me - siyasetini reddediyorlar, Cezayir i- çin daha geniş bir muhtariyet talep edi- yorlar ve kabineye itimatsızlık beyan e- diyorlardı. De Gaulle'cülere gelince, şim- dikinden de müfrit bir integration siya- seti taki edıl sini isteye parti, verdiği 5 le bir metin politikasını Radikallerdi. tasvip edenler sadece Bütün bu partilere kereler sırasında, Köylüler e ademi itimat verınce, işler bü ilâveten, müza- I de Hüküme- bir takrır binesi güven oyuna başvurmaya karar vermiş bulunuyordu. Eğer Faure hemen o dakikada oyla- maya geçseydi, hükümetin Meclisin iti- madını kazanması çok zor olurdu. Ancak iç tüzükte yapılan yeni tâdiller gereğince oylama Salı günü öğleden sonra yapıla- caktı. Şu satırların yazıldığı dakikalarda henüz oylamanın neticesi öğrenilememiş- tir. Meclis e e konferansı- nın arifesinde yeni buhran yaratmak is- temeyecektir. Takat netice ne olursa ol- sun son hâdiseler bir kere daha gösteri- yorki, Faure kabinesinin günleri sayılıdır. Döğüşmek istemeyenler Bir yandan Fransa'da kabine buhran- arı patlak verirken, diğer yandan Fransız ordusunda da çözülmeler başla- Fransız kuv- na f bindirilirken büyük güçlükler çıkarm ktadırlar. Bu konuda en dikkate değer hâdise, geçen haftalar içinde Rouen'da vuku bulmuştur. 406 ncı uçaksavar adayının bir bö ğüne mensup ve silâh altına iyeni çagırıl- mış gençlerden altı yüz ikadan Kuzey Af- rika'ya gitmeyi reddediyorlardı. Bu akı yüz kişi kendilerini Pont -de - |I'Arche istasyonuna götürecek kamyonlara bin- mek istememişler ve Rıdhepansa kışlasın- da karışıklık çıkararak yi beriyi kır- mışlardı. Subaylar tarafından verilen e- mirler, dinlenmek şöyle dursun, gürül- tüden ışıtılmıyor u. Bunun üzerine ha- gün geciktirilmiş ye çlkab lecek bir isyana kar: şılık * cıvardakı askeri birliklerden yardım istenmiştir. Tahminler veçhile ertesi gün de ye- ni karışıklıklar vuku muştur. Kışla- ya çekilen erler tekrar kamyonlara bin- meyi reddetmişler kendilerini zorla kışladan çıkarmıya çalışan kuvvetleri taş- larmışlardır. Civarda bulunan sivil komü- Partileri de Kongre Yapıyor bulunanlara karşı tenkitlerde bulu. 1 nanları kolundan tutup dışarı atmıyor- lar, bilâ — ta hepsinden mü- himdir— tiği takdirde onla al- kışlayarak tenkıtlerını dikkat nazarına alacaklarını soyluyorlardı İşte olaylara bakmasını ve onlardan hisse almasını bilenler bu farklı tarafı görmüş ve İn- giltere'nin niçin kuvvetli olduğunu an- lamış bulunuyorlar İngiltere kuvvetlidir: Çünkü, idare edilenler kadar idare edenler de karşı- sındakinin fıkrıne kıymet vermesini l:ıı- liyorlar. İngiltere kuvvetlidir: metot üzerindeki görüş a m enfaatlerini — kendi günlük çıkarlarının üstünde tutuyorlar. İngiltere iktidar partisinin Bour- nemouth'ta yaptığı yıllık kongre bu ba- kımdan ibret vericidir. Başbakan Ant- ny Eden kulislerde kulaktan kulağa dolaşan <«buh » ve <«parti idarecileri arasında anlaşmazlık» fısıltılarını yalan- lamamış, bilâkis bir hal çâresi bulmak için elinden gelenı yapacağını söylemiştir. Umumi - şısında tutabilir, yeceği birka: cümle (i durumlarını kuvvetiendirir- di. Ancak İngiliz Başbakanı halk oyu. na saygı göstermiştir. Nasıl saygı gös- AKİS, — 22 EKİM 1955 termesin ki kendisini iktidara getiren o halk oyu ene aynı halk oyu, bir iktidarı, getırdığı yerden alarak geldi- ği yere bırakabilir. Madem ki en yük hâkim bu halk