KADIN. Cinsiyet Bekârlık sultanlık değildir.. Kadınlar — meslek sahibi olup hayat- larını kazandıkça, evlenmek bah- sinde daha müşkülpesent oluyorlar. Bugünkü hayat guçluklerını hesa- kadınların ruhları üzerindeki tesirle- ri nedir? Tanınmış Profesörlerimiz- den Rasim Adasal, bu suallerimizi cevaplandırıyor. "— Bekarlık genel olarak erkek- lerde daha kolay tahammül edilebi- len bir hayat tarzıdır; zira erkek cin- sel fonksiyonu bakımından cemiyet kanunlarına karşı daha serbesttir ve dolayısiyle pek sorumlu sayılmaz. Halbuki kadın için bir bekâret prob- lemi bahis konusu olduğuna ve dul- luk halinde de cemiyetin bütün mo- ral tenkidleri kadına dönük olduğu- na göre bekârlık kadın için şüphesiz kadınlar için belki bekârlık o derece güç değildir, lâkin bu da bir sapıklık olmasına rağmen halk nazarında sosyal bir ku- sur olduğuna göre bu tipteki kadın da sıkıntılı bir durumdadır. Cinsiye- ti bakımından normal olduğu halde herhangi bir sebeple evlenemiyen ve bilhassa cinsel biyolojik vazifelerden uzak kalan bir kadının yaşlandıkça ruhi sıkıntılar hissetmesi tabiidir. Zi- ra kadın yumurtalığının cinsel hor- monlar ifrazı ile heyecanlar ve tut- kular hayatı arasında onemlı bâr bağ- lantı mevcuttur. m 40-50 yaş arasında beliren aybaşı kesımı (kri- tik çağ) devresi içinde bir çok ka- dınlarda görülen çeşitli ruhi sıkıntı- ların ve hattâ ruh hastalıklannın hiç evlenmemiş olan kadınlarda veya er- ken yaşlarında dul kalmış olanlarda daha ağır geçtiği görülmektedir. Ger- çi, bazı kudretli ıradelı kadınlar be- kârlık hallerini aşağı duygusuna ve diğer komplekslere kapılmadan müsbet sosyal ve san'at eserleri ile telâfi ederler; lâkin bunlar nihayet azlık kısmı leşkıl eder. mülâha- zalara göre genel olarak kadına be- kârlık hayatı tavsiye edilemez. Evlenmek bir tabiat kanunudur. Zira, ancak bunun sayesinde dünya üstünde hayat nesilden nesile biyo- lojik bir miras olarak intikal etmek- tedir. Bütün hayvanlarda dişi - er- kek münasebeti, yani çiftleşme ha- yati bir zarurettir. gayesi mutlaka kendisine benzer bir yara- tık meydana getirmektir. Binaena- leyh gerçek insan evliliğinde de a- ranan şey aileyi temsil eden çocuk- ların meydana getirilmesidir. Hakiki aile bahtiyarlığı buna bağlıdır ve bir çok erkekler veya kadınlar kapıldık- ları gönül maceralarını ancak çocuk- larının sevgılı hayalleri ve istikballe- i ile olize edere ı ruh dünyalarındakı anarşik — iştiyakları bastırırlar ve ailelerine bağlı kalırlar. ok defa herhangı bir sebe çocuklar doldurur ve bir oğul yı temsil eder. Hiç çocuk doğurma- mış olan kadınların da, aybaşı ke- simi sıkıntıları daha barızdır Cinsel hormonların tükenmesine bağlı bıyol()Jık tesirlerden başka bu devrede ruhi faktörler de büyük rol oynar. Çocukları olan kadın ayna karşısında yaşlanmasını sezerken e- saslı bir aşağılık duygusuna kapıl- maz. Halbuki çocuksuz kadın bir ta- raftan yavaş yavaş yaşlandığını, ca- zibesini kaybettiğini tasavvur eder- ken, bir taraftan da henüz zinde ve cinsiyet bakımından — kuvvetli olan erkeğinin gidebileceğini ve yalnız ka- lacağını düşünebilir. Nitekim bu buh- ranlı devrede görülebilen kıskançlık fikirleri bu çocuksuz kadınlarda da- Bu senenin şapkaları Modern - taşlar Parisin ilkbaharı Trençkot çok gözde ha çoktur. Şüphesiz ki bu psikoloji- nin müsbet veya menfı şekillerde t e - celli etmesinde erkeğin lü vardır. Anlayışlı ve fitreten psi- kolog erkek kadına bu husran psiko- lojisini daha az hissettirir. Bütün bu anormal ruhi belirtiler daha ziyade müsait bir ruh yapısını taşıyan koca- sız kadınlarda fazla görülür. İrade- eri ve heyecan muvazeneleri normal olan kocasız kadınlar manevi evlât e- dinmek, yetimler yuvasında manevi vazıfeler almak veya diğer hayır se- ver cemiyetlerde çalışmak gibi beşe- rİ ışlerle müsbet telâfilerde bulunur- lar. r kadın mutlaka çocuk doğu- ramaz kısırlık kusuru erkeğinde de olabilir. Lâkin modern cemiyette ço- cuktan mahrumiyet daha ziyade ira- didir. Bir çok bayanlar gençlik halle- rinde ileriki mahsulleri hesaplama- dan kendi arzuları ile çocuksu kalır- lar ve hattâ bunun için bazen de ha- yatlarını tehlikeye koyarlar Bir ruh hekimi sıfatiyle bir saa- det yuvası kurmak için evlenen er- ve kadın vatandaşlara her şey- sene son kaldıkları halde sırf çocuklarının hatırı için fedakâr- lık yaparak bir daha evlenmiyen ve "Mater Dolorosa" ismini hakkeden kadınlar için bir şey denemez. Lâkin bazan bu feragat bahasına "nevro- ze" oldukları da görülür. AKİS, 2 NİSAN 1955