19 Şubat 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

19 Şubat 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

uruşma z ve eskimez. Bu kumaş- lardan 'paltolar", empermeabl" ler, yün kazaklar, gunduz ve gece elbise- leri yapılıyor "Rhovyline" denilen cinsi güderi ve ince silet manzarası arzetmekte ve empermeabilize edilmektedir. "Naylon ve Rhodia" pliseye gelir ve her türlü gündüz elbısesı yapılabı- lir.. "Cuistal - pla stigue" ler "emper- meabel" ler içindir.. "Orlon ve buconyl dedikleri cins kokteyl ve akşam elbiselerinde yün olarak bütün hırka ve kazaklarda kul- lanılmaktaı Ikıncı dunya harbinden sonra ka- dınlar naylon a hücum ettiler. O kadar ki " York" ta büyük şır- ketlerden biri plastikten bir m imal etti. "Laura" indeki bu guzel se ve sutien, nylon iç etekliği ü nylon elbise, nylon kürk Sonra bu gü- zel kızı, hiç acımadan, dar bir hüc- reye kapatıp, yerin dibine indirdiler. "Laura" asırlık uykus daldı Yüzlerce sene insanlar, toprakları kazarken, "Laura hiç bo- zulmamış olarak, karşılarına çıkacak... Ve yüzlerce sene sonraki torunlarımız bugünkü kadının —neler giyindiğini gözlerile görebilecek.. t kim bilir, belki de "Laura" yüzlerce sene sonrakı insanların, tıpkı kendisi gibi, tamamile plastikten imal edilmiş oldu klaı'ı görecek!.. Ve otu- rup ağlıyacak! Çarşı - Pazar Rüyaların Mutfağı S on zamanlarda Amerikadan, ev kadınlarını sevindirecek haber- ler geliyor! Bilhassa Ankarada, pa- ra kazanmak gayesile alelacele, iti- nasız ve içinde yaşayacak olanları düşünmeden inşa edilmiş apartı- manlarının daracık, mozaik kaplı, davlumbazsız. karanlık ve kara su- FTAK 184'E Abone olunuz İ l a AKİS, 19 ŞUBAT 1955 ratlı mutfaklarında ailesini mem- e mekler pişirmeğe mecbur ev kadınları bu haberlere imreniyorlar. General Motors'un Frigidaire Kısmının bir sergide teş- hir ettiği mutfak, ancak Rüyada gö- rupte ınanılmayacak bir mutfaktır. Gergi Amerikalılar da bu mutfağa "Yarının Mutfağı" ismini vermişler- dir ama kadınların rahatım neden- se her milletten fazla düşünen A- merikada bu yarının çok yakında geleceği büyük bir ihtimal dahilin- dedir. Bu yarının mutfağında bir düğ- meye basınca et, sebze ve ekmek kesme tahtaları ve ocaklarla fırın- lar derhal elinizin altına düşmek- te, bıçaklar hemen hemen mut- fakta iş görenin eline kendiliğinden gelmektedir. mek hazırlama işi için kullanılan satıhlar bir düğmeye basmakla katlanıp duvara kalkmak- tadır. Yüksek raflar istendiği zaman elinizin hizasına kadar inmektedir. rak önünüze koym gın bar tarafında ev veya kapıyı ki- min geldiğini hanımının oturma dası veya çocuk odasında ne olup bıttıgını istediği zaman görebilmesi için bir televızyon aleti vardır. Bu televızyon "ev işlerini planlama masasının" üzerinde durmaktadır. Telefonun öyle hususi bir oparlörü vardır ki mutfakta iş gören bir kim- se mutfağın neresinde olursa olsun elini telefona sürmeden telefonda konuşabilmektedir. (Geveze hanım- lar artık yemek pişirirken yalnız- lıktan sıkılmıyacaklarına çok mem- nun olacaklardır) Ağır tepsilerdeki yemekler, tavadan sarkan ve iste- nilen yere hareket eden bir tepsi ile taşınmaktadır. emek, istenildiği zaman, otomatik ve kendi bataryası ile işleyen bir tekerlekli araba va- sitasile bahçe taşınabilmektedir. Çift kontrollu fırınlar sayesinde ye- mek pişirm: akta başlanıp başka herhangı bır yerde bitirmek kabildir. Evin içinde ateşte ısgara yapabilmek için ısgaranın dumanla- rını fırından geçırıp götürecek hu- usi bir cihaz vardır. "Yarının mutfağından" vazgeç- tik (zira bu mutf: asır sonra penceresi, balkonu, olan mozaik ye- rine beyaz fayans döşenmiş, içinde sağa sola iki adım olsun atılabilecek temızlendıgı zaman temızlıgını gös- terecek, insanın içini karartmıyan bir yemek pişirme mahalline ne ka- dar - hasretiz. halli!.. Çünkü cak deliği davlumbazı ve daha çok elze müştemilatı olmayan yerlere, ev sahipleri ne derlerse de- sinler, biz mutfak diyemiyoruz. aba bizde, yapılacak evlerde insanların rahatını lüzumlu ihtiyaç- larını temin etmeğe ev sahiplerini mecbur edecek bir makam var mı- KADIN Zamanımıza uyalım Jale Candan bilhassa ev arını, onların rahatını diüişünüyor. Çabucak kuruyan, ütü istemiyen plastik kumaşlar, erkek çoraplarında, tamir mese- lesini ortadan kaldıran nylon, en kart eti 20 dakikada, pamuk gibi pişiren tencereler, elektrik sü- pürgeleri, çamaşır makineleri, mutfağımızda — binbir — kolaylık yaratan icatlar, artık birer hayal mahsulu değildir. Bilhassa hizmetçi kıtlığı olan memleketlerde, evler son derece makineleşmiş ve aletler kadının sarfedeceği fazla gayretin yerini almıştır. Böylece kadın, evinde daha az çalışarak, daha çok ran- diman alıyor, sinirleri yorgan düşmüyor, evinin kaba ışlerını kolayca yaptıktan sonra onu süs- lemek, ince ve zevkli teferru- atla uğraşmak, mesut olmak im- kanını buluyor.. Fakat her yeni icat daima şüphe ile karşılanmış, muhafaza- kar bir kitlenin itirazlarına ma- ruz kalmıştır. Hatırlarım, iki se- ne evvel, tanınmış bir muharri- rimiz, düdüklü tencere alehinde oldukca uzun bir yazı yazmıştı. Bu marifetli tencerenin lezzetsiz yemek pişirdiği tamamile asıl- sızdır. Bilakis sebzeleri kendi suları ve diğer yemekleri de çok az su ile, kapak açılmadan pişir- diği için, bilhassa lezzetlidir. Muharrir düdüklünün — bazan patlıyabileceğini, tavana yapışıp, etraf için tehlikeli olabileceğini söylüyordu. B ugün medeniyet, kad amaşır makineleri, ve diğer yenilikler için ileri sürülen mah- zurlar ilk tren, ilk havagazı, ilk otomobil için ileri sürülen mah- surlar gibi ölmeye mahkumdur ve çoktan ölmüştür. Bu; ü medeniyet, ev ka- dınını ev hayatında güldürecek, fazla boyalı, süslü bir bebek ol- maktan kurtarıp onu rahat hare- ket eden, hür adımlarla yürüyen dinamik, cessur ve faal bir insan yapmıştır. Medeniyetin kadına verdiği giüzel hediyelerden istifade ede- rek, zamanımıza uyarak yaşıya- hm. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: