öonce sınırlardaki radar postalarına hü- edeceklerdir. Görülüyor ki u çağı Uçakla karşılayabilmek ancak zengin memleketlerin — dayanabilecekleri bü- yük bir masraf işidir. Kore'de 272 düş- man uçağına karşı 237 uçakla yapılan bir savaşda bunlardan dokuzu düşü- rülmüşdür. O halde böyle bir savun ma ile ancak 26 da bir uçak diişüı'iil- müş demek oluyor. Kara topçusuna gelince — bunlar yüksekten giden bir uçağa müessir olamamaktadırlar. Orta irtifalardaki uçakların istedikleri gibi hareketlerini kosteklemektedırler Alçaktan lanılm lan ndür. Halka emniyet telkin ederler. Ancak bir çok personele ve masrafa ihtiyaç an uçaktan ancak bir tanesi duşurulebılmışd Yukarda güdümlü mermilerin de bombardıman uçaklarına karşı savun- mada kullanılabıleceklerını söylem tik. Bunların baş dört tipi geniş radar tesislerinin ve emniyetli alarm sistemlerinin bulunması ical eder. Bi duvarı şa- e likten uçabilen bir tepkili uçağa tesirli olabilmeleri çok şüphelidir. O halde hastahanelerimizi yacağız? B u sualin cevabı 21.1.1953 tarih ve 6020 sayılı kanunla kabul edilen 12. Ağustos. 1949 tarihli Cenevre söz- leşmesinde aranmalıdır. Bu anlaşma- nın üçünc bolum inden, 19 uncu mad- dede aynen şöyle deuılmekted “Sağlık servisine bağlı sabit mü- eseler yyar sılılııye birlikleri b akıl- nasıl koru- üessese ve birlikler muhas tarafın elıne düşerlerse hasta ve yaralıları için gereken ihtimam ve tedavi esir eden devlet tarafından sağlanmadıkça işle- rine devam edeceklerdır Yetkili ma- arı askeri hedeflere yapılması muhtemel taarruzlardan tehlikeye düşmiyecek durulmalarına dikkat erlerde — bulu edeceklerdir ğ ynı sözleşmenin 23 üncü maddesınde de: "Sözleşen taraflar sulh zamanında ve anlaşmazlık halindeki taraflar da muhasamat — başladıktan sonra kendi topraklarında ve ihtiyaç varsa, işgal edilen topraklarda — hasta ve yaralıları savaşın tesirlerinden vi- kaye için sağlık mahal ve bölgeleri ih- AKİS, 19 ŞUBAT 1955 das edebilecekler ve bu mahal ve böl- geleri, bunların kuruluş ve idaresini sağlamak ve buralarda toplanan kim- selere bakmakla mükellef personeli de koruyacak ' surette teşkilatlandıracak- lardır. Anlaşmazlığın başında veya an- lasmazlık devam ederken, ilgili taraf- lar ihda komitesi, sıhhi mahal v tanınmasını kolaylaşdırmak için bulunacaklardır." — kayıtları halde bir anda patlayabilecek bir savaşda elimizdeki birçok sıhhi müessese ile depo ve malzemeyi bir anda ka betmeyı ıstıyorsak şimdiden, sağlık ve emniyet bölgelerinin tesis edılecegı illeri, — buralardaki idare ve ikmal organizasyonunu tayin etmeli- yiz. Seyrekleştirme (dispersion) isine de önem vermemiz 1laz u mesela Ankara'nın merkezinde bulu- nan ve daha ilk hava hücumunda felce uğrayacak bir çok sıhhi tesislerimiz ardır. Merkez lııfzısssıhha müessesesi urd tün aşı ve serum ihtiyacını karşıladıgı için bunların en önemlisi- dir. Bu değerli müesseseyi parçalara TIP ayırarak yurdun emniyet bölgeleri taşımak zaruridir. Halkın ihtiyacı hazerde ve seferde karşılamak duru- ahanesi, tü unda olan une hast berkuloz hastahanesı unıversıte kli- Bunların hiç değılse nakil planların azırlanması Jlazımdır. Nakledileci maddelerın cins ve mıktarları, ağırlık- ları, tonajları, bunların taşınması için gereken araçlar şim0diden düşünülmeli ve hazırlanmalıdır. H azırlanmadığı takdirde, bir fe harp tehlikesi karşısında bu fela- ketin en mühim darbesini bu cephe- den, hastahane ceplıesınd en yemem mümkündür. Ha denilebilir umumi hayatımızı, ücümüz felce uğratacak en mühim amil suretle daha harbin başlangıcında ken- disini ortaya çıkaracaktır. Bu tedbir- leri tespıt tık ten sonra, beynelmil leketin menfaatleri de bu göst mektedir. İkaz etmek vazıfedır fak ikazdan sonra ilgililerin faaliyete geç- mesi memleket bakımından daha mı him bir vazifedir. — Dr. E. E 23