Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene: 2, Cilt: IV, Sayı: 69 Denizciler Caddesi Yeni Matbaa - Ankara P. Kİ 582 — Tel: Fiatı: 60 Kuruş e İmtiyaz — Sahibi: Metin TOKER e Umumi Neşriyat Müdürü Cüneyt ARCAYÜREK Bu nüshada Yazı işlerini fiilen idare eden mes'ul Müdür: Yusuf Ziya ADEMHAN * Teknik Sekreteri M. Nevzat ÜNLÜ e Ressam: İzzet ÇETİN Karikatür: Fotoğraf: ASSOCIATED PRESS — HÜSEYİN EZER * Klişe: Doğan TORUNOĞLU ' Haşmet EGEMEN Abone Şartları : 3 aylık . (12 nüsha)': 6 aylık — (25 nüsha) : 1 senelik (52 nüsha) : 6 lira 12 lira 24 lira İlân Şartları : 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa): 359 lira Kapak içi 399 lira ve metin sayfaları Santimi 4 Lira Dizildiği ve Basıldığı Yer : Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz Prenses Margaret Büyük karar arefesinde Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları Eğer — dünyanın siyasi coğrafyası sadece ve sadece etnik faktör- ler göz önünde tutularak çizilsey- di Kıbrıs adasının Yunanlılara ve- rilmesine itiraz etmeyi hatırından geçirecek Uar tek Türk çıkmazdı. ira bu adada halen Türkten faz- la yunanlının yaşadığı hiç kimse- nin meçhulü değildir. Ama o tak- dirde Batı Trakyanın Türkiye'ye devredilmesine de karşı koymak isteyecek bir tek Yunanlının bulun- maması gerekirdi. Kıbrısa mukabil Batı Trakya'da, hele Lozan andlaş- masının müzakere edildiği günlerde yunanlıdan çok türkün yalamakta olduğa unutulmamıştır. Hakikat şudur ki etnik faktör dünyanın siyasi coğrafyasını çizen faktörlerden ancak bir tanesidir ve tek başına bir mana ifade etme- mektedir. Eğer bir mana ifade et- seydi yer yüzünde siyasi ihtilafla- rın sebebi hikmeti olmazdı. Bir mu- ayyen bölgedeki halkın ekseriyeti hangi millete mensupsa o bölge o milletin devletine bağlanır, böylece kavgaya lüzum kalmazdı. Halbuki tarih ve hal şahittir ki bu gibi çâ- reler hiç bir zaman milletleri tat- min etmemiş, bilâkis daima karı- şıklık dogurmuş, huzursuzluğa yol mi k an yeni yeni harp- lerin kaynagını teşkil etmiştir. Birinci Dünya savaşında Wil- son'un şampiyonluğunu — yaptığı "self determination - kendi mukad- deratına bizzat hakim olma" pren- sibinin tatbikile çizilen Avrupa ha- ritasının şekli hatırlardadır. Bu ha- rita İkinci Dünya Savaşının başlı- ca sebebi olmuştur. Prensibin letler arasında yol açtığı bazen kanlı ihtilâflar da unutulmamıştır. üdet meselesi, Taşen meselesi, Transilvanya meselesi, Besarabya meselesi, Kareli meselesi, Saar me- rış yılları politikasına hâkim kal- mıştır. Bu meseleler ben etnik fak- törlerin adeta tek başlarına kaale alınmasını isteyen bir zihniyetin dünyaya hediyesidir. Şimdi, vazi- yet bu iken yunanlıların aynı pren- sibin tatbikini isteyerek dünyanın Süküna en ziyade muhtaç bulundu- ğu bir bölgesinde huzursuzluk ya- ratmalarını iyi niyete yormaya im- kân yoktur. Türkiye elbette ki Kıbrıslı 199 bin Türkün mukadderatıyla yakın- dan ilgilenecektir. Bu, bizim için bir vazifedir. Ama bunun da üstün- memleketımızm niyet ve selâmetidir. Ada Yı - llara geçerse Atina hukumetı Türk ekalliyetine bugün sahip ol- duğu hakların da ilerisinde hak- lar tanıyacağım vaad eder ve belki en - zannedilmez ya - bu vaadini geri ekle tirir. Ancak mese- lenin 199 ürkün 'hayat şart- Aramızda larından çok yüksek bir seviyede oldugunu hatırlamak icap eder. Kıbrıs gibi Anadolunun bağrına hançer gibi saplanan bir adanın Yunanistan fitti bir komşunun e- Tinde bulunması Türkiye için dai- mi bir tehdit, daimi bir tehlikedir. Buna hiç bir Türk hükümeti asla ve asla müsaade etmiyecek, icap ederse zora zorla mukabele ederek haklarımızı koruyacaktır. Türk hü- kümetinin bu yoldaki bir hareketi- nin bütün Türk milleti tarafından hararetle ve candan desteklenece- n kimsenin şüphesi bulunma- gaç malıdı Yunanistan gibi bir komşunun... Zira bu komşumuz öküze hased e- den kurbağanın hastalığına müp- telâdır. Bir kaç defa çatladığı hal- de uslanmamıştır ve ilk fırsatta ö- küzü yeniden taklide kalkışacağın- dan zerrece şüphemiz yoktur. Yu- nan milleti iyi millettir, hoş mil- lettir; ancak ne istediğini bilmez, hele neyi gerçekleştırebılecegınden ünya Harbinden sonra bir und a, ge- tirip On iki Adayı ele geçirmiş bu- lunması bizim için kâfi bir tehli- kedir. Bunu, Kıbrısı da vererek art- tırmayı arzulamayacagımızı Atina hükümetinin pek alâ bilmesi lâ- zımdır. O Atina hükümeti ki, ha- kıkaten başbakan Adnan Mende- res'in dediği gibi bır kasaba papa- zının elinde oyuncal Kıbrıs bugünkü halile de Türk değildir. Ama öyle bir devletin e- lindedir ki adanın bir takım mace- ralar için tramplen vazifesi gör- mesine imkân yoktur. Zira Londra- a hiç Ur zaman Atina'da her gün kurulup bozulan hükümetler nevin- den bir hükümet olmayacaktır. Sa- dece Kıbrıslı Türklerin değil, as- ında Türk olan bu toprakların da Ingıltere gibi durmuş, oturmuş ve daima aklı selimi tehsil eden bir memleketın idaresinde bulunması yüreklerimize emniyet ve rahatlık veriyor. Biliyoruz, ırkdaşlarımız huzur içindedir; — biliyoruz Kıbrıs bizim için bir tehlike değildir. Me- selenin ehemmiyeti o bakımdandır, yoksa sadece 199 bin Türk'ün mu- 'li(iîdderatı davasından ibaret değil- Akdenizin doğusunda sulh ve sü- kün hakikaten — bozulabilir, ama statüko değiştiği takdirde.. İşte Turkıye bunu duşunerek ortaya bir rıs meselesi" çıkarmamıştır. Zira doğrusu istenilirse ada üzerin- de en büyük hak bizimdir. Yuna- nistan İngiltere'den adayı kendi- sine vermesini istiyor. Bizim iste- yeceğimiz, adanın iadesinden ibaret olacal Saygılarımızla AKİS