Medeni Münasebetler B azı hadiselere o kadar büyük bir ehemmiyet veriyoruz ki, duyanların şaşmamasına imkan yoktur. Mesele, enemmiyet verme- mizle kalmıyor. Üstelik o hadise- lerden bir takım neticeler çıkarı- yor, onlar üzerine planlar bina ediyoruz. Eğer bu işler gündelik haya- tımızda kalsaydı, mühim sayılma- yabilirdi. Fakat hadiseler umumi- yet itibarile siyasi bir hüviyet ta- şıdığından, vardığımız neticeler milleti ve memleketi 90k yakından alakadar eden neticeler oluyor. Sefa Kılıçoğlu —muhalif bir gazetenin sahibi olarak tanınır. Hakikaten Yeni Sabah -Türkiye- nin 2 numaralı büyük gazetesi- uzun müddet iktidarın ve bilhassa başvekilin şimşeklerini Üzerine çekmiş bir gazetedir. Adnan Men- deres, dört ay evvel, memleketin muhtelif yerlerinde söylediği nu- tuklarda, ismini de tasrih ederek bu gazeteye ve sahibine hücum etmiştir. Yeni Sabah — bilhassa Cumhuriyetçi Millet Partisini tut- muştur ve Şükrü Baban tarafın- dan yazıldığı bilinen başmakalele- rinde iktidarı belki de her gazete- den sert şekilde tenkid etmiştir. Bir gün bakıyoruz ki Başvekil Adnan Menderes, herkesin hay- retten açılan gözleri önünde Sefa Kılıçlıoğlunu refakatine almıştır ve seyahate çıkmıştır. Bundan "yu- muşama" manası çıkarıyoruz. A- ma, yumuşayan iktidar mıdır? Yeni Sabah gazetesine ve başma- kalelerine bir göz atmak aksini anlamaya yeter. Yeni Sabahın po- --tikası değişmiştir. Artık iktidara hücum bir yana, başvekil Mende- resi hararetle övmektedir. O halde, Adnan Menderes bir muhalif ga- 1z(eteciyi refakatine almış değildir Bir gün bakıyoruz, başvekil Prof. Nihad Erime Şamdan baklava getirmiş. Bunu, partiler arası mü- nasebetlerde gelişme olarak vasıf- landırıyoruz. — Hakikaten Nihad Erim şahsen Menderesin en aman- sız muhalifi, hatta düşmanı olmuş- bir hal aldığı sezilebilirdi. Kim ne ka- rışabilirdi? Bu gibi kanaat veya seziş- lere itiraz olunamazdı ki... Mesele şahsi takdir meselesi idi. Endişenin büyüğü, tevkif sebeble- rinin başına ve umumiyetle siyasi suç— lara karşı kullanacağının hatıra mesinden doğuyordu. O takdirde, bı— rakınız hükümeti, mesela Adlıye Ve- AKiS, 19 ŞUBAT 1965 tur. Onun peşine fotoğrafçılar tak- mış, hususi hayatına merak sar- mıştır. "Peron" lafıi, onun keşfidir. Başvekilin ve Demokrat partinin her hareketini -hareket ne olursa olsun- şiddetle tenkit etmiştir. Bu zata başvekilin baklava getirmesi memlekette hakiki demokrasiye doğru bir gidişin başladığına işaret sayılıyor. Ama, Menderesin bakla- va getirdiği Profesör ile Menderese Peron diyen Profesör aynı değildir ki... Baklavanın geldiği tarihte d Erim, başvekile "Millet lideri" diye hitap eden ve bakla- vayla beslenen bir beslemedir! ması veya gelirken hediye getir- mesi . demokratik değil, olsa olsa medeni bir harekettir. İki avukat düşününüz. İki aynı tarafın vekili- dirler. Bunlardan biri mahkeme huzurunda bile karşı tarafı tutar- sa, o avukatların sonradan birbiri- lerile ahbaplık etmelerinin kıy- meti kalır mı Hareket, son dere- ce tabii bir hareket olur. Avukat- lar, mahkeme huzurunda hakaret etmeden, ama gerektiği gibi ve son derece sert şekilde birbirlerine hücum eder, ondan sonra dostluk yaparlarsa onun bir manası bulu- nur. Siyasette de durum aynıdır. Sana yaklaşan kimseyle