İKTİSADİ VE MALİ İstanbul şehir hatları Zam var diye mi donanmış?.. Hayat pahalılığı Zam... Zam... Zam... Ekimden itibaren İstanbul'da bele- hudutları — dahilinde — çalı- taşıma ücret- lerinde bir değişiklik yapılmış ve yeni tesbit edilen fiat tarifelerinde mevki farkları kaldırılarak tek — bilet — ihdas edilmiştir. Alınmış olan bu kararın ik- tisadi bakımdan arzettiği bazı — mah- zurlu sonuçları üzerinde — münakaşala- lın- ra girişmeden önce bu kararın si ikincisi ise tek bir mevkide seyahat eden vatandaşların eskisine — nazaran daha «demokratik» bir tarzda seyahat etmek imkânına kavuşmasıdır. Memleketimizde maalesef hukuki, iktisadi, içtimai müesseselerde olduğu gibi iktisadi hayatın vatandaş — hakla- rına taalük eden bazı — müesseselerini Meselâ bu kere alınmış olan rarlar iki yönden aksaktır, bir kere seyrüsefer işleri en liberal iktisat siste- memleketlerde dahi mini benimse ş gün geçtikçe âmme hizmeti mahiye- tini kazanmaktadır. Oysa ki Denizyol- ları kâr gayesıle işliyen bir müessese değildir. Durum bu iken herhangi bir denizcilik işletmesi zarar ediyor diye fiatları artırmak ne modern mânada devlet ve ne de bugünkü «alamda mu hizmeti mefhumuyla bağdaşır. Zıra AKİS. 16 EKİM 1954 kamu hizmeti muessesesmı meydan: işletmek, hem de bu hizmetleri gören müesseseleri yaşatmak mecburiyetinde- yiz. Bu vaziyet karşısında — ehvenişer olarak müracaat edilecek tek yol vardı: Mali yardımlara (subvention) baş vur- mak. er nedense bu yola gidilmedi, H gidip gelme ücretleri yüzde yüze yakın bır nısbette artırıldı. Bu vaziyet karşısında işçiler, memurlar, talebe ve- lileri ve diğer dar ve sabit gelirli va- tandaşlar gerçekten güç bir durumla karşı - karşıya geldiler. Kimbilir. zam farkını kazanabilmek için hangi müb- rem ihtiyaçlarının tatmininden vazgeç- mek zorunda kalacaklar? f ktisadi faaliyetler daimi olarak ter- cihler mihrakı etrafında döner. Bu tercihlerden bazıları mübrem bir ma- hiyet taşır, yemeğe ve içmeğe karşı olan tercihlerimiz gibi. Dairesine gıden memur, okula giden öğretmen ve Öğ- retici, giden işçi ister istemez va- pura bınecek fiyatlardaki zammı ödi- yecektır Bunlardan bazıları ve hattâ çoğu serbest meslek erbabı olmadıkları e nızmasıye inikas ett emıyecekle t sandaıîlarımn bıraz daha düşmesirıe razı olacaklardır. onra, bir şeyi unutuyor gibiyiz : Fiyatlar arasındakı baği Unutmıya- lım, bütün fiyatlar kendı aralarında bir manzume meydana getirirler, birindeki yükselmeler — ekseriya diğerlerinde de tezahür eder. Eğer Devlet Demir Yol- SAHADA ları tarıfelenne 9o 25 zam yapar bu- olarının yolcu taşıma ücret- lermı artırma takip eder ve sonra da kiralar serbest bırakılarak hava ara- sının — meşruiyet — kaza ına — razı olursak hergün tezayüd eden fiatlara refah ekonomisi ol bakamayız. Zaten refah noOMİSİN- eko: yükselmeleri onalama olarak senede 2 51 geçmez. Onun için ka- mu — hizmetleri fiyatlarındaki tereffü- ün 926 25, B 100 gibi korkunç nöbet- lerde olmasını biz doğru bulmuyoruz. Zaten bu nevi zamlar bir nevi fiyat ayarlamasından daha çok vatandaşla- ni şer yoluna gitmeyip de iktisadi, timat bakımdan çeşitli mahzurları pe- şinden sürükliyecek pek sağlam olmı- yan yollara koyuluyoruz? Bunu anla- mak pek mümkün olmiyor. mokrasi kelimesi'de çok kulla- nıla kullanıla artık geri böyle cemiyetlerde durmamışlar uyuş- . Çünkü insanlar sınıfların birinden diğerine geçmek hakkına ma- liktirler. Demokrasilerde insanlar ka- nun karşısında eşittirler, haklar bakı- mından eşittirler. Gayri müsavi şartlar içinde çalışan insanlar m vecibeler ba- an birine müsavi tutulması demokratik bir hareket tana olmaz. n için demokratik bir memlekette elbette ki trenler, vapurlar mevkii ola- caktır, elbette ki insanlar kendi iktisa- di kudretlerine göre diledikleri mevki- lerde seyahat edeceklerdir. - Cebinde parası olan herkese vapurlardaki birinci mevkiler, trenlerdeki yataklılar açık ol- dukça antidemokratik bir düzenden bahsolunamaz. Antidemokratik olan ka- zancının bir kısmını tasarruf etmek is- tiyen vatandaşı zorla masrafa sokmak- ır. Bu, zorla masraf hi zaman âdil — ve eşit olmadığı için demokratik vasfını alamaz. Kurtuluş savaşını kazanıp da mu- asır medeniyet seviyesine erişme Ssava- şına katıldığımız — yıllarda marşlarımı- zın birinde «İmtiyazsız, smıfsız kaynaş- mış bir kütleyiz» ibaresi vardı. Sultan- ların yurd dışına atıldığı, hanedanın dışarıya çıkarıldığı, insanların paşa ve Vezir olarak doğmaktan menedildiği bir devirde böyle marşlar ruhlarımıza he- yecan Verebılırdı Fakat bugün heye- ve marşın o mısraini — «imtiyazsız, sı- 13