nist rejimi tanımaya mecbur tutma- malıydı, 3. Ve nihayet, Bonn hükümeti Oder-Neisse hattını Almanyanın ni- hai sınırı olarak kabule zorlanma- malıydı. Görüldüğü gibi, bu notada, Alman hükümeti birleştirilme — meselesinin görüşülmesini teklif edecek kadar He- ri gitmiyordu. Fakat teklif ettiği ko- nuların görüşülmesi Ruslar tarafın- dan kabul edilirse söz kendiliğinden bu mecraya dökülecekti. Yeni notalar Alman notasına cevap ver- araya Cenevre konferansı i. Burada Sovyet Rusyanın Al- man meselesini müzakereye yanaş- madığı hatırlardadır. Bu hâdise Ade- nauer'de büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Üstelik Rusyanın Alman notasına cevabı da gecikiyordu. Dün- ya efkârında artık Rusların Adena- uer'in ziyareti ile ilgilenmedikleri ka- naati uyanıyordu. Fakat geçen haftalar içinde tek- rar Almanyanın Paris teki Büyükel- çisine verilen bir Sovyet notasiyle, davet yenilenmiştir. 30 Haziran ta- rihli Alman notasına cevap teşkil e- den bu notada, Alman Başbakanının ileri sürdüğü şartlara temas edil- meksizin, eski Rus teklifleri tekrar- lanıyordu. Moskovaya göre, Ağustos sonu veya Eylül başında yapılması rica edilen bu zıyarette, konuşulacak mevzular şunları 1. Siyasi munasebetlerın kurul- ması ve bu hususta gerekli vesikala- rın teatisi, Z. Tcaı'ı münasebetlerin ihdası ve bir ticaret anlaşmasının akdi, 3. (Kültürel münasebetlerin ku- rulması ve bir kültür anlaşmasının imzası. Görüldüğü gibi, bu teklifler ilk Rus notasının ihtiva ettiklerinden farksızdı. Rusyanın Almanyanın bir- leştirilmesi meselesini görüşmeye ya- ııaşmıyacagı anlaşılıyordu;. Adenau- er'in bu hususta İsrarı beyhude ola- caktı. Bu bakımdan, Alman Başba- kanı gündeme kendi istediği husus- ların ilavesini ziyaretinin ön şartı yapmamalı, bir kere Moskovaya git- tikten sonra fırsatını bulup görüşme- leri o mecraya dökmeliydi. Nitekim, Adenauer, Rus davetine 9 Eylülde icabet edeceğini söylerken böyle düşünmekteydi. Fakat 19 Ağustos günü Paristeki Sovyet Büyükelçisi Vinigradof ta- rafından von Malyzan'a verilen yeni ir Rus notası durumu tamamen de- gıştırııııştır Notada "iki memleket rasında normal siyasi, iktisadi — ve kültürel münasebetlerin tesisi için Federal Batı Almanya hükümeti ta- rafından ileri sürülen müzakere şart- Ruslar dildiği bildiriliyordu. Rusya, Moskova ziyareti sırasında Adenauerin görüşmek istiyeceği her meseleyi müzakereye yanaşmıştır. Bu meselelerın başında Almanyanın bir- leştirilmesi ile Alman harp esirlerinin AKİS, 3 EYLÜL 1955 DÜNYADA OLUP BİTENLER Ders Almak Sanatı Paris... Eylül.,. O kadar — şaşırmıştım ki acaba yanlış mı işittim diye hemen sordum: — "“Affedersiniz anlıyamadım;" Genel konularda konuşuyorduk. Muhatabım kır saçlı orta yaşlı cid- di ve olgun görünüşlü bir zattı. Ankaranın memurların- dandı. Son senelerde de yıldızı epe- yi parlamıştı. Parise İki hafta i için vazifeten gönderilmişti. türü ile yetişmiş olmamasına rağ- men buna büyük bir alâka duyu- yordu. Son zamanlarda dünyanın değişik yerlerınde dolaşmış, muh- telif ilier görmüştü. Cümlesini tekrar etti: — "Fransada hükümet buhran- ları o kadar sık oluyor ki, dedi, Batı ittifakının emniyeti için en i- yisi bu memleketi bır vesayet altı- na almak lazım!. e ransa — hakkında böyle bir mü- talâa ve bu "denlü" kanaat sa- dece bu zata inhisar etmiş olsay- dı bunun üzerinde fazla durmaz, lâkırdıyı oracıkta keser, hele bir yazı konusu olarak hiç düşünmez- dim. Fakat Parisi ziyaret eden ve- ya vazifeyle gelen milletvekilleri- mizden, asker ve memurlarımız- dan, bu garip