SOSYAL İskân Yarım kalan dava T ehcire tâbi tutularak memleketimi- ze gelen ırkdaşlarımızın büyük dâ- valarının, büyük problemlerinin halle- dildiğini, Aaşağıda okuyacagınız rakam- larla zannedebilirsiniz. Hakikat halde, bu rakamlar dâvanın büyüklüğünü or- taya koyacak, tam manâsıyla halledil- medıgını bir kere daha sizlere göstere- Bugün kadar, Bulgaristan'dan 37.151 goçmen aılesı geldi Bunlardan 32.000 ailenin evleri yapıldı ve ilgili- lerin söylediklerine flöre, yapılmakta- dır. Halen, beş bin ailenin iskânı icap etmektedir. Bu rakam bize iyi niyetler verir,' fa- ildi tırlar vermekten ileriye gidemez. kü, yapılan bu evlerin durumları gün gıbı aşıkardır Biz İstanbul'da Rami'de men evlerinin ne şekil aldığını bi- lenlerdeniz. Çöken göçmen evleri, ga- zetelerin, münevver kitlesinin en faz- la toplandığı bir yerde vâki olan ve yü- reklere acı veren bir hâdisedir ve dü- şününüz ki, yurdun o kadar değişik ik- limlerine, göçmen yerleştirdik ki, bun- ların durumlarından hiç birimiz —hat- tâ ilgililer bile— haberdar değildir. Ö dâvasının halledıl- ve her yağmur yağışında yıkılıp dökül- mediğini halka, insan — sağduyusuna inandırmak İlâzımdır. Umumi olarak, bugüne kadar gazetelerde çıkan ve biz- lere intikâl eden bale göre, meskenle- rin kısa ömürlü oldukları aşikârdır. Ya- ni bu demektir ki, kısa bir müddet, hattâ bir sene içinde bütçeye, «onanım» masrafları koymak ve yeni inşaat yük- lemelerine girmek — zorunda kalacağız. Bu ise, acıklıdır, memleketin tekati dı- şındadır Ve şimdi, hükümet icraatının detaylı bir raporu olan ütçe rekçesinden şu satırları okuyunuz: «An- cak muhtelif sebepler — dolayısiyle, iki bin ailenin iskân hakkım — kaybedeceği nazarı dikkate alınarak daha üç bin ailenin iskân edilmesi lâzım gelmekte- dir.» Gerekçede «iki bin ailenin» iskân hakkını niçin ve neden kaybedebilece- ği asla yazılmamıştır. Bu şimdilik orta- ya çıkan ve beliren bir hakikattir, ile- ride daha bir çok ailenin iskân hakkı- nı kaybetmesi ihtimal dahilindedir. Her ailenin asgari bir limit içinde üç kişi- den mürekkep olduğu dikkate alınırsa, altı bin insan boşta, açıkta kalacak, ya- bancısı olduğu bu memlekette, kendisi- ne barınacak bir yer . temin etmeğe gayret, edecektir. Sonra birbirimize so- ruyoruz, sefaletin işareti olan ve şehir- lerde (görünen çıplak bacaklı, başı açık AKİS, 22 OCAK 1955 HAYAT Evet, artık iç iskân işine başlıyalım T ürkiye, iklim ve coğrafi şartlar bakımından pek değişik ölge- lerden müteşekkildir. Bazı yerlerde halk, dar bir toprakta âdeta omuz omuza denecek kadar kesif bir halde bu nüfus kesafetine mukabil veya kayalık oluşudur. Karadeniz ha- valisinde bu saydığımız — sebeplerin hepsi me tur. Bolu ve Kastamonu bölgesi ormanlık olduğundan ziraat arazisi sıkıntısı vardır. Nüfusu çok, arazisi verimsiz ve kurak yerlerdeki halkımız da, çalışma imkân ve fırsa- tından mahrumdur. ukabil, arazi ve iklimin müsaadesi dolayısiyle ziraate elve- rişli mıntakalarımızdan bazılarında ise, çalışacak kol noksanından şikâ- yet edilmektedir: Ya nüfus azdır; ya- hut iş o kadar fazla ve tabiat o ka- dar verimlidir ki, mevcut nüfusa ilâ- ve olunacak yeni aileler, yük teşkil etmiyecek, bilâkis istihsale yardımcı olacaklardır. Demek ki, Toprak ve İskân U- mum DMüdürlüğünün bütçesi müza- kere edilirken ortaya atılan iç iskan meselesi, Türkiye için ehemmiyetle