifade verici olabilir. di. Nitekim olmuştur Bahis konusu toplantıların birin- cisi Muhafazakârların Bournemouth'ta, ikincisi İşçilerin Margate'da yaptıkları ıllık parti genel kongreleriydi. Gerçi burada toplanan üÜyeler, tıpkı diğer memleketlerde yapılan parti kongrele- rine iştirak edenler gibi, İngiltere'nin muhtelif yerlerinden gelmiş, muhtelif inançlara bağlı insanlardı ve gene, tıp- kı diğer memleketlerde yapılan parti kongrelerine iştirak edenler gibi, parti- lerinin selâmeti için bağırıp - çağırı- parti idarecilerini tenkit veya tasvip ediyorlar, nizamı savunu- yor veya yeni bir istiyorlardı. Ancak bu kongrelerin diğer memleket- lerde yapılan parti kongrelerinden fark- l1 olmadıkları da iddia edilemezdi. De. mokrasi tecrübelerine yeni girişmiş bir- takım memleketlerde toplanan parti kongrelerinden farklı olan taraf şu- radaydı ki, İngiliz parti idarecileri, öte- denberl kendilerininkine uygun olma- yan görüşleri savanan delegelerin üyelik haklarını kaldrımıyorlar, kongrede baş- AKİS, 22 EKİM 1955