YURTTA OLUP BİTENLER Bir devlet dairesinden traji - komik levhalar Takkeli memur - rini tedvir eden resmi dairenin iç yü- İkinci kat.. Derin bir sükünet ve bol miktarda hademe. Eksik olan san- -- selvi agaçlarının uğultusu. Insa— nın ruhu huzur doluyor! Hadem i bırakmıyorlar , zaman elin- de bir küçük bakraç» ayagında nalın- lar "ehli müslimin" çıkıyor ve köşe başını döndükten. sonra kayboluyor. Gittikleri sağ tarafta, iki odanın çı- ıntılı duvarları arasına bir musluk yerleştirilmiş; gürül gürül — akıyor. ları, kolları çıplak, nalınlı ve ele yaşlı kimseler biraz sonra o odalarda kılacakları ikindi namazına bu mus- lukta hazırlanıyorlar, abdest alıyor- lar. Sıranın uzadığını görenler tu- valeti dolduruyorlar. Nalın tıkırtıları akan su binanın bu kısmına bir tekkenin rutubetli ve esrarlı havası- nı veriyor. Vakit, mesai vaktidir. ' Sol tarafta bir kütüphane var. ir büyük masanın etrafında eli tes- başı takkeli, yüzü sakallı in- < o Bir bihli, Memur namazda * 10 Başörtülü kadın - sanlar.. Arada, başı örtülü bir hade- e kadın girip çıkıyor. emurların ayakları altında. Bazıları, dizleri ü- zerinde yazı yazıyor. Başka odalar- da, aynı şekilde çalışan başı takkeli- ler, birbirlerine laf atıyor, çoluk ço- cuktan veya kömür sıkıntısından dem Köşelerde seccadeler duru- let dairesi bır cami haline giriyor. İlk kat da, ikinci kattan farksız. Orada da evvelâ göze çarpan hade- me bolluğuydu. Merdivenin iki kıs- ma ayrıldığı yerin duvarında bir sa- at duruyor, fakat dışarda vakit öğle- den sonra olduğu halde, o dokuzu gösteriyor. Kimbilir, belki de alatur- ka saattir, belki durmuştur. Sağ- da, solda odalar bulunuyor. Odalarda işsiz kadın ve erkek memurlar çene çalıyorlar. Duvarda kocaman bir ki- m var. Kilimin üzerinde eski harf- lerle bir takım yazılar mevcut. Cum- huriyetle beraber doğanlar istedikle- uğraşsınlar, ri kadar okumalarına Bunlar da daha başka levhalar Eski harflerle kilim * Nalınlı adam imkân ve ihtimal yoktur. İkinci katta, merdivenin tam ba- şında, bu daırenın âmiri olan "efendi hazretleri" ar. Büyük bir oda.. Sanki, bir medrese odası. Hava- andırıyor. Ama, pek nüktedandır. memurların daireye baş örtüyle gelmemeleri hususunda bir tamim yapıp yapmadığına" dair soran gazetecılere öyle latifeler yapmıştır ki h kırılma- mak kabil degıldır' Ne ince espriler, ne imalı ar i hazretleri" Kendisine "kadın Şimdi gönül, Devletin başı olan inkilâpçı Celâl Bayarın Çankayadan otomobille on dakıka mesafede bulu— nan bu resmi daireyi bir namaz vak- ti ansızın Ziyaret edıvermesını pek arzuluyor İşte o zaman "efendi haz- etleri" nin yüzünü görmek insanı pek eğlendirirdi. kuyucularımız şimdilik, sadece fotoğraflara bakıp bir fikir edinebi- lirler. kelbaşa şimşir -tarak AKİS, 2 NİSAN 1955