zihniyetin İlham et- tiği ondan da daha az garip mayan buna benzer bir sürü "fıkır ve intiba" lar dinlemiştim. Hattâ bütün ciddi ve olgun görünüşleri- ne rağmen kendılerıııden, yukar- daki satırlar gibi dam ve saksa- ğan teşbihini hatırlatan, mütalâa- ların sadır olması hiç de nadirat- tan degıldı, önemli ve acıklı olan şey bu zihniyetin mesul mevkiler- de olan İnsanlarda da yerleşmesi ve muhtelif bahanelerle çolur. ol- maz yerlerde tezahürü Kanaatimce yanlışları ve anlaş- mazlıkları açıklayıp, herkesin e- sas olarak' aldığı prensipleri be- nimseyip kabul etmekte fayda var- dır. Kendimizi dev aynasında gö- rüp er geç sonunda hüsrana düş- mekten ve bize inananları da ha- yal sukutuna uğratmaktansa baş- kalarının üstün taraflarını kabul edip aşağıdan hiç olmazsa bir kaç basamak daha yükselmeğe gayret etmeliyiz. Fransayı vesayet altına almak! Bunu kim diyor? İngilizler veya Amerikalılar mı? Hayır his! Se- bep? Hükümet buhraıılarıııııı sık olması.. Bir an için Fransaya bir de şu kendi halimize bakıp - ama gözlerini İyice açıp düşünmek şar- tiyle - bu tuhaf zıhıııyetın bizim i- çin teşkil ettiği tehlikeyi inkâra imkân var mıdır? Bir zamanlar Aydemir BALKAN moda olan *" sonra Fransaya ben- zeriz!" sözü mi efkârı' baskı altında tutmak için de bu kurnazca bir formüldü. Generalle- rimiz veya milletvekilerimiz Pi- galle'de bir gün, Champs-Elysees'- de iki gece kalmakla Fransa ve Fransızlar için bu hükümlere var- a hem eksik hem yanlış kri- teryumlardaıı hareket ettiklerinin farkında olmalı değil midirler? Dünyaya asırlarca sanat ve te- fekkürde hocalık etmiş ve etmek- te olan, bütün milletlere nurlu bir huı'rıyet ve medeniyet ışığı tut- muş bulunan Fransa hakkında de- ğişmez ve sarsılmaz bazı esas ka- naatlerimiz olmalıdır ve bunlar ev velâ fertçe sonra milletçe hususi ve resmi hayatımızda bize rehber- lik etmelidirler. Bu fasıl üzerine birazdan tek- rar geleceğiz. Şimdi- egleııcelı ve cazip taraflarına bakıp üstün ka- liteli cephelerini unuttuğumuz ve- ya bilmediğimiz Fransaya gelelim. Fransa son savaşta harabeye dö- nen bir memleketi kısa bir za- manda eski seviyesine eriştirecek, hattâ bunu geçecek olan teknik e- lemanlara ve imkânlara sahiptir. Hükümet krizleri, — başbakanların değişmesi kalkınma plânlarının tatbikatına biç tesir etmemiştir. Fransada bir hükümet ondan ev velkinin programlarım — ceffalka- lem rededdip başlamış işleri dur- durmaz veya devam ettirdiklerini itendi malı yapmaz veya meselâ falanca mahalleyi hastahane yapa- hım, filânca tesisleri bu tarafa ak- taralım gibi hikmetler savurmaz. Fransa teknik alanda Amerikanın hattâ İngilterenin gıpta ettıgı üs- , im vasıflı malzemeyi imal etmek- tedıı' Tepkili uçak prototıplerının mükemmelleri, dünyanın en hızlı lokomotifleri, gemi ve otomo- bil sanayiinin en zarif ve randı- manlı tipleri, en hassas televızyon alıcıları Fransa fabrikalarında in- şa edilmektedir. Dünyanın en bü- yük barajlarından baş tanesi Fran- sadadır. Atomun parçalanması ilk defa bundan 17 sene evvel Fransa- da başarılmıştır. Hükümet buhran- ları ve başbakanların değişmesi Fransanın dünyada çelik ve kömür ıstıhsalınde dördüncü ve beşinci evkileri hâlâ muhafaza etmesine engel teşkil etmemiştir. Savaş so- nundan beri, on senede Fransada 22 hükümet işbaşına gelmiştir. Fa- kat İstihsal mütemadiyen artmak- tadır, kütlelerin hayat seviyesi mü- temadiyen yükselmektedir. Fransız parası dış pazarlarda bizimki gibi üçte biri - fiyatına gitmemektedir. Fransada dolar resmi kurda 355 frank, serbest kurda S65 frank-