DÜNYADA OLUP BİTENLER Kıbrıs Bir dostun yeni marifetleri kalkanlar, evlerinin du- varlarına siyah boyayla yazılmış i karşılaştılar: E. K! Bu, neyi ifade ediyordu? Biraz sonra, yer yer bombalar patlayınca iyeti daha kolaylıkla Kıbrıstaki Yunanlılar yeni urmuşlardı. Bu çetenin, a- danın Yunanistana ilhakını sağlamak ıçın çalıştığı şüphesizdi. Bazı binalar vaya uçurulmuştu, Türkler yollar- da çevrilip tehdit edılıyor Türk m hallesine tecavüzler vaki olu yordu İngiliz vali derhal sert tedbirlerin a- lınmasını emretti. Bundan dolayı en ziyade memnunluk duyan hiç şüphe yok bizzat çetenin Atmadaki idare- cılerı di. ira böylece Yunanistanın Bırleşmış Milletlere müracaatı için vesile çıkıyor ve zemin hazırlanıyor- du. Adada hakikaten bir isyan çıkmış- tı. Silâhlanmış Yunanlılar tedhiş ha- reketlerine girişmişler ve bu arada emnıyet kuvvetleriyle çarpışmaktan Fakat asıl eteciler Türk mahallesine dalmışlar ve halka, eğer ilhaka taraf- tar olurlarsa bir şey yapmıyacakla- rını, fakat itiraz ederlerse hepsini keseceklerini söylemişlerdi. Bu çapul- cular endişe uyandırmış ve Türk er- kekler nöbetleşe, ellerınde silahlar evlerini beklemışlerdı Vali daha son- ra müdahale etmiş, fakat korkuyu zail edememişti. Zira şehrin orasına burasına dinamitler yerleştirilmekte adise- . Geceleri hiç kimse soka- ğa çıkamıyordu. İdare eden eller Bu —sırada Atinadan bir ses yüksel- di. Bu, hükümet başkanı Mareşal Papagos'un sesiydi. Atinada Kilise- ler Kongresi vardı ve buna Kibrisin kızıl saçlı papazı Makarios da katılı- yordu. Papagos Kongreye hitaben bir konuşma yapmış ve bu konuşma- sında Yunanistanın Kıbrıs meselesini Birleşmiş Milletlere yeniden getirmek kararını açıklamıştı. Kanaatince a- dadaki karışıklıklar Birleşmiş Millet- almasını hadisenin garip olan tarafı bu müracaatı yapa- bilmek için bizzat Yunanistanın çe- tecileri desteklemesi ve onlara el al- tından silâh, cephane sevketmesiydi. Bundan bir müddet evvel yakalanan bir takada bulunan silâhların Yunan menşeli olduğu anlaşılmıştı. Papagos böyle bir beyanatta bu- lunurken — Atina gazeteleri de Kıbrıs- li çelecılerı sanki birer kahraman- mışlar i Övüyor, onları hararetle teşçi edıyor ve Ana vatanın kalben 16 kendileriyle beraber olduğunu yazı- ordu Bunlardan bazıları hakiki bir mışlardı. Para ve dım bile toplanıyordu. Dost Yunanis- n bu hareketini anlama kün değildi. Her şey gösteriyordu ki bütün güzel lâflara ve hareketlere rağmen Yunanistan bize karşı derin bir kin beslemekte ve bunu izhardan çekin- mektedir. Türk - Irak paktına karşı cephe alış, o meselede Mısırı destekleyiş, Kıbrıs çetecilerini silâh- landırma ep bir kompleksin türlü ifadelerini teşkil ediyordu. Ankaradaki bütün hükümetler Atina- ya daima ellerini uzatmışlar, ivazsız dostluk teklif etmişlerdi. Şimdi buna alınan cevap, ıbrıstaki Türklere karşı çapulcuları saldırtmaktan