elbette açıklayacaktır. hafazasına mı taraftardır, yoksa yumu- şak bir hava içinde rejimin ana mesele- lerini muhalefetin selahıyetlı şahıslarıle görüşecek midir, yahut sele bulunmadığı kanaatınde Eğer ikinci şıkkı tercih edecekse Türk milleti, baharın hakikaten yaklaştığını düşünerek bayram edebilir. midir? Dış politika Başarılı işler B aşvekil Adnan — Menderesi yol bo- yunca halk alkışladı. Bu hâdise, Salı akşamı geç vakit İstanbul'da cereyan — ediyordu. Orta Şarkta on gün kadar süren bir seyahat yapan heyetımız yurda avdet etmişti. Hava mey nında «mutad Zzevat» var- dı, tad asim» — hazırlanmıştı, hatta lstanbul valısı d İstanbullular bu sefer samimiyetle karşıladılar. Zira, hakikaten iyi bir iş yapmıştı. Orta Şarkta mevcut endişe ve ür- kekliklerin nasıl bertaraf edilebileceği uzun zamandan beri hatalıları düşündü- rüyordu. Bundan dört yıl kadar evvel o bölgede yasayan milletlere dörtlü bir teklif yapılmıştı. — Batılılar ve Türkiye, Arapları işbirliğine davet — ediyorlardı. Teklif aksülamel uyandırmıştı ve 1- sır henuz Ingıltere ile ıhtılafını hallet— miş bulunduğundan Süveyş d devletlerine de vermeye — mecbur etmişti. Müdafaa ettiği dâva, Arap Birliği idi. Arap devletleri ancak beraber hareket ettikleri takdırde bir kuvvet olabılırler— di. atıya teker teker an bütün ehemmiyetlerini kay- İşte bu tezin müdafaasıdır ki dört sene evvel Arapları batıyla iş- birliğini redde zorlamıştı. Menderes seyahatine çıkar- . Sabırlı bir poli- dılar mı, bederlerdi p hükümet- leri arasında dostane — münasebat ku rulmuştu. Bil 1sır rafından Cemal Abdülnasırm vaziyeti gayet İyi anlaşılıyordu. Cemal Abdülnasır, aske- ri rejimi henüz kuvvetli bir — şekilde oturtamamıştı. Memleketin 1ç1nde SÖY- leyeceği sozlere Veya yapacagı hare- ketlere dikka a göstermesi lâzımdı. Batıyla - işi 1rlıgın1 senelerce bati düş- enmiş Mısır milletine ar kolay değildi. ahire hükümeti, ken- disini Arap birliğinin — fiii lideri sayı- yordu ve politi muvaffakiyetlerinin bununla sıkı sıkıya olduğunu unutmuyordu. Fakat, belki de bu yüz- den, Orta Şarkta emniyet — sisteminin kurulması için teşebbüse — geçmek Za- AKİS, 22 OCAK 1955 YURTTA OLUP BİTENLER Başvekilimiz Irak Meclisinde İkna etti manının geldiğine inanmıyor, mütema- diyen bahaneler buluyordu. Arap mil- letleri istişare etmeliydiler, bir sistem utlaka Arap Bırlıgımn çerçevesi da— hılınde olmalıyı Arap Birliğinin ten bir savunma t eşkilâtı vardı Bu ve bunun gibi mızmızlar bölgenin o ka- dar muhtaç bulunduğu andlaşmayı ge- ciktirip duruyordu ve iş Mısıra kalırsa aha da gecikip duracaktı. Kahire hü- kümeti, ne yapılacağının kararlaştırıl- ması için bir masanın başına geçilip oturulmasını — istemiyordu. — O halde kendisini buna zorlamak lâzımdı. Ad- nan Menderes yola çıktı. İlk durağı Bağdat idi. Traktaki durum mumi vazıy bu Irakın bir de hususi Vazıyetı varı dı. Irak, pet- rollerınden haylı ara kazanıyordu. Fa- kat şimaldeki Rus komşusunun memle- ket içinde el altından karışıklıklar çı- karmaya çalıştığı, bilhassa kürtleri alet etmek istediği meçhul eğildi, içinde komünist teşekkülleri mevcuttu ve bunlar karanlık gayeler güdüyorlar- dı. Başvekil Nuri Said paşa diktatörce, bir idare kurdu, bütün meşkuk teşek— külleri dağıttı, komünizmi kanun dışı iken, Irak nasebetlerini <<ekenomık sebepler dola- yısıle» kesip attı. Bu suretle Irak, ko- nist aleyhtarı bloka fiilen dahil olu- yordu. Ancak, tek başına — kalmasına imkân yoktu. — Amerikanın maddi ve manevi müzahereti şarttı. Hem iktisa- den yardım etmelıydı hem de askeri balkımdan. Bilhas: askeri yardıma, Iralan şıddetle ıhtıyacı vardı. Fakat Amerika durumlarını açıkça belli etmemiş olan — milletlere askeri yardım yapmak taraftan degıldı Zaten kongrenin itiraz sesi yü esi kuv- vede muhtemeldi. Pakistan 1çın de ay- nı şey olmuştu. Pakistan — Amerika'dan askeri yardım istemiş, Amerika ise Ka- raşi hükümetine eğer durumunu açık- larsa, yani batıya fiilen bağlanırsa yar- dımın verileceğini bildirmişti. Pakista- nın batıya bağlanması, batının en dog ucu olan Türkiye ile bur andlaşma im- zalaması demekti. Pakistan paktı imza- ladı ve Amerikan askeri yardımı baş- ladı. Şimdi Irakın da böyle bir yardım- dan faydalanabilmesi için aynı şekilde —yani Türkiye yolu ile— batıya kar- şı taahhüd alması gerekiyordu. Bu hu- sus, Nuri Said paşaya açıkça bildiril- mişti. Bunun üzerine Nuri Said Pa: Arap Birliği — dolayısiyle Irakta hasıl olan son tereddütleri de yendi ve Ad-, nan Menderes'in — uzattığı eli sıkmak kararını verdi. Mısırın ıtırazı biliniyordu kârdı ki böyle bir durum — karşısında Iralan kendısını nasıl müdafaa edeceği- ni ve Arap dâvasına ihanet etmedi- ğini nasıl anlat ağım — bile Nuri Said paşa düşünmüş, hesapl amıştı. Evet, A- rap Birliğine dahil olan memleketler tek başlarına hiç kımseyle anlaş a im- zalamayacaklardı. Mısır, Suveyş anlaşmasını Ingıltere 1le tek başına im- zalamamış mıydı? Denilebilir ki o, bir başka anlaşmanın devamıdır. Ancak a ay- nı şekilde, Irak ile Türkiye arasında da bir Saadabat paktı mevcutt ki Mısır nasıl Ingıltereyle Arap Birliğini tehdit i bir husus görmediyse, aynı şekilde I k da Tür kiye ile pakt imzalamakta mahzur bul— mamaktadır. Sonra başka bir nokta daha gözden uzak tutulmuyordu. Mısır, hareket ka- biliyetini bir defa kaybetti mi, sonunda Ort Şarkta kurulacak sisteme dahil olm, mecburdu. Tek başına kalamazdı Turk iye ile Irak br pakt imzalamaya karar, yerip de bun lâ Lübnan ile Ürdünün ıltıhaklarım 1lk 7 ur. Demek- -anlaşmakta