DÜNYADA OLUP BİTENLER Batı Avrupa Bir maceranın sonu Daha — müzakerelerin başında, aza- ların önlerinde bulunan andlaş- mayı tasdik edecekleri biliniyordu. Ama herkesin içinde gene de bir kor- ku, bir endişe mevcuttu. Zira müza- kerelerın yapıldığı yer Paristi. Pa- riste her şeyin oynak olduğu, bilhas- sa polıtıkacılara - kadınlarla bera- pek güvenilemiyeceği artık an- laşılmıştı Faka bu sefer tahminler doğru çıktı ve Fransız senatosu (Cumhurıyet Konseyi) Paris andlaş- maları adı altında tanınan ve Alman- yanın silahlandırılmasını derpiş eden kanun tasarısını tasdik etti. Bundan sonra yapılacak olan Cumhurbaşka- nının imzasını almaktan ıbaretti ki o sadece bir formalıteydı Bu suretle i düşmanı Almanyanın silahlandırılmasını kabul ediyordu. Batı Almanyanın Atlantik Paktı teş- kılatına alınmasına da bir mani kal- mıyor ve böylece İkinci Dünya Har- bının son izlerinden biri daha silini- 1 zamanda Sovyetlerın ugradıkları ağır bir hezimet Aylardan beri Kremimin bütün siyaseti ve manevraları bir tek ga- yeyi istihdaf ediyordu: Almanyanın 11ahlandırılmasını önlemek. Bunun i- duğu sanılıyordu. Hakikaten kızıllar da ateşlerini oraya teksif etmişlerdi. Almanyanın silahlandırılması Patis- te bir kaç defa kabine değişikliğine yol açmış, şehrin duvarları bu işin aleyhtarları ile lehdarları arasında gösteriler yapı neticede komünistler yenilmişlerdi. Fransa, Almanyanın Batı Birliğine dahil olmasını kabul ediyordu. Edgar Faure'un kozu Paris andlaşmalarının müzakeresi sırasında başbakan E Faure daima bir vaadi tekrarlayıp durmuş- tu: Andlaşmalar tasdik edilir edil- mez, hattâ bunlar meriyete girme- den Batılılar ile Ruslar arasında yük- sek seviyede - yani devlet başkanla- rı arasında - bir konferans toplana laşmalar tasdik edildiği takdirde Ba- tılılarla görüşecek bir şeyi yacağını — bildirmişti. manyanın silahlandırılmasına ma- ni olmak için yeni bir tertip oldu- ğundan hiç kimsenin zerrece şüphesi oktu. Buna mukabil Londra ve Washington'dan geliyordu. Avam partısının lideri Mr. Attlee Üç Büyük- ler'in - Amerika, İngiltere, Rusya - toplantısından bahsetmişti. Fransa a- AKİS, 2 NİSAN 1955 . toplanmıyacakları da ayrıca çıkta mı kalıyordu? İşçi liderin tek- lifi Fransada derin bir endişe uyan- 1 ve Edgar Faure'un işini bozabi- lecek bir mahiyet aldı. Andlaşmalara aleyhtar bulunanlar ellerine yenı bir sılah geçirmişlerdi. PBunun üzerine Paris ile Londra arasında telefonlar işledi ve. Avam Kamarası müteakip celsede İngilterenin Fransa ile olan 1tlıfak1arına verdiği büyük ehemmi- yeti belirterek Kralıçenın hükümeti- nin "Entente Cordiale" ve Dünkerk andlaşmasına bağlı olduğunu bildir- di. Devlet başkanlarının Fransasız ilâve e- dildi. Bu suretle Londradan gelen en- dişe bertaraf edildi. Washington'da ise Ruslarla mu- zakerenin fayda vermiyeceğine kan bir gurup konferansın aleyhındeydı ve bu çekingenlik de nsız umumi efkârı üzerinde kötü tesır bırakıyor- du. Zira Fransızlar Batı bırlıgını boz- mamak için Sovyetlerle goruşmeyı andlaşmalarının tasdikinden sonraya bırakmayı kabul etmişlerdi. üşmenin mutlaka yapıl- masını da istiyorlardı. Zira ıçlerınde hâlâ Kremlin ile anlaşmanın kabi labileceği ve böylece Almanyanın sı— lahlandırılmasına lüzum kalmıyacağı hissi mevcuttu, Edgar Faure Ameri- ka nezdinde de teşebbüse geçti ve o- radan da kapıyı açık tutan bir beya- nat aldı. Bunun üzerine andlaşmala- rın tasdiki için manilerin Hepsi orta- n kalkmıştı Andlaşmalar tasdik edildi. Konferans var mı? henüz iki memleket, Belçika Hollanda andlaşmaları tasdik etmemişti. Ama bu işin Fransada ve Almanyada bitirilmiş bulunması me- seleyı kökünden halledıyordu Dört- lü konferans lâfı, derhal ortaya a- tıldı. Rusya, Almanyanın silahlandırıl- ması kararının alınmasına mani ol- maya çalıştığı sırada Paris a maları tasdik olunduğu takdirde Ba- tınlarla görüşecek bir i bulunma- dığım - bildirmişti ya; andlaşmanın Paris parlamentosunda tasdikini gö- rür görmez siyasetini değiştirdi ve bu konferansın kabil olacagını soyle— meye başladı. Şimdi gayesi, hiç ol- sılâhlanmanın fiiliyata in- kılâbını önlemekti. İngiltere de kon- feransa taraftardı. Nitekim Fransız Başbakanı Edgar Faure'un Fransız senatosundaki nutkunu müteakip Fo- reign Office derhal bir tebliğ neşret- ti ve Kraliçenin hükümetinin yüksek seviyede bir konferan 1 gayet müsait karşılıyacagını i. Zaten böyle bır toplantı Gerci ve yordu. Churchill siyasi ömrünü bi barış havarisi olarak tamamlama karar ve azmindeydi. Böyle bir fır- satı kaçırmayı elbette ıstemezdı İş, Amerikaya kalıyor. Amerikada fikirler dagınıktı. Baş- kan Eisenhower en yüksek seviyeden evvel dört dışişleri bakanının toplan- masında fayda mülâhaza ediyordu Bunlar, toprağı temizliyecekler, bir anlaşma ve uyuşma zemini bulmaya çalışacaklardı. Böyle bir zemin bu— adan önce toplanmanın faydası bil başka Amerikalılar toplantıya ta- raftar değillerdi. Bunlar, konferans— lardan bir şey çıkmıyacagı kanaatin- deydiler. İşte Yalta konferansının zabıtları da meydandaydı kadar taviz verilmişti. Amerikalılar bu şekilde gizli kapaklı görüşmeler- den hoşlanmıyorlardı. Senatör Walter F. George, Fran- sa Paris andlaşmalarını tasdik ettik- ten sonra Dört Büyükler arasında bir konferansın tertiplenmesini teklif et- mişti. Dulles. Eisenhower ile görüş- müş ve müteakiben bir açıklama ya- parak hükümetin de bu meselede Ge- orge plânını desteklediğini bildirmiş- Halbuki Senatodaki Cumhurıyetçı lıder Knowland aynı mesele hakkın aşkanla görüşmüş ve Beyaz Ev- den çıkar bir açıklamada bu- lunarak George teklifinin. hükümetin. noktai nazarım settir- mediğini beyan etmıştı Bunlardan hangisi doğruydu.? Mesele şuydu: bir kısım Senato azaları Rusyayla görüşmeden evvel r çok meselelerin halledilmesini is- tıyorlardı Senatör Knowland bu fi- irdeydi. Amerika ve müttefikleri 15