KA DIN Sosyete Bebek Prenses Kraliyet ailesi elinden geleni yap- şı vazifelerinin ehemmiyeti da tenbihlerde bulunulmuştu. Canter- bury Başpiskoposu kilisenin, onu, ka- rısından ayrılmış bir adamla evlen- diremiyeceğini bildirmişti. Başba- an, amcası ward'm acıklı hikâ- yesini hatırlamak hususunda nasi- hatler etmişti son çare olarak, onu, güneşli Bahama adalarına, iyi eğlenip iyi duşunmesı tavsiyeleriyle göndermişler zI... Gazetelerin "bebek prenses" dedikleri Margaret seyahat- ten döner dönmez, doğruca, hiç kim senin dinlemesine imkân vermıyecek şekılde teçhiz edilmiş olan "yeşil te- lefon" un başına koştu ve Belçikada İngiliz sefarethanesınde Albay Peter Townsend'i aradı. Aşk macerası ge- lişiyor ve Prenses hâlâ onunla ev- lenmek istiyordu. Sürgün Son — günlerde Kraliçe, Başpiskopos ve Başbakanın mağlübiyeti kabul ettikleri alâmetleri iyiden iyiye his- sedilmeğe başlamıştır. 19 aydan beri Hava Ataşeliği vazifesini ifa etmek- teydi. Sosyal davetleri reddediyor, vaktini yarış atlariyle geçirmeyi ter- cih ediyor ve binbir itina ile gazete- cilerden kaçmıyordu Halbukı şımdı ile gazetelere - beyanatlar başlamış, bir takım imalarda muş ve dudakları mühürlenmiş ol- masa söyliyecek çok şeyleri olan bir takınmaya başlamıştı. Gazetecilerden birine, " ta bulunmam doğru '© cek şeyi benden evvel başkasının söy- lemesinin doğru olacağım ta dersiniz" demıştı Başka bir gazete- ciye de, "Buraya geldim, çünkü vazi- yet ikimiz için de tahammül edılmez malüm bır leydının sürgünde kalmamızı icap ettirecek olursa, ikimiz de bunu kabul etmeğe hazırız dediğin ıhaber verdi. (Town- send derhal sürgün hakkında her- hangi bir beyanatta bulunduğunu tekzib etti; yapılan tahkıkat netice- i ten böyle bir şey söylemediği meydana çıkmış ve bunları uyduran gazeteci işinden atılmıştır.) Söyliyeceklerinin herkes tarafın- dan duyulmasını temin etmek için, Townsend sabah gezintisi için atları- nın ahırına giderken otomobilinden 20 Townsend Albay Gönül yakan adam gazetecileri selâmlamağa başladı. "Beni mi arıyorsunuz?" di- ye sesleniyordu. Bir gazeteci nihayet, Margaretle aralarında bir aşk mace- rası olduğun ilân etmekle bütün unlara son verebileceğini hatırla- tınca, Townsend gayet sakin ve na- zik, "Bilmiyorum" diye cevap verdi. Karar ve kraliyet ailesinin bil- (veya tasarladığı) gibi, İn- havadis — gazeteleri Townsend diği gilterenin ucuz derhal büyük başlıklarla bu aşktan. ve tahminlerden bahsetmiye başladı. İngiliz aile hayatının modeli olan kraliyet ailesinin bir azası, karısın- dan ayrılmış bir adamla evlenmeli mi? inin koruyuc usu" ve İngiliz Kilisesinin resmi başı olarak Eliza- beth, bu izdivaca resme razı ola- maz. Hattâ boşan meselesınde Townsend kabahatsız olmuş olsa d dini âkideler buna manidir. Fakat Aguslosta Margaret 25 yaşında ola- caktır. Kraliyet İzdivaç Kanununa göre Margaret o zaman Kraliçenin rızası olmadan da evlenebilir, evlenmezden bir sene evve Council'e haber vermiş olması lâzım- dır. Parlamentonun veto etmesi ihti- maline karşı Margaret'in kendisinin ve çocuklarının tahta çıkma hakla- rından feragat etmesi lazımdır. (Ye- ğenleri Charles ve Anne'den sonra Margaret tahta çıkma sırası itibariy- le üçüncüdür. Ayrıca, Margaretin ev- lenme kararını müteakip, prenseslik- ten, senelik 17.000 dolarlık harçlığın- Buckingham Palace'ı n hazırlanmadıkça, zaten bir seneden evvel evlenmesine de im- kân yo Londranın Tımes gibi ciddi gaze- telerin ve tin idaresi altında bulunan B.B.C. radyosunun herkesin ağzında dolaşan dedikodulara dair bir tek kelıme sarfetmemesıne rağ- men, ucuz gazeteler derhal münaka- şalara başlamışlardır. Daıly Sketch gazetesi, "Prensesin her kadmm kalbini çarptırmaktadır Çünkü bu ne olursa olsun, tam mâ- nasıyle mesud bir karar olmasına im- kân yoktur" gibi serlevhalarla çıkma- ğa başlamıştır. Londrada hissedilen ilk reaksiyon Prensesin kiminle ister- se onunla evlenmesi olmasına karşı- lık muhafazakâr çevreler şimdilik susmayı tercih etmişlerdir. Fakat ya- nda onların da seslerinin çıkacağı muhakkak tir Aile Bir yandan halkın reaksiyonunu dikkatle takip ederken, Marga- ret'in büyükleri büyük bir hararetle aile konseyleri teşkil etmektedirler. Phılıp, Akdeniz Manevralarına gitme- den önce son öğle yemeğinde, Can- terbury Başpıskoposu Kraliçe ve kocası ile tam üç saat bu meseleyi konuşmuştur. Kraliçe, daima bir ça- Konseyi rebileceğin mekteydi. krızınde Canterbury Başpiskoposu o- Dr. Cosmo Gordon, ral Ed- wardın izdivacının kilise tarafından asdik edilemiyeceği kadar inatçı davranmışsa, bugünkü Başpiskopos da o kadar inatçı dav- ranmaktadır. Sir Winston Churchill de bir hayli inadçı davranmaktadır. Çünkü Edward'ın Mrs. Simpson ile evlenmesine o kadar taraftar olan Churchill Edward'm yarı sürgün ha- yatında çekmiş olduğu ızdırabı ya- kinen görmüştür. Margaret'in de ay- ni ızdırabı çekmesini katiyyen iste- memektedir. Bu rağmen aile konseyinde ya- pılan müzakereler neticesinde alınan karar artık ço kalınmış olduğu merkezinde idi. Townsendin Brüksele sürülmesine rağmen, Margaret ye- şil telefon sayesinde Allanın günü onunla konuşmuş idi. Hattâ geçen yaz Townsend, Mr. Carter adı altılı- da Londraya gelip Margaretı gör- müştü bile. Margaret'in yakışıldı pi- lota karşı çocukluk aşkı 14 yaşında başlamıştı. Townsend o zaman Mar- garet'in babası George VI nın yaveri olarak sarayda bulunuyordu. Marga- ret'in aşkı Başpiskopos ve Başveki- lin müşterek kararından daha azim- kâr bir şekilde gelişti. Mademki yar pılacak şey kalmamıştı, aile büyük- AKİS, 9 NİSAN 1955