ele alınacak bir mevzudur. Yukarı- da çizdiğimiz tabloya nazaran, çeşit- li âmillerin tesiriyle — geçim darlığı çeken bölgelerdeki halkımızı, ziraat- te, köy sanatlarında yahut sanayide çalışma — imkânlarına — kavuşturacak şekilde yeni yurtlara göçermek yol- larını aramağa mecburuz. Bu sayede, artık muhafazasından ümit kesilen ormanlarımızdan bir kısmını olsun kurtarmak, belki müm- kün olacaktır. Çünkü, orman tahri- batının hepsi, sadece kolay kazan- kabul etmişlerdir. insanlar niçin çogalıyor diyoruz. Biz, kendi kendimize, ortaya döktüğümüz kaideler ile sokakları dolduran bu insanların artmasına — yardım ediyoruz. Altı bin insanın, on bin — olmiıyacağını, mevcut mevzuat ve mevzuatın getirdi- ği <«iskân hakkını kaybetmek» sistemi karşısında kim temin edebilir? Hiç kim- se, hiç bir ilgili makam... Memleketimize sığınan ırkdaşlarımı- za yaptığımız maddi yardım, hiç deni- lecek kadar azdır. Size bir misal verip, hakikati gösterelim «Türkiye'ye gelip de, yardıma ihti- yaç gösteren ailelerin ve Turkıstan dan gelmiş olup, iskânları lmış ve fa- kat müstahsil hale geçememış bulunan Hasan Refik ERTUĞ Şu halde, fada nüfuslu ve geçi- mi dar bölgelerden, yahut, çalışma sahaları mahdut, çalışma — şartları ağır mıntakalardan bir kısım halkı, muayyen plânlar dairesinde kaldırıp müsait yerlerde iskân etmek ve süratle müstahsil hale — getirmek mecburiyetindeyiz. Nazariyede (iç kolonizasyon) di- ye andan bu kitlevi yer değiştirme- lerin muvaffakiyetle başarılabilmesi için önceden gayet etraflı tetkik- ler, yapılmasına ihtiyaç vardır. İç iskâna tâbi tutulacak bölgele- rin ve ailelerin, bir iki yıl müddetle müşahede altına alınması lâzımgelir. Aynı zamanda bu ailelerin göçecek- leri bölgeler de önceden tayin edilip, göç edeceklerin buralarda kolaylıkla yerleşmeleri için evvelden hazırlıklar yapılması zaruridir. Bu tetkik ve müşahedeler, yalnız iktisadi ve coğ- rafi bakımdan değil, sıhhi, ruht ve kültürel bakımlardan da — yapılmalı- dır. Bu inceleme ve gözlemeleri, yal- nız şu umum müdürlüğe veya bu vekâlete mi bırakacağız? Resmit dairelerin, bu kadar ince tetkik ve müşahedeleri — başarabile- cekleri şüphelidir. Başka memleket- lerde, bu kabil milli mevzularda Üniversiteler geniş ölçüde vazife ve mes'uliyet deruhte ederler. Bu çalış- malar, kendileri için, hem bir tatbi- kat ve araştırma teşkil eder, hem de memlekete büyük bir hizmet ifa edil- miş olur. Hükümet böyle bir işe gırışırse içtimat ve iktisadi tetkikler ve mü- şahedeler için, Siyasal Bilgiler Fa- kültesinin hazırlıklı olduğunu — sanı- yoruz. Meselenin zirat ye sağlık ba- kımlarından incelenmesini, Ziraat ve Tıp Fakülteleri deruhte — edemezler Turkıye de iç iskân hareketlerine girişmenin zamanı çoktan gelmiştir. Buna süratle başlanacağını umarız. bir kısmı göçmenlerin yekünu 1.500 nü- fusu bulmaktadır. Bunların iaşesi için nüfus başına 80 kuruş bir yardım ya- pılmaktadır.» Bu ilgililerin söyledikleridir ve şim- di dikkat ediniz, buna ilâve olarak, söy- lenen sözlerdeki feci tarifi dikkatle ta- kip ediniz: Kış devresinde yapılmakta olan bu iaşe yardımı için geçen seneye na- zaran 200.000 lira noksanıyla 250.000 lira tahsisat verilmiştir» Her nüfusa seksen kuruş.. Bu devr-i pahalılıkta.. Müstahsil olmadıkları ve çalışamadıkları halde, dimin - «kış mevsiminde» parmak basınız. Şu da vardır ki, Bulga- 27