YURTTA OLUP BİTENLER lunduğu bir sırada — hükümetten döviz alıp Avrupa'ya giden Milletvekillerinin dönüşlerinde naylon kilottan çocuk bir sikletine kadar bir kucak dolusu eşyay- a gümrüklerimize gelmeleridir. Döviz buhranını hiç kimse Milletvekillerinden daha iyi bilemez. Maliye Vekaletının, riayet edilir mılletvekıllerınden öğrenmek Madenler Grizu infilâk etti Haftanın başında bir eti en derininden istiyoruz? facia bütün mil- yaraladı. Zon- ciadan sonra olduğu gibi bu sefer de böyle bir suale verilecek cevap maa- lesef bir takım tahminlerden ileri git- memektedir. Bir lâmba varmış da, o bo- zuk olabilirmiş de, vs... Hakikat sudur ki şu satırlar yazıldı- ğı sırada 54 vatandaşın ölmüş olduğu bilinmekteydi. Buna mukabil kayıp rak- kamının burada durmaması ve daha da yükselmesi kuvvetle — muhtemeldir, Zi- ra Gelik mıntıkasının Suludamar Ma- den ocağındaki kartiyenin temizlenme- si ameliyesi henüz sona ermiş değildir. Çalışma ve İsletmeler Vekilleri facia- nın haberi duyulur — duyulmaz derhal Zonguldağa hareket etmişler ve hükü- metin duyduğu acıyı ilgililere ifade et- mişlerdir. Fakat or: lunmaların- dan bilistifade kömür — ocaklarının ne ek fırsatını da bulmuşlardır. Zira, grizu içinde çalışan amelelerin ceplerinde neler bulunmuştur bilir misiniz: kibrit . Gönül çok bu kibritler işçilerin üzerinden henüz — canlılarken çıkmış bulunsunlar; yani ocaklara iner- ken en basit tedbirler alınsın, kontrol yapılsın. Bu maalesef gerçekleşememiş- tir ve bunlar aynı — işçilerin cesetleri üzerinde bulunmuştur. Fakat hâdise göstermiştir ki eğer Zonguldaktan her gün bir facia haberi gelmiyorsa bu sa- dece ve sadece Allahın himayesinden- dir. Yoksa kulların bunda bir marifet- leri yoktur. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın bir madenciye yirminci asrın ikinci ya- rısında işçilerin maden ocaklarına siga- ra ve kibrit ile indiklerini orada duman tüttürdüklerini söyleseniz, size inanmaz. Tâ ki bunun Zonguldak'ta cereyan et- tiğini ilâve edesiniz. Tesisatın bütün iptidailiği bir yana —bu nihayet dö- viz işidir— ocaklara giriş — çıkışlarda kontrol yapmak ne para ne pul, sade- ce ve sadece basiret, ehliyet işidir. Teknik kaza her yerde olabilir. Her yer- de olmıyan, basiretsizlik ve ehliyetsiz- liktir. kendilerine mahsus i tedbirleri vardır. bu hale gelmiştir. İşte Zonguldak'ta ih- mal edilen bunlardır. Ve biz, 54 vatan- 10 Kapaktaki Başvezir Nuri Said Paşa B ir adama, bütün Arap Birliği Mı- sır Başvekili Cemal Abdülnasırın teşvikile ateş açmış evvelâ o adamın hemmiyetinin delili sayılabilir; dan sonra da yaptığı isin aksülame- lini gösterir. Bu adam Iralan kudret- li Başvekili Nuri Said Paşa, yaptığı iş de Türkiye ile pakt imzalamaya yanaşmasıdır. Nuri Said Paşa yer yüzündeki bü- tün devlet adamları arasında bir re- koru elinde tutmaktadır. Memleke- tinde tam 12 defa başvekâlet maka- mına — gelmiştir. Zannedilmesin ki Nuri Said paşa başvekâlet makamın- dan uzak bulunduğu sıralarda ömrü- nü boşuna geçirmiştir. Irakın başve- ziri, o zamanlar dahi memleketinin politikasında birinci — derecede faal bir rol oynamış, denilebilir ki bu po- litikayı el altından idare — etmiştir. bütün vasıflan, bunların arkasında gelmektedir. Nuri Said paşa, — Türkiye'ye bir çok bakımdan bağlıdır. Evvelâ mü- kemmel Türkçe bilir ve pratiğini kaybetmemiştir. Zira Irak sarayında Türkçe gözde bir lisandır. Veliaht Abdüllillah — Boğaziçili olduğu gibi Nuri Said paşa da Osmanlı ordusu- nun eski bir zabitidir. Yetmiş yaşına yaklaşan Nuri Sa- id paşa uzun —müddet İngiltere'de kalmış ve garba yaklaşmıştır. 