3 Eylül 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

3 Eylül 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Güzelleşmek şarta bağlı Böylesine olabilmek için mayın. Sabırsızlandığınız, sinirlendi- ğinizi hisseder etmez şu dört esas noktaya dikkat ediniz. Çene kemıklerınız ellermız fesiniz, oturma şe Bunlar gerılmeler başlamışsa tedbır alın ve şu türklere müracaat edin, 1) Dilinizi dışlerınızın arasına koyun. Çene kemiklerinizi geremez- siniz 2) Ellerinizi açıp, birbirine yapıştırın. 3) Üç dört defa ağır ağır ne- fes alın. 4) Oturduğunuz yere dayanın. Cereyanı kesmek ne— avuçlarınızı Bundan başka alacağınız tedbir ce- reyanı kesmek, yani bir kaç da- kika için işi. bırakmaktır. Yerinizden alkın, ağzınıza bir şeker, atın, sulu bir şey için, iki üç dakika yürüyün, balkona çıkın, telefon edın Ev ka- dını akşam sofraya otururken, mu- hakkak, bütün gün gıyındıgı elbıseyı degıştırmelıdır Yem elbise, yeni ka- dın demektir. Ama bu suslenmek a- ve temiz olduğu nisbette gevşeklık hissedecektir. Gayret sarf etmekten çekinmeyi- niz. Kaçan otobüse yetişmek için koşmak sıhhatinize zararlı değildir, bilâkis.. Asansöre bineceğiniz yerde, sakin sakin ayaklarınızın ucuna sarak merdiven çıkınız.Bahçede ço- cuklannızla top veya saklambaç oy- nayın Fakat bir şeye, insan vücudunun mimarı olan uykuya dikkat ediniz Uyurken, asabi hücreler ıstırahat eder. Vücudunuz aşağıya doğru çe- kilme kaidesine tâbi olmaktan kur- tulur. Yastık kullanmadan, i lerinde açık havada, deniz kenarında burundan nefes alarak bol bo rüyün. Evde ve yeşilliklerde, çayır- da, plajda çıplak ayak dolaşmak fev- kalâde dinlendiricidir. 'Mümkün mertebe canlı ve hafif yemekler yiyin. Bol vitamin alın, bal yiyin, etleri ıskara olarak tercih e- din. Sinir gerilmesine karşı Saatinizi daima on dakika ileri a- lin. Bundan sonra, daima sakin olun. Çünkü yapacağınız her ış için on dakika fazlanız var dem İşinizi organize edin. Programla çalışın Etrafınızdaki çiğ renklerden ra- hatsız, zevksiz eşyadan, acık bırakı- lan radyo sesinden, çiğ ışıktan, de- vamlı enerji sarfından, ufak ve ehem- miyetsiz şeylere ehemmiyet vermek- ten kaçınınız. Meselâ, siz banyoda i- ken, çalan telefon, yeni elbisenize o- lan leke, sizi fazla üzmemelidir. Hu- Zzur bozan neş'enizi kıran dostlarını- zı da bıraz İhmal edin Zihin gerginliği Bir doktorun muayenehanesınde sı- ra bekliyen hastaları gözünüzün önüne getirin. Herkesin Treaksiyonu başka başkadır. Kimisi ellerinin al- tında bulunan ve kendilerini katiyen alâkadar etmiyen mecmuaları oku- yarak. daha doğrusu karıştırarak va- kit öldürmeye çalışır. Kimisi dakika- da bir saate bakarak, aşağı yukarı odayı arşınlar. Dıgerlerı cansız ve hareketsizdir, büyük bir sıkıntı için- de tembel tembel otururlar. Cebinde- ki defteri çıkararak hesabını yapan-, mektubunu yazan, sevdiği kitabı o- kuyan azdır. Halbuki beklemek sıkın- tıdan kurtulmak için yapılacak en i- yi şey, faydalı veya zevkli bir şeyle meşgul olmak üzere, tedbirli davran- maktır. Beklemek, çalışmaktan çok daha yorucudur. Açıktınız, yemek hazır değil. Mut- fak kapısında dolaşmayın. Çiçekleri- nizi sulayın veya kopan düğmenizi in. Eğer zihni yorgunluk yapılacak işlerin çokluğundan, ağırlığından ile- ri geliyorsa, Profesör Leriche'in tav- siyesini tutun. Taksitle yaşamak Leriche şöyle diyor: çalışmak ha- yat sürmek için —öÖdediğimiz bir borçtur. Bu borcu taksitle ediyebili- TİZ. Tavsiye tembellik tavsıyesı degıl— dir. Yapılacak iş aynı şe başlamadan, işi kısımlara ayırmak sükünetle yapmaktır. Beş kat merdiveni taksitle çık- mak demek, her katta bir an durup nefes almak ve çıkılacak yeni katı değil, çıkılmış olanı düşünmek de- mektir. E Şartları tatbik eden Çekici mi, itici mi? Ve bütün insanlar bu tarz bir tak- side kendilerini uydurdukları takdir- de, merdivenlerde taksit ödemek için birbiri ile karşılaşan pek çok insana rastlıyacaksını Türkiye halkı taksit meselesmı günlük haya- tının, giyinmesinin, yemesinin belli başlı şartlarından bırısı haline getir- miştir. Yaşamanın unsurlarını taksi- de bağladıktan sonra, geri yanı insa- na vız gelir... Çocuk Haşmetmeap çocuk hazretleri Georges Duhamel çocuk mevzulu bir yazısında şunları anlatıyor: Bu ah küçük oğlum Bernard ile bir gezıntı yaptık. Daha yola çık- madan, “sopa isterim" diye tuttur- muştu. Münasip bir yere gelince, du- vara tırmandım ve istediği sopayı kopardım. Bir kaç dakika sonra, so- payı kaybetti, daha doğrusu attı.. Çünkü hevesini almıştı. Neşe içinde yolumuza devam ettik. Bernard, meşhur pedagogue Ma- ria Montessori'yi mest edecek bir hürriyet içinde idi. Çünkü bugün, ye- ni çocuk terbiyesinin bütün kaidele- rine uymaya azmetmiştim. O durun- ca duruyordum. O koşunca koşuyor- um. O yavaşlayınca yavaşlıyordum Evet çocukların dünya ile temasları, muhakkak ki, agız yolu 1le oluyordu idi. Maria Montessori çok hak Ber- nard önce acı bir elma yedı, sonra ham bir, şeftali, ezik bir dut.. Havuç kemirdi. Bir buğday tanesinin, pişme. miş mısırın, ağaç kabuğunun, yap- rakların da tadına baktı. Bana da tattırdı, AKİS, 3 EYLÜL 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: