SPOR Tenıs Davidson Harareti teskin Enternasyonal şampiyona Geride bıraktığımız son bir ay içe- tisinde cereyan hadiseler sporla alâkalı olan şahısları bir hay- li düşündürdü. Nasıl düşünmesinler ki.. Bir aylık sportif hâdiseleri bir an için gözlerinin önüne getirenler halkın yakın alâkasını - anlamakda güçlük çekmediler. Bu alâka doğrusu Istenırse hayretle karşılandı. — Atle- mde M hangi müsabaka olursa ol- sun * bugüne kadar yirmi beş bin seyirciyi bir arada görmek kabil ol- mamıştı. Keza tenis sporu da daha ziyade muayyen insanlara hitap et- mekte ve seyirci adedi çok çok ü veya beş yüzü geçmemekte idi. Hal- buki bu yekünda bir iki gün evvel nihayete eren "Onuncu Enternasyo- nal Tenis Turnuvasında" dört bine yükselmişti. Her iki branşa kargı gösterilmiş olan alâka memnuniyet verici idi. Hâdiseler bu bakımdan tet- kik edilecek olursa bir takım haki- katlerle karşılaşılır Her iki sporda da Öz sahibi olanların yana yakıla alaka ve teşvik görmeyişlerine" ait söyledikleri sözler son hâdiselerle ta- mamen boşa çıkmıştır. Halk alâkayı icap ettiği .zaman — göstermektedir. AKİS, 3 EYLÜL 1955 Keza anlamamak diye bir iddia da asla varit olamaz. Burada olsa olsa İtibar edilmeyişin tek sebebi bugüne kadar yapılan organizasyonların kı- sırlığı ve muayyen atletlerin veyahut | tenisçilerin halkın heyecanına hitap edemeyişleridir. Beynelmilel çapta organizasyonlar yapıldığı zaman an- lamadığı iddia edilen halk stad gişe- lerine cepten her gün on lira gibi a- ğır bir ücret ödemekten çekinmemiş- tir. Müsabakaların cereyanı Muhtelif milletlerin bayrakları ıle süslenmiş olan Taksimdeki Dağ cılık Kulübünün önüne şöyle bir goz atanlar park yapmış olan otomobil- lerin markalarını görünce içerdeki zevatın kimler olduğunu anlamakta pek de güçlük çekmediler. — Vakıa şöyle bir sual akla gelebilir: Bir mil- yonu aşan koskoca İstanbul şehrin- de kapıda duran hususi otomobile ba- kıp da içerdeki insanların kimler ol- uğunu nasıl kestirebilir. Evet ilk bakışta böyle düşünenler haklıdırlar. Fakat AKİS'in evvelki sayısında da belırttıgı gibi bu spor daha ziyade aristokrat Zzümreye hitap etmekte- dir. Kapıda bulunan arabalar bunu ispat etmekte ve tribünlerde yer a- lan İstanbul sosyetesinin şık hanım- ları da gerek kıyafetleri ve gerekse taşıdıkları mücevheratla bu debde- benin birer temsilcisi olmakda idiler. On günden beri gazeteler sosyetede bir bomba tesiri yapan tenis karşı- laşmalarının dedikoduları 1le dolu- dur. Yazlığa gidenler güç olmasına rağmen biraz kendilerini göstermek saiki ile diyelim, biraz da bu spora karşı duydukları alâka ile hemen her gün tribünlereki muayyen yerlerini işgal etmekteydiler. Bu seyircilerin bir kısmını teşkıl eder. Diğer bir kı- sımda hem temaşa zevkini tatmin etmek ve hem de Davidson, Drobny, Ayala, Rose, Williams gibi dunya ça- pındaki şohretlerı görmek için Dağ- cılık kulübünün yolunu tutmuştur. Denebilir ki her zümrede on gün sü- ren karşılaşmalardan memnun ay- rılmışlardır. Yağmurun iki üç gün- lük azizliğinden sonra müsabakalar aksatılmadan sona erdırılmıştır Mev- cut programın tatbiki, buyuk orga- nizasyona girişen ve ağır bir yük taşıyan Dağcılık kulübü için ayrıca bir muvaffakiyet olmuştur. Kapıda sarı kart hamili olmayan üç beş ga- zetecinin bırakılması hariç müsaba- kalardan en ufak bir itiraz veya şı— kâyet sesi yükselmemiştir. * Ba a tek erkeklerde favori olarak gösterilen 1954 Wimbledon şampiyonu Jaroslav Drobny'nin şampiyon olaca- ğı kanaati umumi idi. Fakat hiç te beklendiği gibi olmadı. Geçen hafta Cumartesi günü Avusturyalı Mar- veyn Rose ile yaptıgı Domi final kar- şılaşmasında Rose'ye beş sette yenil- di. Drobny ilk seti kaybetmişti. Fa- kat onu takip eden iki seti üst üste kazanması kendisinden ümitli olanla- rın yüzünü güldürdü. Fakat bu gülüş fazla sürmedi. İki saat yirmi dakika evam eden mücadeleden Rose galip ayrıldı. Aynı gün Davidson ile Patty arasında yapılan dömifinal karşılaş- asında Avrupa'nın en iyi tenisçisi olarak kabul edilen uzun boylu yakı- şıklı ve sempatik Davidson kuWelı rakıbı Pafcty'yi beş sette mağlup e meye muvaffak oldu. Amerikalı te— nisçinin yorgun oldugu hareketleri- den belli oluyordu. Davidson'un bu maniayı aşması ona şampiyonluk yo- lunda söz sahibi olmak hakkını veri- yordu. Nitekim de böyle oldu. David- son Tenisçiler içersinde en fazla sem- patik bulunan ve hareketleri alkış- lananlardan biri idi. Genç hanımları- mız bu bakımdan çok cömert dav- randılar. Pazar günü oynanan final maçında ise yeni bir seyırcı reko-u kırıldı, bir gün evvel Drobny'yi yenen Roseı Patty'yi yenen DaVidson-un yapacağı karşılaşma hakikaten merak mevzuu idi. Maçtan evvel umumi kanaat Me Rose'nin kazanacağı merke- zinde toplanıyordu. Çünkü rakibinden daha usta ve daha tecrübeli idi. Fa- kat herşey ilk sette kayboldu. Ener- jik Davidson bir gün evvel beş por- siyon kavun yiyen ve üzerine su — içe- rek sancılanan kurt rakibini çok ra- hat bir oyunla beş sette mağlup etti. Davidson'un şampiyonluğu büyük te- zahürata vesile teşkil etti. Rose ise bu ağır mağlubiyetin üzüntüsünden Seeney Vuruşta ve duruşta zerafet