Kapaktaki Prenses Kral Altıncı George — merdivenle- rin başında duruyordu. Prenses Margaret Albay Townsend'in kol- larında, kucakta idi ve merdivenle- ri tırmanıyorlardı. Margaret neşe- li idi ve küçük bir çocuk gibi gü- lumsuyor ve Albay İle şakalaşıyor- Kral gözlerine — inanamıyordu. Margaret'i hiç boyle ve Albay Townsend'i de hiç bir zaman bu kadar Jlaubali hareketler yapar- Hiç bir şey söy- lemedi, hiç bir harekette bulunma- Margaret, albayın kollarından sıyrıldı ve bir yığın mazeret ileriye sürdü. al gene sesini çıkarmadı, fakat albay renkten renge girdi. Merdivenleri çıktılar. Albay, pren- sesi odasının kapısında bıraktı ve ayrıldı. O gece saraydaki hususi bir toplantıdan en geç ayrılaıılar İ- kisi idi, prenses çok y oldu- ğunu ve başının agrıdıgını ılerıye sürmüş, albaydan kendisini kuca- ğına alarak odasına götürmesini ıstemıştı Albay şiddetle itiraz et- ve "peder kral" ın kendilerini görebileceğini söylemişti. Ancak Margaret İsrarını emir şekline sok- muş ve "beni kucağınıza alınız" di- ye inatla mukabelede bulunmuştu. “Emir emirdir" ve Albay söyleni- leni yapmıştı. Bir müddet sonra bütün Londra gazetelerinde, halkın ağzında kü- çük prenses Margaret Rose'in kal- bini albay Townsend'e kaptırdığı rivayetleri dolaşıyordu. Ancak İn- giltere gazeteleri kraliyet haberlen üzerindeki hassasiyetlerini bu me selede de göstermişler, o kadar a- şırı bir neşriyat yapmamışlardı. Bu demek değildi ki diğer memleketle- rin matbuatı duracak ve asrın en mühim hâdisesi olarak bu aşkı gös- termiyecekti. Bilhassa Amerikan gazeteleri her gün büyük başlıklar- la Margaret - Townsend aşkının hi- kâyesini vermeğe başladılar. Altın- cı George ölmüştü ve ailenin bütün mesuliyetleri genç kraliçenin omuz- larına yüklenmişti. O güne kadar Margaret ile Townsend'in yanyana çekilmiş resimleri arşıvlerden çıktı. Bu resimlerin pek çoğunda Town- send, Margaretin hemen arkasında görünüyordu. Hususi gezintilerde Margaret ToWnsend ile neşeli neşe- li konuşuyordu ve bu resimler mil- yon satan mecmuaların sayfalarını süslüyordu. Margaret Rose, 21 Ağustos 1930 da doğmuştu. Ailenin İkinci zı idi ve bahası doğduğu tarıhte Altıncı George unvanı ile tahta geç- memişti. Bir kral ailesi mensubu- nun görmesi icap eden tahsile tâbi tutulmuştu. Tahsili hususi idi ve Miss Marion Crawfort'un nezare- tinde muhtelif öğretmenlerden ve Margaret Rose dadılardan lâzım olan bilgiyi alı- rdu. Fakat küçük prenses büyüdük- çe, bilhassa açık hava sporlarına düşkünlüğü İle kendısını gosterıyor- du. Ata binmeyi, i ve bahçe Işlerı ile meşgul olmayı seviyordu. Resmı bir yazıda da belirtildiği üze- re, "çok neşeli ve maceraperest" ru]ılu idi. Ablasındaki ciddiyet her zaman kendisinde gorunmuyordu, bir halk insanı gıbı, gezmeyi, eğlen- meyi ve bir halk insanı gibi yaşa- mayı daha çok seviyordu. Fakat ne de olsa bir kral ailesine mensuptu e ve o sıfatın verdiği vazifeleri yeri- ne getirmesi lâzım geliyordu. On i- ki yaşında İken, İn gılterenın meş- hur izcilik teşkilâtına girmişti, on dört yaşında bir kral kızı olarak ilk resmi vazifeyi üzerine alıyordu. Kendi adını taşıyan bir mektepte, kendi hazırladığı notlardan - çünkü kral ailesi mensupları hazırlanmış yazılı konuşmalar yaparlar bir nutuk söylemiş ve çok begenılmış- ti. Artık yavaş yavaş halkla temas vazifelerini görmeğe alışmalı idi. Bunun için de, muhtelif vesileler çıktı. Ve Margaret o neşeli ve ma- ceraperest Mar: - bu vazifeleri dikkatle ve m;gıvaffakiyetle yaptı.. 