R A D Y O Spikerler En geriden takip Radyoevinin — kapısından içeri genç bir kadın girdi, müracaata sokul- du ve spikerlik imtihanı için idareye başvuracağını bildirdi Müracaat me- spikerlik imtihanının hangi yazılmıştı, sonradan ya karar değişmişti, ya- i oO muazzam hazır- foırlttyıın her meselede böyle muaz- hazı ar yaparlarmış - ta- mamlıyamamıştı, -spikerlik imtihanı da günü belli olmayan bir tarihe a- tılmıştı dın döndü gitti. Eline bir de bir spikerin mikrofon önünde na- sü olması lâzım geldiği, nelere dik- kat edeceği gibi meseleleri izah eden bir broşür verdiler. Radyoevinin - program müdürünün hazırladığı spikerlere imtihandan önce dıkka deceklerıne dair tertıpledıgı r bir "eğlencelik" olmaktan dı. Mikrofon önünde nasıl duru- lacağı, ve bilhassa hangi kelimeler üzerinde konuşurken vurgu yapıla- cağı anlatılıyord bir "faaliyet" eseri idi, herkes, hazırlıyanlar, spiker adayla- rına Verenl er 1flıhar ediyorlardı. De- k oevi artık çalışmasın bılıyordu, çahşmasının şekillerini sı- nıflandırmıştı, hattâ attâ spiker- lerimizin gulunç dereceye varan ha- talarına meydan vermemek için böy- lıaroşurler de hazırlıyordu. Ne ic- raat!.. AKİS, 9 NİSAN 1955 Halbuki, bu derdin bir çaresi ol- maktan ok geri bir tedbirdi. Spi- kerlik iki yapraklık bir izahat bro- irü ile kavranacak, yapılac iş değildi, boylecesıne imkânsızdır. Fakat ker araştırıcıları, den, bu çalışma çerçevesi içinden ele alıyorlardı, ımlıh na bu broşürü okuyarak girecek bir kimsenin mu- vaffak olacağına inanıyorlardı. larına böyle iki say- falık broşürler hazırlayıp verecekle- rine kısa bir kurs yapsalar, denese- ler, her adayı imtihana sokmadan önce, mikrofona çıkarıp, sesini ve ko- nuşmasını banda alsalar, hem fay- dalı elemanlar temin edecekler, hem de devlet radyosunun larının yerine daha mükemmellerini getırme elde tutacaklardı. Bu düşünülemezdi, bir broşür, program müdürünün ka- leminden satır satır iki yaprak kâ- ğıda dökülür, mesele halledilmiş olur, gıderdı ogrenmekte radyoevımn spi- yetiştirmeği bir türlü belli olmayan spıkerlık imtihanına işte Tradyoevi, tedbir diye hazırladığı bir broşür ile bu şekilde giriyor. Halbuki bir spi- kerin nasıl yetişmesi lâzım geldiği hususunda program müdürünün Av- rupada bu işler uzerınde çalışmış bır insan olara matı olm icap eder. Bir spıkerın hangı kelıme— lerde, hangi mevzularda vurgulu ko- nuşması, O mevzuun ını verme- si icap ettiği bir broşür ile anlatıl- mak yoluna gidilirse, radyoevine ye- ni kekeme spikerler kazandırmaktan aşka hiç bir şey yapılmış olmıya- caktır. Halbuki Avrupa memleketle- rinde spikerlerin sadece seslerinin güzelliğine değil, lisanlarını da iyi bi- ezberletmek isan — Öğret- telaffuzlarını suretiyle bu spikerleri mek yoluna gideriz. Bizde bir spiker Bizde bır |.spikerin dakikada kaç ke- öylediği radyoevi tarafından tespit edılmıştır Bizde en iyi cins- ten bir spikerin dakikada söylediği kelime yetmiş ilâ seksen arasında- Ve bu rakam da bir "muvaffa- kıyet olarak gosterılmektedır Hal- buki, mleketinin rad- yosunda bulunan spıker dakikada en aşağıdan yüz elli me söyler.. zim ile onlar arasındaki fark yuzde yüz aleyhimize — olara kendini göstermektedir. akat, her işin çaresini, her karışık yanlış da- anın bir tevilini bulmakta ge- cikmeyiz. e i; filhakika bizde bir spiker dakikada yetmiş ke- rakam az- lime okuyabilir, belki bu dır, ancak Türkçenin zorluğunu önünde tutmak zorunda bulunuyoruz. Çünkü, Türkçe gibi ağdalı bir lisan hızlı okunduğu ve bir dakikaya yet- miş kelimeden fazlası sıkıştırılmak lazım geldiği takdirde anlaşılmaz, i- çinden çıkılmaz bir hâl alır. Yazıktır Türkçeye yapılan bu if- tiraya! O ka dar ki, yabancılar bu meselede de her allahın günü bizim ilgilileri yalancı çıkarmak için çalış- maktadırlar. . Tadyosunun Turkçe yayınını dınleyınız bu yayın- da Türkçe konuşan iki spiker var- dır, bir kere Türkçeye bizimkilerden daha hâkimdirler ve o kadar hâkim- dirler ki, halde söyliyerek herkesi mahçup e- derler. Bilmiyoruz, spikerlerimizi de hariçten mi ithal etmek zorunda ka- lacağız, — yoksa spikerliğe müdürü ile birlikte yeni bir a mı geldi. Çunku program müdürünün takdim ettiği programlara bakıyo- ruz da, dakikada yetmiş değil, otuz kelime zorlukla ağzından dökülüyor Spikerlerimizin daha iyi olması i- , yeni yetişenleri tâbi k fikrine karşı radyoevi il- gılılerının söyliyecekleri de şimdiden ütçe i komisyonu radyoevlerine bu sene her seneden fazla tahsisat — ayırmıştır, daha iyi olmaları, daha mü- kemmel bir neşriyat yapabılmelerı için... Tahsisat ayrılmamış olsa bile, her dakika halkın karşısında olan bir müessese için bu hiç bir zaman bir kötü Türkçeyi duymasına da kimse- nin gönlü razı gelmez.