İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Maliye Subaylarımızı maddi tatmin ert ve millet olarak bir faraziyeden hareket etmeliyiz: Emniyet prob- lemimizin içerde ve dışarda külliyen halledilmiş olması. Millet olarak iükti- sadi kalkınmamız, seviyemizin yükselmesi hep bu faraziye; den hareket etmektedir masraflarını müsmir olup lar arasına ithal etmişlerdir. âlimlerin yanı başında meşhur Viyanalı profesorlerden Adolf askeri müessese sanatıyla ilgili bilgiler öğrenilmez, ayni zamanda toplumsal bilgilerin yeteri ka- dar ordu mensuplarına tedris edilir. İşte bu keyfiyettir ki «ordu bir mekteptir» vecizesini söylemiştir. Askeri masraflar müsmir bir masraftır Bunun için milli savunma kadromuz içinde vazife alınış olanlara milletçe bir şükran borcumuz vardır. Kış mevsimi- rini gerenler sanlı mensubu subaylarımızdır. geçim şartlarının gün geçtikçe ağırlaştı- ğı bir devrede hakikaten haklan vardır. Bunlar, madan değişen bir kaba benzerler. zaman kuraları eğitmek pek kısa zaman fasılaları içinde bunları, arzetmek ve teftişlerde başarı mak mecburiyetindedirler. yük değişiklikler arzeden modern harp silâhlarının şanlı ordumuz mensupları— na Öğretilmesi iİz eğitim- leri hep feragatı kendilerine meslek 0- üzerinde- dir. adar idealist olurlarsa olsunlar içinde bulunduğumuz cemiyette yaşadıklarını unutmamamız gerekir. Şunu söylemek istiyoruz: Yaz- da ve loşta binbir müşkülâta karsı ko- yan subaylarımızı maddeten daha çok tatmin k — zaruretindeyiz. 1955 - 1956 bütçesinin bütçe komisyonunda müzakere edildiği bu günlerde bekler- dik ki, Milli Savunma bütçesi subayla- rımıza maddi refah temin edecek hu- susları ihtiva etsin. Gazetelerde hayli zamandır ordu mensuplarının tayın be- dellerinin arttırılacağına dair yazıları okuduğumuz vakit yerinde bir dâvaya parmak basılıyor diye memnun oluyor- duk. Maalesef 1955 - 1956 bütçesinin bütçe komisyonunda mas edilmemesi memnuniyetimizi ci olmuştur. Harp Okuluna yıldan yıla gittikçe azalan müracaatlar kanaatimiz- ce sebepsiz değildir. Kendilerine bin- bir meşakkat yüklediğimiz kahraman subaylarımız eklerinin karşılığını pek bulamamaktadırlar. Onun için her 16 türlü faaliyetlerimizin mihrakını teşkil eden Milli Savunma dâvamızın hiç bi endişeye mahal bırakmıyacak bir şekil- de hâl edilmiş olmasını istiyorsak on- ların haklarını teslim edip kendilerine düşen payı vermeliyiz. Kimsenin kim- seden kaydı hayat şartı ile feragat di- lemeye hakkı yoktur. Bizi huzur içinde yaşatanlara huzur vermeliyiz. Çiftçilere mesken kredisi M esken dâvası memleketimizde görü- öre sadece şehirlere inhisar etmektedir. Halbuki bu görüş hatalıdır Zira mesken politikasının köyü ya şehri yoktur. Dâva sosyal bir davadır ve bu dâvanın çözülmesinden nerede otururlarsa otursunlar bütün vatandaş- lar istifade edeceklerdir. Mesken dâva- sı her vatandaşı içinde rahatça oturu- labilir bir yuvaya kavuşturabilme dava- sıdır.. Bu yuvaya kavuşmak her vatan- daşın sosyal bir hakkı ve kavuşturmak h am leri ile kuruluş halinde bir devlet oldu- ğumuz, için mesken d âvasına yeni el uzatmış bulunuy en sene Zir: at Bankası çıftçı Vatandaşlarımıza ev inşaası için ço ucuz faiz ve müsait müddetle kredi açmaya başlamıştı. Şim- diye kadar kredi talep edenlere verilen kredi miktarı 60 milyon