Adnan Menderes Selâma selâm nımayacağını beyan etmişti. O söz or- tada kaldıkça tek elin saklamayacagı gibi tek rafın — yumuşamı da memlekete ferahlık getırmeyecegı aşi- kârdı. Menderesi bahis mevzuu telgrafi Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Sek- reterine göndermeye hiç bir kanun mec- bur etmiyordu Böylece, demokrasimizin üzücü bir safhası resmen kapanmış oluyor, iktidar ile muhalefet arasındaki — münasebetler medeni bir safhanın eşıgıne getınlıyor— du. Şimdi s oz ve iyi' niyet gösteri rası Cumhuri: Halk Pa rtısınındır Muhalefet, kendısını sertlik yoluna sü- rukleyenlerın tesirinden kurtulmuştu —daha rusu bu zatlar, Demoklesin kılıcı altında şayanı hayret bir manev- ra yaparak kendilerini siyasi mevta ha- line getirmişlerdi ve böylece parti için» de de, memleket önünde de, liderlerin nazarında da nihayet hakiki hüviyetle- rile sırıtmışlardı — — iktidar ise aşırı sertliğin, bırakınız memleketi bizzat kendi Meclis Gurubu içinde çok şiddet- li aksulameller yarattıgını görmüş, sa- pılan yolun olduğuna anlamıştı ncak l k iki tarafın l adamlarının ıyı nıyetle karşı karşıya gelmelerinden ön stikrar bulm; caktır. Sevi mılecek taraf böyle bir kar— şılaşma için toprağın temizlenmiş olma- sı, zeminin müsait hale gelmesidir» Teminattan ne haber? Z ira yumuşamanın bugünkü teminat- sız durum üzerinde mi olacağı, yok- sa teminatlı bir demokrasi yolunda atı- lacak adımları mı kolaylaştıracağı he- nüz belli olmuş değildir.. Cumhuriyet Halk Partisi son Meclis tebliği ile umu- mi efkâra karşı bazı taahhüd altına gir- miştir. Adnan Menderese gelince, bazı mevzuu ve anlayışla yenıden durulabileceğini AKİS, 29 OCAK 1955 YURTTA OLUP BİTENLER Şu garip Radyomuz H aftanın başında, Pazartesi akşa- mı saat 19 da Ankara Tadyosu nun dinleyicileri haberler bültenine Şöyle başlandığını duydular: «İstanbul, — Menderes, Irak nan hükümetlerinin davetlisi olarak yapmış olduğu resmi ziyareti müte- akip bir kaç gun İstanbul'da kaldık- tan sonra bugün beraberinde Başve- kil Yardımcısı ve Devlet Vekili Fa- tin Rüştü Zorlu, Devlet Vekili Dr. Mükerrem Sarol ve Millt Müdafaa Ethem Menderes Adnan Lüb- Hususi Ersü ve Emir Subayı Üsteğmen Hay- rettin Sümer olduğu halde saat 15.00 de Devlet Hava Yollarının yemi u- çaklarından «ECB> uçağı ile Anka- ra'ya hareket etmiştir... B ikinci haber takip etti. Bu ikinci haber de şöyle başlıyordu: <<Başvekl Adnan Menderes, Irak, Surli ve Lübnan'a yaptığı ziyaret- ten s nra bir kaç gün lstanbul 'da ka- larak, saat 16.30 da uçakla Anka- ra'ya gelmiş, hava alanında kendısı— ni karşılamaya gelmiş bulunan Rei. cumhur Celâl Bayar'a mülâki o Reisicumhurla birlikte şehre hareket etmı'ştı' Başvekil Adnan Menderes'le bir- likte aynı uçakla Basvekil Yardımcısı ve Devlet Vekili Fatin Rüştü Zorlu, Devlet Vekili Dr. —Mükerrem Sarol, Milli Müdafaa Vekili Ethem Men- deres, İzmir Mebusu Rauf Onursal, Başvekâlet Hususi Kalem Müdürü Muzaffer Ersü, — Yaveri Üsteğm Hayrettin Sümer ve Devlet Vekâletı' Hususi