1947 tarihi prenses Margaret için hayatının dönüm noktasını teş- kil ediyordu. Ailenin büyüğü, Kral Altıncı George ölmüştü. En yakın arkadaşı ye çok sevgili ablasını da kaybediyor demekti. Prenses Eliza- beth artık kraliçe idi ve mühim bir vazifeyi deruhte edecekti. Marga- ret, ablasını her zaman göremiye- cek her zaman onunla dertleşemi- yeeek ve konuşamıyacaktı. Bir kra- liçenin kızkardeşi olarak da vazife- leri bir kat daha artacaktı. Zaman zaman Kraliçe yerine - Elizabeth seyahatte olduğu zamanlar - devlet işlerinde ona vekâlet edecekti. Se- yahatlere ç'kacak, gemilerin denize indirilişinde hazır bulunacak ve nu- tuklar söyliyece Bütün bunları prenses Marga- F ret'in yapmaması için sebep yok- Bu meselelerde kabiliyetini ve dırayetını gostermıştı 1950 sene- sinde yirmi yaşına basmıştı ve onun da - ne kadar kraliyet ailesine bağ- h olsa da - hisleri, düşünceleri ve gevdiği şeyler vardı. Kral sarayın- da, kraliçenin maiyetinde vazifeli bulunan Albay Townsend ıl er zaman konuşuyor, görüşüyordu. Al- bay ile zevklerınde bir benzerlık bir yakınlaşma vardı. Margaret atlar- dan hoşlanıyordu, ata biniyordu. Albay bu işlerin ehli, hattâ bırıncı derecede adamı idi. Margaret, deni- zi ve yüzmeyi seviyordu. —Albayın da bu işte Margaret'ten geri ladır tarafı yoktu. At yarışlarında bulu- nuyorlardı ve Albayın bu işteki ge- niş bilgisi Margaret! tenvir ediyor, konuşmalarına, yalnız kalmalarına yol açıyordu. Nihayet albay, İngil- terenin tanıdığı ve harpte kahra- manlıklar göstermiş, birinci' sınıf askerlerinden idi. akat kraliçe ne yapacaktı, ne söyliyecekti? Bu meselede onun söz hakkı herkesten çok idi, sonra or- tada bir de kilise vardı. Kraliçenin kızkardeşini bir albay ile evlendir- meğe yanaşmadığı ve bu mevzuda çok sert davrandıgı biliniyordu. Bu maniler, Margaret'in bu sözlerin ya- yıldığı sıralardaki hali, aşkın dere- cesini gösteriyordu. Ailenin büyüğü kraliçe Elizabeth kardeşinin bir müddet Londradan uzaklaşması ile bu dertten kurtulabileceğini tahmin etti ve Margaret'i seyahate çıkardı. Bu, uzun bir seyahatti ve Margaret aşağı yukarı bir dünya turu yapa- caktı. Gittiği yerler, İngiltereye bağlı en güzel adalar ve memleket- ler idi. Mehtabı, denizi ve tabiat güzellikleri ile dolu memleketler.. Kraliçenin hesabı yanlış çıkmıştı. Bu memleketler, Margaret'in aşkını söndüreceğine, denızı ile, mehtabı ile, tabiat güzellikleri daha çok a- levlendiriyor ve genç prenses unu- tacağına, daha çok yaklaşıyordu. ownsend de Londradan uzaklaştı- rümış, Belçika'da bir vazifeye ta- yin edilmişti. Hattâ, iki kızkarde- şin arası açılmıştı, Margaret seya- hate çıkarken gayet soğuk bir ay- rılış olmuştu. Bütün seyahat boyunca, pren- sesin içli, dertli ve garip taralı ce- nup musikisini dinlerken - nezaket icabı gülmekten öbür yana > hiç bir şekilde neşelenmediği gözden kaç- mıyordu Londraya dönüş ve gazetelerin u- zun neşriyatı... Töwnsend'in baş- ka memlekette olıışu ve evlenebil- mek için yeni ve mü ir şart.. Mademki kraliçe bu evlenmenın a- leyhindedir, mademki izne bir usul meselesi ile karşılaşılmıştır. halde, diyordu gazeteler, Marga- ret 25 yaşına kadar beklemelidir, 21 Ağustos 1955 onun için bir kur- tuluş ve sevdıgı insana kavuşma tarihi olacaktı 21 Agustos 1955 tarihi geldi, geçti. Fakat Margaret'ten albay Townsend ile evleneceğine dair hiç bir ses işitilmiyor. Hattâ, saraya yak-n çevreler böyle bir izdivaçtan vazgeçildiğini ileriye — sürüyorlar. Muhakkak olan şu id, bir büyük aş- kın perdesi kaldırılmış, fakat neti- cenin ne şekilde bağlanacağı hiç kimse tarafından kestirilemez hale gelmıştır Bu evlenme, İngiltere sa- rayının "aşk her şeye tercih edilir"” prensibine sadık kaldığını ikinci bir defa daha dünyaya duyuracaktır. Margaret Rose, büyük kararının arefesindedir. AKİS, 3 EYLÜL 1955