1888'- de Bağdatta doğmuştur. Harbiye- den mezun olmuş ve 1906'da müla- zım rütbesile Osmanlı ordusuna da- hil olmuştur. Fakat Birinci Cihan emrinde Türklere karşı harbetmiş ve Irakın istiklâlini İngiltere'nin hima- yesinde kazanmasında birinci derece- de rol oynamıştır. Nuri Said paşa ilk defa olarak 1930'da — başvezarete — getirilmiştir. Böylece 14 sene içinde tam 12 defa daşın ölümüne bunun sebep olmasma yanıyoruz. aciaya bir işçinin tiryakiliğinin mi, yoksa başka sebeplerin mi yol aç- tığı yukarda da belirtildiği gibi henüz katiyetle anlaşılmış değildir. Ama bü- tün öteki ihtimaller de hep aynı suçlu- yu karşımıza çıkarmaktadır: İhmal. Biz o suçluyu evvelden beri tanırız. Son de- fa Kapalıçarşı faciasında yine ortaday- dı. Zannediyorduk ki bir müddet sine- cek, kendini unutturmaya çalışacaktır. aynı makamı işgal etmiştir. Bu sene- ler zarfında Osmanlı ordusunun es- ki mülazimi, Irakın Türkiyeyle dost geçinmesinin faydalarını da görmüş ve polıtıkasını o istikamette gütmüş- 1954 ün 9 Haziranına kadar Mec- liste 135 mebus bulu ce 56 mebusluk kazanabilmiş, den fazla yeri — müstakillere kaptır- mıştır. Bunun üzerine Kral Faysal, parlamentoyu feshetmiş ve Nuri Sa- faalıyetmı engelleyen tadilât yapmış ir bir elle memleketini ida- reye başlamıştır. uri Said paşa, Irakta çıkan bü- tün karışıklıkların müsebbibi olan Rusya i münasebetlerini kesmek cesaretini göstermiş ve bir yandan petrollerin getirdiği para ile memle- ketini kalkındırmaya çalışırken — bu, bol paradır — diğer taraftan da A- merikan askeri yardımını temin et- m —- © hazır olduğunu beyan etmiştir. n başveziri, yüzü garba mü- teveccih bir devlet adamıdır. İstik- balin orada olduğunu gayet iyi anla- maktadır. Bu bakımdan dış politika- sı şayanı takdir bir dış politikadır. AKİS Ankara'daki Irak sefa- rethanesinin mükemmel çalışma tar- zı hakkında bir kaç — kelime ilâve etmek isteriz. Kapaği üzere kendilerinden bir. fotoğrafım rica resm bulunmadığını c gün sonra, Nuri Paşanın kısa bir biyografisini gönder- melerını telefonla istedik. Bize, zılı müraca ulunmamız gerek- tiği bıldırıldı Sebebini sorduk: Bağ- 'ata Aazacağız, — biyografiyi - oradan isteyeceğiz dediler. —Meğer ellerinde başvekillerinin kısa dahi olsa bir bi- yograf isi de yokmuş. zaman bizim dışardaki mü- messıllıklerımızın iyi — çalışmadığın- dan şikâyet eder durur, uz Allahtan ki bazen böyle teselli vesileleri çı- kıyor — da... Hayır. Şimdi anlıyoruz ki memleketin başka taraflarında elini kolunu sallaya sallaya, inanılmaz bir rahatlıkla dola- şıp durmaktadır. Artık tedbir almanın zamanı geldi- ğini, her faciadan sonra olduğu gibi bu sefer de gazetecilerimiz yazıver, devlet adamlarımızı ifade ediyor. Fakat yapı- lan bir sey yoktur ve bu — gidişle bizi daha yeni yeni felâketlerin beklediğini hatırlatmak şom bile oka gerçek ve yapılması kolay bir kehanettir. AKİS, 29 OCAK 1955