YURTTA OLUP BİTENLER lü olmak, bir hududu geçmemek, daima temkinli davranmak ve — kalemlerimizi basit politikanın Üüstünde tutmak mec- burıyetındeyız Gazetecilerimiz elbette ısın kurulan — dostluğun piştarları olarak ziyaret — etmişlerdir. Fakat bu dostluğu mutlaka alaturka usullerle iz- har gerekmezdi. Biz artık batıya doğru yönelmiş bir milletiz. — Âdetlerimizde mutlaka değişiklik yapmak zorundayız. Kanaatimizce umumi efkâr bu bakım- dan gazetecilerimizin — ilerisindedir ve gazetecilerimizin onun hizasına gelmesi gerekmektedir. Kardeşlık muhabbet, menfaat bir- liği sıyası dostluk... Bütün bunlara hiç n itirazı olamaz. Türl bi- zim arap alemiyle beraber —batılıların da desteği ve hattâ kabilse iştirakile - gazete okuyucusu vardır. Ama bunu te- min için, şu anda yapıldıgı gibi olçusuz lâflar kullanılırsa dostluk da lâftan iba- ret kalır. Bizim, millet — olarak meselâ Irağın, meselâ Mısırın hakiki durumu- nu, dertlerini, meselelerini, kuvvet ve zaafım bılmemız lâzımdır. Yunan misa- li ortadadır. Bugün Mısır için kullanılan aşırı kelimelerin eşi — Yunanistan için kullanılmıştı. Bu, hakiki bir dostluk mu doğurdu? Hayır. Demek ki hakiki dost- luğun yolu bu değildir. İngiltere ile Fransa yaklaşırken ne Fransa'da ne birbirlerine de İngilte- re'de meselâ «İngiliz kanı karışmamış Fransız kanı yoktur» veya <İngilizlerle ezelden Fransızlar beri — birbirlerine nkaranın sevimli Belediye Reisi Ke- mal Aygün'e maalesef kahve ikram edemedik. Mamafih, koştuğumuz şar- tın -bizim sokağın başında otomobilin- den inecekti- pek ağır olduğunu biz de takdir. — ediyoruz. Zira bizim sokak, iste bu sokaktır! İnşallah, yaz aylarında bekleriz... 10 Yılbaşı geldi Çocuk olan büyükler aşıktır» gibi cümleler — sarfetmek hiç kimsenin hatırından dahi geçmemiştir. Ama buna rağmen mevcut dostluk, bü- tün siyasi çekişmelere rağmen, imreni- lecek bir dostluktur aşkaları 1sterlerse alaturka usulle- re devam etsinler. Ama ne olur, biz bı- rakalım. Zira tekrar ediyoruz, bu nevi- den gayretkeşliklerle bizzat gayeye za- Tar veriyoruz. Yılbaşı Oyuncak âleminde A ralık ayı oyuncak ayı n- cakçı dükkânlarına iğne atsan ye- re düşmüyor. Ama çocuklardan değil, büyüklerden geçilmiyor. Analar babalar, sürpriz olsun diye, yahut da 'baskıya dayanamayıp fazla paradan çıkmamak için -ki bu ikinci şık daha akla yakın- getirmiyorlar. Bu yüzden caklarda, büyüklerin zevki hâkim; bir bakıyorsunuz bir baba - as- ker olduğu — muhakkak - tank almış g diyor. Oğlu bir yaşında halbuki.. Ote yanda bir hanım hanımcık, yedi yaşın— daki kızma mini mini mika bir bebek alıyor. Halbuki beri tarafta bir bebek, ama ne bebek «al benı» siyle göz kır- onu almasını. Türkiye'de en çok satılan oyuncak bebek ve lâstik topmuş. Çocuğun inki- şafi, terbiyesi üzerinde büyük bir rolü olduğu muhakkak sayılan oyuncak, bir kere, daha memleketimizde yayılmamış Halkımızın ancak yüzde on beş ilâ misi ayaklarını oyuncakçı dukkanlarına -o da şöyle böyle - alıştırmıştır. Sonra Türkiye'de ancak — İstanbul, İzmir ve Ankara gibi üç büyük şehirde oyuncak- çı dükkânı geçinebiliyor. Diğer şehirler- de oyuncak satışı diye bir şey yok. Oyuncakları — pahalı — (buluyorlar. Doğru. Fakat bunun birçok sebepleri var: bir kere memleketimizde oyuncak imal edilmiyor. Ediliyor ama, — tahta- dan... Plâstikten — oyuncaklar da yeni yeni yapılmaya başlanmış... Bunlar de- vede kulak tabii. Modern bir oyuncak fabrikası kurmak için teşebbuse girişil- miş ama, gereken malzeme için döviz almak imkânı bulunamamış, onun için n için oyuncaklar biraz tuzluya mal oluyor Bir de şu var: Amerikalıların koo- peratifleri (P X.) üç senedenberi oyun- cakçılara göz açtırmıyorlar. Noel mü- nasebetiyle en fazla satış yapılması ge- reken bugünlerde, — yığıyorlar oyuncak- ları P. X. lerine... Bunlardan gümrük de alınmıyor. Hem ucuz hem güzel oyun- caklar. Ayrıca el altından, fuarlara da aktarılıyor bunlar Konuştuğumuz bir oyuncakçı diyor ki : Üç senedır satışımız düştükçe düştü bu yüzden İ şu var X. lerde bulamadıklarını bize gelip so- runca da, ne pahalı diye basıyorlar kü- fürü bize... onlar da gümrüğünü versin vergisini versin de göreyim ben kaça mal oluyor, onların da oyuncakları..." ncak, oyuncakçılık da bir dert vesselam! AKIS Hoşunuza gittiyse hemen Abone olunuz AKİS, I OCAK 1955