dost ol! Bunun şerefi, böyle muazzam değil- dir. Asil seni tenkit edenlerle dostlıık kurabiliyor musun, onlara müsamaha edebiliyor musun, tenkıtte devam ettikleri müddetçe de güler yüz gösterebiliyor musun, taraftarlarına ve — aleyhtarlarına aynı muameleyi yapabiliyor mu- sun, kısacası Cumhuriyeti Millet Partisini tutarken de Yeni Sabahın sahibini refakatine alıyor, dönme- mişken de Nihad Erime baklava getirebiliyor musun, işte iftihar edilecek devlet adamlığı budur Menderes bunu yaptığı gün -o günün geleceğine hala inanıyoruz- milletin ve dünyanın hakikaten hayranhğına hak kazanacaktır. Demokratik yol, işte o zaman açı- lacaktır. kilinin aleyhinde yazı yazan hiç m arrir her an tevkif tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirdi. man Şevki Çiçekdağ basın top- lantısmda bu tehlikenin mevcut bu- Iddiasına göre, tımız bize gos— termistir ki baa hallerde, ezciimle in- tikam ailevi husumet sebebi ile YURITA OLUP BİTENLER maznunlar serbest bırakıldıklarında yeni suçlar islemektedi Adliye Vekili, tevkıf sebeblerının hiç bir suretle matbuat suclarına ma- tuf bulunmadığını da ifade etti. Bir - taktik hatası F akat sayın Adliye Vekılı bir hata yaptı. Bıraknız ki, m de pek yakın tatbikat - Bedii Faık meselesı - basın suçlarının da maddelerin şumu- lüne gireceğini ispat ediyordu ama ga- zeteciler şöyle bir sual sordular : "— Madem ki öyle, tasarıda basın suçlarını bu tevkif sebebleri dışında tutacak bir kayıt bulundurulamaz mı? Şimdi, bu suale Osman Sevki Çi- çekdağın verdiği cevabı dikkat ve ib- retle okuyunuz "” r basın hürriyetine müteveccih olmadığı cihetle buna lü- zum yoktur. Mamafih gazeteci, vatan- daşın şeref ve haysiyeti ile oynar ve bunda ısrar ederse bu hükümlere ih- tiyaç va zler, tasarıyı getiren ve tat- bik edecek elan vekilin zihniyetini hiç Osman Şevki Çiçekdağ, tevkif sebeble- rinin getirilmesindeki hakiki maksadı böylece ifade etmiştir. Bir gazetecinin tenkidleri "vatandaşın şeref ve haysi- yeti ile oynuyor" zehabını uyandırır- sa, hakkındaki hükmü beklemeden tevkif kararı verilebilecektir. Ve nite- kim verilmiştir.. Tasarının bırakınız basın hurrıyetını adece hurrıyetlerı- miz için bile nasıl tehlikeli olduğu basın toplantısında bir defa daha or- taya çıkmıştır. Zaten 1935 Almanya- sında mevcudiyetleri ileri sürülerek müdafaaları yapılan maddeler tehli- kesiz olamazdı. Osman Şevki Çiçekdağ, bütün ba- sın toplantısında gazetecilerin iki şeye peşinen inanmalarını istemiştir.. De- mokrat Parti basın hurrıyetını tahdit hakimlere Almanya'da ceza usulü muha- kemeleri kanunun bu maddelerine da- yanılarak tevkif edilenlerin hangi se- beblerle tevkif olundukları hakkında vekalette istatistik malumat var mı- dır? Adlıye Vekilinin cevabı şudur: — Bu sualin altında, bizde kanu- nun suistimale uğrayacağı gibi bir süphe bulunmaktadır. Biz hakimleri- mize sonsuz bir itimat beslemekteyiz. zaten, adalete itimat esastır. Yeni fık- ralar tevkifi hakımın tamamen takdi- rine bırakma Gazetecıler, ışte bu takdire bıra- kılmak keyfiyetinin tehlikesi üzerinde duruldugunu vekıle anlatamayınca de- mişlerdir. ki:" "— Anladık, siz basın hürriyetine ve hakim teminatına canu gönülden inanmışsınız. Allah razı olsun. Sizin idarenizdeki adliye hata işlemez. Ama 5