Koraltan - Menderes amimiyet mayacağını ve kendisinin patlıcanla ulak bir alâkası bulunmadığını pek ala bilirlerdi. Eğer Gö hakikaten kızacağını Fahreddin Kerırn Gökay, mesleği- ne o derece bağlıdır! Halbuki, meselenin iç yüzü vardı ve o da şuydu: İstanbul valisi, emri, Devlet Vekili Dr. Mükerrem Sarol'dan almıştı. O sırada Sarol, Devlet reisinin refakatinde seyahatteydi. Oradan İs- tanbula telefon etmiş ve vali Gökaya, için merasim tertip edip et- «gidişinde olduğu gi- bi» cevabını almış,» «o kadar mı» su- alini ise üstad Fahreddin Kerim daha fazla gösteriş arzu edildiği manâsına olmıştı. Doğrusu istenilirse, sualin eda- sı da buydu. züm ona büyüklerinin gözüne girmiş- ti. Halbuki bütün Istanbul komedi tertiple- zaran, bu neviden şatafat ve gösteriş- AKİS. 16 EKİM 1954 ten zerrece hoşlanmayan, — samimi bir insandır — Kat'i şekilde emir vermek- te biraz daha gecikirse... Bunun için de tabii, kendisinin değişmemiş olması Yoksa b iste- miyor ama, ne yapsın işte tertipliyor- lar, kendisini emrivakiler karşısında bı- rakıyorlar, iptidadan ikaz etmek de ak- lına gelmiyor» şeklindeki mazeret Ah- med Emin Yalmanın nazarında — bile manâsını kaybedecektir Başvekil Adnan Menderese, bu me- rasimleri haklı göstermek için iki şey söylenilmekte, bir şey söylenilmemek- tedir. Söylenilmeyen: «— Ne yapalım, halk sizi o kadar eviyor ki mani — olamıyoruz, — yollara kendiliklerinden şehri dona- hattâ itfaiye arabalarının şofbr— muhabbetten si inanmayaca- ğım, pek alâ idrak ediyorlar. Söylenenlerden biri şudur: «— Muhalifler hasedlerinden çat- patlıyorlar.. İtiraz edenler hep Sebep: Kıskançlıkları.. Çekemi- İnadımıza devam edelim..» lıyor, onlar. Bu, bir kuvvet gösterisi mahiyeti kaza- nıyor. Teşkilâtımız, damarlarına — taze kan akmı: ibi i kazanıyor, Böyle şeyler faydalıdır.» İşte, aldanılan nokta budur ünyanın hiç bir tarafında seçim- leri partililer partilerine kazandırmaz. İyi çalışan partiler, iyi çalışan partilili- YURTTA OLUP BİTENLER ler asıl büyük kütleyi kendi partilerine çeken, ona sevimli görünmeye çalışan, hürmet ve muhabbet toplayanlardır. Eğer suni merasimlerin bu büyük kütlenin vicdanında — uyandırdığı — his merak ediliyorsa, — söyliyelim: İnfial! Adnan Menderes bundan beş yıl evvel de muhtelif şehirlere gidiyordu. O şe- hirlerin o zamanlar nasıl bir bayram havası aldığını, sokakların nasıl doldu- gunu elbette ki, hatırlar,Hem de ken- Ayni günler zarfında İs- tanbulda, bugün kendisine alaylar ter- tipleyen adam başkasına alaylar tertip- liyordu. Sonra, seçimler gelip çattı. Sora- rız Adnan Menderese: kazanan kim ol- du, kaybeden kim? Bir memlekette, halkla alay etme- meli! Basın Var mı, yok mu? aber evvelâ Ankara'da, mahküm ol- u bir gazetenin idarehanesinde duyuldu. Gerçi insan, arzuladığı bir şey kendisine söylenildiği zaman inanmakta buyuk ıstıcal gösterir ama, kaynak da larına geçirdiler. Basın suçları için bir af kanunu hazırlanıyordu. İ mebusların nu Um mi Heyete getireceklerini haber Vermış— ti. Bu yolda bir temayülün de mevcut olduğu biliniyordu. Yani, hükümet çev- relerinde bir temayülün ki,mühim sa- yılması gereken de budur. İşte bu sıra- da, çıkan haber teklifin hükümet tek- lifi şeklinde Meclise sevkedileceğini bildirdi. Böyle bir ihtimal, affın mutla- Menderes ve karşılayıcılar Kaç tanesi gayri resmi ?