oyudur, kendini sadece ve sadece he vermekle görevli saymalı, kendini onun hizmetine vakfetmelidir. lngılız ıktida- rının k eti de ve b bü- iktidar mektedir. İktidar, bunu bildiği için ve bildiği müddetçe kuvvetlidir. İngiltere Ana Muhalefet Partisinin, İşçi Partisinin kongresi ise daha da ib- ret vericidir. Bu partinin geçen sene- ler ıçınde patlak veren bir bu s nat olmak üzere i- kiye ayrıldığı hatırlardadır. Buhranın sebebi olarak gösterilen haliha- zırda sol kanadın başkanlığını yapmak- tadır. eyan, bundan bir müdd. ön. ce, Partinin meclıs grupundan ihraç e- dilmişti. Fakat klına, onu, Parti kongresınde ıdarecılerm durumu- nu güçleşt ırecegı mülâhazasıyla Parti enel uruluna sokmamak veya İşçi Partisinden ıhraç gelmemiştir. Par inin ııgun içın teslim edildiği el. leri beğe eyen Beyan, Margat lantısında, serbest ç söz a lerını aç ıklamak fırsatını rafından da dinlenerek harar: alkışlanmıştır Kimse Attlee'yi tenkit ettiği için Beyan'ı susturmaya çalışma- mış, delegelikten çıkarmaya teşebbüs et- memiş, kolundan tutup kapı dışarı et- meyi düşünmemiştir DUÜNYADA OLUP BİTENLER nistler de isyan eden askerleri teşvik edi- orlardı. Karışıklık sırasında öyle bir an gelmış ir ki Marseillaise ile İnternatio- nal marşının sesleri - bunlardan birin- cisi Fransız milli marşı, dıge ü- nistlerin sarkışıdır - birbirine karışmış ve- ne birini, ne de diğerini anlamak mümkün olmuştur. Asillerin nizam altına alınması ve kamyonlara bindirilmesi için tekrar takviye kuvvetleri getirtmek uzun bir zaman geçmesini beklemek ge- rekmiştir. Fransız ordusu kumandanları kadar Fransız gazeteleri bu hâdiseleri komü- nistlere yüklemekte birbirleriyle yarış e- diyorlar. Ancak kışlanın dışında kendile- rini <«İnternaıtional» ile teşci eden sivil- lere asilerin « Marseillaise» ıle cevap ver- meleri bunun pek o kadar d dia olmadığını gösteriyor. münizmimi oldukça yayılmış bır . doktrin münistlerin de her topluluğa sızmış ınsanlar old uğuna — gerçi he yoktur. ak diğer yandan Fransız halkının da Hükümet tarafından Kuzey Afrika'da ta- kip edilen şiddet politikasını tasvp et- memeye başladığı bir hakika Halkın unıyetsızılıgı orduya kadar ya- uyor. dişle Fransa, Ku- ı;loguşecek insan bulmak güçlüğünde kalacaktır. Bu olayın önemi, Attlee'nin, günlerde iş başından çeki ne bir halef getirilmesini talep etmek niyetinde olduğu hatırlanınca daha da iyi anlaşılır. Ötedenberi Beyan'ı tut- mayan Attlee, isteseydi, İşçi Milletve- killeri aras yarattığı büyük sevgi ve tijden ıstıfade ederek, Beyan'ı kong e da şu satır- lann yaz ldığı dakıkalarda henuz tayin let idaresinin olduğu resinin de keyfı kararlarla yürütülemi- yeceğini ve Pa aresinde görevlen- dirilmiş bir ahsın ancak seçildiği ku- rul tarafından iş başından alınabilece- ğini bilen bir Devlet adamıdır. Attlee eyan'ı yere vurmak kudreti lIdu- si kinlerle memleket —dâvalarını edebilecek fikri melekelere sahip ve hiddetine hâkim olacak kadar tecrü- beli bir idarecidir. Bütün bu noktalar göz önüne alı- nınca İngiltere'nin kuvvetini endüstri- sinin gelışmış olmasında, donanmasının hazinesinin zenginliğin- e değil fertlerinin ve ida yasi görgü terbiyelerinde aramak gerektıgı kolayca meydana çıkıyor. Ge- aynı hususlar «Neden bazı ı:levlet- değıldır. sualinin cevabı, bir açıklıkla meydana koy- recilerinin si- ler kuvvetlı ı da büyü maktadırlar. 19