DÜNYADA Belçika Bir istifa ve manâsı M ektup şöyle bitiyordu: Muhalefetin ithamlarının asıl- sız olduğu kanaat ve ümidindeyi Bu satırların altındaki ka, başvekiline aitti. Vekiline hitaben yazılmıştı. kili Van Glabbeke başvekile vermiş bulunuyordu. Belçika gazetelerınde bir müddet- Ve- istifasını tarafından kurulan Gazetelerm açık bir kanunsuzluk — olmadığım ilâve ediyorlardı. Fakat i i vekilin kayınbıraderıne ketlere elbette kı Gazeteler vekilden istifasını tin tahkik mevzu hususunda istiyorlar ve hareke- yapılması gerektiği israr ediyorlardı. rtada, bir suç olup olmadığı belli değildi. Henüz tahkikat açılmadığına göre vekilin nüfuz ticareti yaptığı yo- lundaki ithamların asılsız olması da Fakat Nafıa Vekilinin ö- ! istifa etmek! tatmin ede- ondan sonra açılacak tahkikatın üzerinden şüpheleri kaldıracak, tahkikatın bulutlan- masına mani olacaktı. Nihayet, demok- rasi de bunu icap ettiriyordu. Tahkikatın sonunda vekilin ma- biliyordu ki hiç bir e dalyesinde ebedi değildir. Üstelik, si- yasi hayat inişleri ve çıkışları olan bir hayattır. İnsan istifa ederek şeref ka- zanabileceği gibi, umumi efkâra d gelmek suretile vekil kalarak siyasi mevta haline de düşebilir Zaten nafıa vekili istifa etmeseydi, başvekilin ve partisinin bunu kendisin- den talep edeceklerinden şüphe yoktu. Şimdi Mecliste, aynı mesele hakkında başvekilden etraf]ı izahat — istenmekte- dir. Başvekil, bunu açık kalble verece- ğini bildirmiştir. İzahat Meclisi tatmin AKİS, 22 OCAK 1955 OLUP BİTENLER Demokrat Belçika'da çocuklar Demokrasi etmezse, müstafi nafıa vekili meclis tahkikatının he yoktu. n bu hususlar sonra nafıa vekili aleyhindeki iddiala- rın asılsız olduğu — meydana çıkarsa o takdirde vekile dair yazılanların içinde suç bulunup bulunmadığı araştırılacak, hakkında açılacağından şüp- açıklandıktan iftira veya hakaret — varsa onların mü- sebbibleri mahkeme —huzuruna çekile- ceklerdir. Ama, daha evvel değil... Batı Avrupa Bitmek bilmeyen konferanslar H aftanın başında Pazartesi günü, ge- Paris'te muhtelif — devletlerin temsılcılerı bır araya geldiklerinde ga- zete fotoğrafçıları resimler ektiler, film operatörleri makinelerini işlettiler, televizyoncular faaliyet — gösterdiler. İ- tiraf etmeli ki delegeler, yeni değil a zor bir işe tekrar başlıyorlardı Almanya'nın silâhlanmasından doğa meseleleri halledeceklerdi. Gerçi bu meselenin en zor tarafı karara bağlanmış, hattâ bütün parlâ- mentoların en nazlısı olan Fransız' Mec- lisi andlaşmayı tasdik bile etmişti ama, bu silâhlanmanın nasıl olacağı mesele- si vardı ki o noktada anlaşmak, sanki her şey üzerinde yeniden — anlaşılıyor- muşcasına güçtü: Zira karşılıklı olarak taraflarda bulunmayan şey, iyi niyet ve gönül rızasıydı. Fransızlar Almanya'nın silâhlanmasını, Almanlar ise Saar ile il- gili uzlaşmayı bir — zaruretin icabı ola- rak kabul etmişler, fakat asla ve asla benimsememişlerdi. — Hakikat şuydu ki beşikte — başlar Fransa korkuyor, Almanya ise Saar'ı bir gün yeniden elde etmek hülyasını mu- hafaza ediyordu. Toplantı, yeni kurulan bir komite Fransa is- tiyordu ki bahis mevzuu teşkilât evvelâ Amerikan siparişlerinin muhtelif Av- rupa müilletleri arasındaki dağıtılış tar- zını tesbit etsin; ondan sonra ve daha mühimi bir takım silâhların Almanya'da imali yasak olunsun. Bundaki — maksad aşıkardı Almanyada yeni bir harp sa- nayiinin kurulmasına mani olmak.. Zi- ra Amerika Alman — fabrikalarına doğ- rudan doğruya sipariş veremeyince bir nevi kontrol konmuş olacaktı. Diğer ta- raftan bazı silâhların imalinin yasak edilmesi, Fransaya daimi bir üstünlük sağlayabilirdi. una mukabil Alman delegelerı da- ha ilk başta, — Almanya'nın nulmasına taraftar olmadıklarını beyan ettiler. Almanya, — yüklendiği taahhüde ten başka taahhüde girişmek istemiyor- du. Fransa da, kendi meclisinden and- bır kul halınde e söz sahibi bul Pariste derpiş olunmuştu, ne de Lon- dra'da.. O halde? Almanya, yeni kont- roller altına sokulamazdı. Buna mukabil Alman delegelerinin bu vesileyle Saar unması ne mevzuundaki anla: manın şartlarının ağır ması karşısın- da infial duyduklarını belirtmeleri ve 11