defa kesenin ağzını açmalı ve bütün kıdemli sınıfı bir kalemde tazmınat ve- rerek tekaüde sevketmelidir. B lediyenin bıraz başı dinlenir hem de ti- yatromuz e bir «Biz kurduk, hak bizimdir» teranesını dinlemekten kurtu— lur. Üstelik bu hareket Türk tıyatrosu— na yapılacak milli bir hizmet yerine de geçer. Kıdemden başka sermayesi olmayan bir takım yaşlı sanatkârın Sultan Hamit paşası azametiyle gençliklerini hayal et- meleri tıyatromuza çok pahalıya mal- oluyor, bize inanın Sanatkârların portresi gün: İkinci Perde kapanmış, sanat- kârlar biraz dinlenip nefes almak i- çin, sahne akındaki iskemlelere yağıl- mışlardı. Orkestra mahallinde müzisyen- ler, antrakttan istifade —ederek enstrü- manlarım akord ediyor, sesleri çeşitli tonlarda, sahne altında akisler bırakı- ahveler — söylenmiş, sigaralar tellendırılmıştı Hem haftanın hem de a ayın son günü bahseden pusulalar yollamışlardı. İdari ışle bak atkâr sahneden çıkar çıkı gişe memurunu çağırtarak hası- latı devralmş Herkesin hesabım yapıyor, yevmiye- lerinin tutarını sıra ile veriyordu. Sa- natkârlarda, iri öteki ola- caktı? O şimdi düşünüyordu: Otuz de hafta tatili yapmı adan matınelerı de ilâve ederek kırk o oynamış, topu opu üçyüzkırk lıra almıştı Onar lira yevmiyeden üçyü mati de ya- rımşar yevmıyeden ellı lira; eder uçyuz elli, iki gün de provaya geç geldiği için yarımşar yevmıyesı kesılmıştı hesap ta- mam -Sanatkâr duşunuyordu evde bir karı, çocuk, bir de vardı. Tıyatro Beyoglunda ev Saraçhanebaşmda ece mda, birde tıyatrodan çık ertesı sabah saat onda gel. Çarşamba, cumartesı pazar gunle— ri üstelik matinede de oyna, bir ayda vereceğinin tasasını da cabadan çek. Tiyatro doluyordu» Hasılat gayet iyi idi. Her nekadar patrı y oynat yordu. Her gün masraf çıktıktan nra patrona kalan safi kâr, herbiri- ylık kazancının kat kat üstünde i- dı Hiç şüphe yok ki bu adaletsiz bir işti. Sahne sanatkârlarının da diğer mes- lek erbabı gibi haklarının teminat altı- na alınması ve emeklerinin değerlendi- rılmesı 1cabetmekte idi. Sahne mişlerdi, fakat hiçbir netice alamıyor- AKİS, 1 OCAK 1955 lardı. Alamazlardı zira, bütün maddi sı- kı tılarına ragm n, kendı istikballerini bile tem kmal mak yolunda sah- ne dışında ayrı bir işle meşgul olamı— yorlardı. Sahne dışında her şey onlar için gayrı ciddi idi. Hattâ yüzyirmibeş lira ev kiras ve beş nüfusun idamei hayatına karşılık aldığı uçyuzkırk lira- sahneye çıkacak ve tün maddi sıkıntıları unutacaktır. P ortresini tam mânasiyle çizdiğimizi zannetmiyoruz, fakat bütün sahne sanatkârlarımızın i bir sıkıntı içinde bulundukları ve bir ok bakımdan istismar edildikleri mu- hakkaktır. Her mesleğin, her sanatın kanun çerçevesinde, haklarını korumal üzere meydana getirilmiş bir sendikası veya cemiyeti vardır. Fakat sahne sa- natkârlarımızın, menfaatim — koruyucu bir teşekkullerı oktur. Hatta onlar ne memur, ne esnaf ne de 1şçı sayılıl Gelir Vergısıne tabi olmaktan başka bağları yoktur. Ne esnaf alabilir,. ne memur gibi bareme tabidir, ne de işçi gibi sigorta- sı, primi, hastahanesı veya tekaüdiyesi vardır. Hiç biri, hiç biri!.. Memleketimizde kımlerın saneye çı- kabileceği, kimlerin — çıkamıyacağı da tesbit edilmiş değildir. tanınmamış ve İâyık mmi- yetle ele alınmamış bir mevzudur bizim sahne âlemimiz.. Bizim sahne sanatı davamız; memle- ket ölçüsünde bir hareket — yaratması beklenen bir kanun mevzuudur. Geniş bir organizasyon işidir. Fakat bunu göz- lerde büyütüp, bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da ihmal etmemeli- Kanun yolu ile kurulacak bir umum müdürlük, şimdiye kadar belirmiş olan ele alarak kısa belli başlı meseleleri TİYATRO yoldan halledebılecegı gibi, Çalışma Vekaletı tarafından tiyatro sanatkarla rının al durumları da dikkate alına- bilir ve Işçı Sıgortaları, birer f'ıkır işçi- si olan tiyatro sanatkârlarına da teşmil edılebılır Bu taktirde hem sahneleri- miz seviye bakımından kalkı nır, hem sanatkarlanmızın emekleri değerlenir hem de tiyatro sanatından memleket a- dına beklediklerimiz ham hayal olmak- tan çıkar. Alakahların bolge |tiyatroları hevesin- eğ izmet arzuları var- almalan, gösterişten hakka kavuşturmaları beklenir. — Eğer ! hizmet arzuları varsa!... Ankara Program gene değişti Devlet Tiyatrosu hâdiselerim — mu: okuyucularımıza aksettırmek vazıfemızdır Son olarak repertuvarın değiştirildi- ğini ve Buyuk Tıyatroda John Patrick'in arkadan gelen bir istim tesiriyle durum gene degıştı Yılbaşından itibaren Bu— yük Tiyatroda Shapeskeare'in Onikinci Gece 1sımlı komedisinin temsiline baş— lan Bu tedbıre sebep te yenı eserin hazır- lanamamış ve Gılgameş'in rağbet gör- memiş olmi Onikinci Gece bilindiği gibi, dört se- ne evvel gene Devlet Tiyatrosunda tem- sil edilmişti. Avnı Giyda'nın tercüme ettiği metni o zamanki Devlet Tiyatro- Mordo sahneye ğünü Cüneyt Gokçer yapmaktadır 31