Kalem Müdürü — Selâhattin Karakaş da Ankara'ya gelmiştir... Allah, Allah... Bırakınız ki bu işin doğrusu <«Başvekil Adnan Men- deres refakatmde şu vekiller bulun- söylediği kuvvetli şayialar halinde do- Halk Partisi biraz Parti biraz idealist — olursa meselelere hal tarzı bulmak güç olmayacaktır. (Bu bakımdan, demokrasimizin ka ranlık bir safhası Üzerine ışık düşmi ür. Ama bunun o. karanlığı tamamıle kaldırıp kaldırmayacagı henüz anlaşıl- mış değildir. Yukarda Adalet Bakanlı- ğı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine yeni sunulmuş bir tasarıdan bahsedilmiştir. O tasarının ifade ettiği zihniyet böyle bir aydınlığın mı.udecısı olmaktan son derece uzaktır. Evvelâ zihniyetin, 1k1 taraftan da sökülüp atıl— man geri tedir. Yol ondan sorara açılacaktır. Yumuşamanın yeni delili B u sırada yumuşamanm yenı bir de- lili ortaya çıkıyordu. Bir akşam geç vakit bir subay Ruzgarlı Sokaktaki Halkçı gazetesine elinde paketle giri- duğu halde İstanbuldan şu saatte su vasıta ile hareket etmiş ve şu saatde Ankara'ya vasıl olmuştur...» diye bir tek havadis yanmaktı, ama yanında- kilerin isimlerini bile hem harekette, hem varışta sayıp dökmenin manası ne? Yoksa dinleyicilerin «acaba Fa- tin Rüştü Zorlu veya Dr. Müker- rem Sarol yahut Ethem Menderes yolda tayyareden düştüler mi?» diye bir meraka kapılacaklarından mı en- dişe ediliyor? Sonra hususi kalem mudurlerının emır suba: yl rının isimleri bu k dar mühim - ların seyahatleri, başvekılın refaka— tinde olmadıkları zaman da verilsin bani... Fakat Ankara radyomuzun mari- feti burada bitmedi. Saat 19 da bu tafsilââ uzun uzun verildi ya, saai 20.15 de hâdiseleri hükümet noktai nazarından tefsir için ihdas olunmuş meşhur radyo gazetesi de neşriyatı- na şöyle başladı: Başvekıl Adnan Menderes, Irak, Suriye ve Lübnan'a yaptığı ziyaret- ten sonra bir kaç gün Istarıbuld ka- larak, saat 16.30 da uçakla Anka- ra'ya gelmiş, hava alanında kendisi- Ni karşılamaya gelmış bulunan Reisi- cumhur Celâl Bayar'a mülâki olarak Reisicumhurla birlikte şehre hareket etmiştir. Başvekil Adnan Menderesle bir- likte aynı uçakla Başvekil Yardımcı- sı ve Devlet Vekılı Faıın Ruştu r- lu. Devlet Vekili Mükerrem Sa- rol, Milli Mudafaa Vekılı Ethem Menderes, İzmir Mebusu Rauf Onur— hattin Karakaş da miştir...» Hey yarabbi. Ankara'ya gel- sen bilirsin! yor ve Nihad Erimi soruyordu. Bu pa- ketler, en nefis tarafından Şam bakla- vası idi ve bir yolculuktan hediye ola- rak üstada gönderiliyordu. Maliye Döviz aranıyor! D oktor, ihtisasına dair İngilizce bir kitap arıyordu. Hangi kitapçıya git- se cevap şu: Yok! — Getirtemez misiniz? — lmkanı yok!.. Çünkü döviz yok... Sonr: tapçı Uzun uz un dert yanı- yor, ne kada müşkül durumda olduk larını anlatıyordu. — Müşterisi çıkarken de akıl öğretiyordu... — Maliyeye bizzat müracat edin, size, şahıslara döviz veriyorlar çünkü... Olmazsa, Milli Kütüphaneden Unesco kuponu alın... Hem isterseniz ben de para vereyim, kuponları biraz fazlaca alın... 7