lirayı geçmiş bulunmaktadır. Önümüzdeki yıl içinde kredilerin 200 milyon lirayı aşacağı beklenmektedir. Kredileri açacak olan Ziraat Ban- kasının bu teşebbüsünü hakikaten alkış- lamak gerektir. Memleketimizde ilk defa olarak böyle bir dâva memleket ölçü- sünde ele alınmakta ve tatbike konul- maktadır. Bu kredi sayesinde nüfusu- muzun yüzde seksenim teşkil eden köy- lü vatandaşlarımız hakikaten bu toprak- ların efendisi olarak rahatça oturabile- cekleri bir yuvaya kavuşacaklardır. Öm- rün büyük bir kısmının içinde geçtiği yuva ile insan sıhhati ve iktisadi faali- yet arasındaki ıçten bağlılık her halde hepimizce malümdur. Onun için «Ev- Vela iktisaden kalkmalım sonra kâşane- ler kurarız» sözü kanaatimizce pek ha- kikate tetâbuk etmemektedir. İşte bu- nun için insan gücünden ve insan eme- ğinden azami istifadeyi sağlamak için insan sıhhatini ve insan takatini İktisa- di olarak kullanmak bir zarurettir. Bu bakımdan Ziraat Bankasının dünya gö- rüşümüzde bu teşebbüsü ile husule ge- yenilik bir reform sayılacak ka- dar takdire şayandır. Geçen villa 60 milyon bu yıl 200 milyon olma temâyü- lündedir. Önümüzdeki yıllarda bu rak- kam daha büyük süratle büyüyecektir. Bundan hiç şüphe etmemek gerekir. Dâvaya bir kere parmak basılmıştır. Gelecek yıllarda bu meseleler üzerinde daha da önemle durulacaktır. Yalnız bir dâvayı Ziraat Bankasının halletmeye — muktedir olup olamıyacağı — zihinlerde bir sual olarak belirmektedir. Bizce millet ölçüsündeki millet ölçüsündeki bir dâvanın millet ölçüsündeki bir teş- kilâtla halledilmesi daha iyi olur.. Me- selâ Batı memleketlerinde İmar Bakan- lığı gibi, bakanlıklar bu dâvaya bir am- me hizmeti mahıyetı vermışlerdır Dâ- İktisadt kalkınma lar. Amprik metodlarla baba ve büyük ya kavuşmak da aynı derecede bir dev- rim olacaktır. Ekonomi Hayırlı bir teşebbüs T ediye bilançomuzun açığının gün geçtikçe kabardığı son yıllarda bü- tün memleket münevverleri bu açığın susunda zihin yormaktadırlar. Bazıları- na göre milletçe bir fedakârlığa katlan- mamız ve kalkınmanın yükünü vatan- daşlar arasında adilâne tevzi — etmemiz gerekir. Bu yeni vergilerin ihdas edil- mesi veya mevcut vergilerin nisbetleri- nin arttırılması suretiyle yapılabileceği gibi kolaylıkla ihraç edebildiğimiz bazı emtiaların memleket dahilinde istihlâ- kinin tahdidi «tayınlama» usulü- nün tatbiki yoluyla da yapılabilir. Bu tez meseleyi fedakârlık açısından ele almaktadır. Diğer bazdan ise görün- miyen ihracatın teşvikini tavsiye etmek- tedirler. Bunların noktai — nazarlarınca Fransa, İ İ Avusturya, Yu- goslavya, attâ Yunanistan görünmez racat kanalıyla tediye bi- lançolarında rahatlık temin edebilmek- tedirler. Üçüncü bir tez iktisadi potan- siyelimizin imkânlarından istifade et- mektir. Bunu daha açık bır surette ıfa— daha fazla miktarda evvelâ istihsal edip sonra ıhraç edebılecek potansiyeldedir. ınma Bankası hususunda nez, emir, amyant, zım mo vardır. Döviz tahsisinden bilmek için madencilerin işletme ruh- satı veya imtiyazına sahip olmaları ge- mektedir. İlgililerin bankaya ü racaatları 10 Şubatta sona ermektedir. vvelâ şunu belirtmek — isteriz ki Türkiye tabit servet bakımından dünya- nın sayılı memleketleri arasına girecek kadar zengindir. Çeşitli madenler bol AKİS, 22 OCAK 1955 istifade ede-