bu suretle Birleşmiş Milletlere müra- caatdfırsatı yaratmaktan ibaret ka- ordu. < Orta Doğu Yemende isyan Haftanın başında Kahirede, Yemen elçısı bir zata — aşmetpenah kral oldunuz.. diye bağırdı ve önünde diz çöküp e_l— lerini öptü. Bu adam Yemen kralı İ- Ahmedin kardeşi ve memleketi nın hukumet başkanı Emir Seyfulıs— lâm idi. Emir, Yemenin Mısır * Su- riye - Suudi Arabıstan paktına ilti- hakını görüşmek üzere rede bu lunuyordu. Orada Başbakan Cemal Abdülnasır ve Selah Salem ile mü- zakerelerde bulunmuştu. Emir Sey- Selah Salem Yemende sadece kahve içilmez fülislâm Mısır başkentine lmam Ah- medin müsaadesiyle gelmişti Bir kaç gün evvel ise ordu birlik- leri vergi toplamak üzere başkentın yakınındaki Hoban bölgesine gitmiş- lerdi. Fakat Hoban kabileleri vergi verecek yerde askerlerden bir kısmı- nı öldürmüşler ve hepsini kovmuşlar- dı. Bunun üzerine kumandanlar Ta- ez'deki sarayında bulunan İmam Ah- ve Hoban kabilele- mede koşmuşlar rinin hadlerini bildirmek için oraya kuvvet sevkini istemişlerdi. Anlaşıl- dığına göre İmam Ahmed bu teklifi reddetmışt m Ahmedin tahta çıkması ko- lay olmamıştı 1948 senesinde gene böyle bir isyan sonunda Emir Yahya tahtından indirilmiş ve katledilmişti. Yerine İmam Abdullah geçmişti. Lâ- kin eyalet valılerınden Şeyh Muham- masını temin için uğraşmış, mücade- le etmişti. Sonunda zafer de Ahmedin taraftarlarında kalmış ve — Abdullah tahtından indirilerek tıpkı Yahya gi- bi öldürülmüştü. vaffak olamamıştı. O kadar ki mem- leketin asıl başkenti olan Sanaa'da oturamamış ve Taez'i kendisine baş- kent yapmıştı. Taez, Hoban bölgesi- ne yakındı ve İmam Ahmed Hoban kabilelerinin kendisini — desteklediği kanaatindeydi. Oraya As ker sevkine mani olmasının sebebi de bundan baş- ka bir şey değildi. Fakat hesaplarını yanlış yapmıştı. | eyh El Sami, İmam Ahmedin tahta çıkmasına yardım etmişti ama, bundan pişmanlık duyuyordu. İmam Ahmed memleketi, kendisinin istedi- ği gibi' idare edemıyordu. Şeyh, or- du dahilinde kendisine taraftar bul- muş ve Hoban hadisesini bahane ede- rek İmamı sarayında hapsettiriver- Ahmed belki de katledilecekti. Bu sırada işe ulema müdahale etmiş- Ahmed katledılmeden tahttan fe- ragat etmeli ve yerine kardeşi Emir Seyfülislâm geçml di. Bu hususta mutabık kalındı ve derhal Kahireye telsiz çekildi. İşte Mısır başkentinde- ki Yemen elçisi tarafından - rilen havadisin - daha dogrusu Mmüj- denin - mahiyeti buydu. Ancak Yemende vaziyet durulma- mıştı. Zira İmam Ahmedin büyük oğ- lu Emir Bedr, Hobana kaçmış ve kendisine taraftar olan kabilelerin a- rasına sığınmaya muvaffak olmuş- tu. Şimdi orada bir hareket hazırlı- yordu. Zira amcasının İmamlığını kabul etmemişti. Bu kabilelerin bir iç harp çıkaracaklarından zerrece Kuvvetler aşağı yuka- bunun u u sıra uyelerınd Şafii hususi bir uçakla Cıddeye hareket e- AKİS, 9 NİSAN 1955