DÜNYADA OLUP BİTENLER ama başkaları bunu istismardan çekin- memişlerdi. Kızıların plânı Kîmünist Parti, ne gibi bir 1stıfade uştu? it umetın hükümetin nüfuslu bir komi nist partiye müzahir olmakla kalmayıp onun hesabına memlekete ihanet ettıgı şuphesını uyandırmak zaten emniyet hislerin - Ameri- kan munasebetlerıne katı bır darbe in- direbilirdi. Komünist parti sadece Pa- riste değil, diğer başkentlerde de ku- laktan kulağa dolaşan bir şayianın de- dillerini vermiş oluyordu. Hele bunun Cenevre veya Londra konferanslarına tesadüf ettirilmesi işleri bütün bütün kolaylaştıracaktı. Hükümetin bu konfe- ranslarda — Amerikanın — müzaheretine şiddetle ihtiyacı vardı. Komünistlerin bütün gayeleri Fransanın Amerıka ile n silâhlan- arasını açmak ve Almanya!t masına m & Senelerden beri partinin faaliyeti — Moskovadan gelen emirler üzerine— bu yola teksif edil- İtiraf etmeli ki, eğer Dides hâdise- si olmasaydı,kızıllar muratlarına erecek- lerdi. Zıra Fransız Milli Savunma Kon. seyinde goruşulen meselelerin dışarıya sızdığından Amerikan gizli teşkılatı ve dolayısiyle Amerikan hüküm de ta- mamiyle haberdardı. Askeri sırların ko- münistlerin eline geçtiğini biliyorlardı. Zaten Baranes ifadesinde bir noktayı açıklamıştı : Yalnız ransız emniyet makamlariyle degıl Amerikan gizli teş- kilâtiyle de temasa geçmek üzere ko- münistlerden emir almıştı Sahte Genel İdare Kurulu zabıtlarını Amerikalılara verirken onlara da sızıntının hükümet- ten geldiğini söyliyecekti. Buna inan- mamanın imkânı yoktu. İşte Mitterand Dides'i yakalatmakla sadece kendisini büyük bir ithamdan değil, memleketini de bir dertten, hattâ felâketten kurtar- mıştı. imdi, en ziyade hayret uyandıran omünist — veya terakkiperver denilen kızıl temayüllü mebusların bu dala' reye âlet olmaları değildir. Nihayet on- ların istediği bu idi. Fakat bazı radikal ve mutedillerin siyasi hasımlarına zarar Verebılmek için gözleri kapalı, komünist yununa gelmeleri karşısında bütün Fransa lanet etmektedir. Baranes, sırları veren kaynak ola- rak M. Mirterand'ı ilk kimin itham et- tiğini bilmektedir. Eğer bu, komünist parti değil de Dahiliye Vekilinin siyasi rakipleri ise mesele daha ziyade vahim bir hal alacaktır Zira komünist parti- nin her hangi bir vekil adı söylemeyip, şüpheyi herkes üzerine yaymayı tercih etmesi kuvvetle muhtemeldir. Her hal- de anlaşılıyor ki, tıpkı Dreyfüs mese- lesinde olduğu gıbı tıpkı Staviski me- selesinde olduğu gibi Baranes mesele- sinde de 1pler kotu, aşağılık politikacı- ların elindedir. Onlar, şahsi menfaatle- rini, ihtiraslarını tatmin için bir defa Fransanın mukaderatı ile oyna- maktan çekinmemişlerdir. 20 Fransa Dördüncü Cumhuriyet'ini yaşıyor. Dreyiîıs hâdisesi İkinci Cum- huriyete ağır bir darbe olmuştu. Stavis- ki hâdisesi Üçüncü Cumhuriyeti ta te- melinden sarsmıştı. Baranes hâdisesinin ise Dördüncü Cumhuriyete, bilhassa prestij bakımından aynı derecede zarar vereceğinden hiç kimsenin şüphesi ol- mMasın. Ingiltere Meslek tesanüdü ünyanın en fazla gazete okuyan şe- hiri Londra'dır. Fakat, bu cümle- nin doğrusu şu son bir kaç gün için böyledir Dünyanın en fazla gazete kuyan şehri, Londra idi. Zira İngil- terenin başkenti gazetesiz kalmış bulu- nuyor. Sebep? İki tane Mürettipler Sendıkası grev ilân etmiştir. Londra'da 13 sabah ve akşam ga— zetesi çıkmakt bunların mecmuu tışı 20 milyonu bulmaktadır. Ihtılaf Daily Sketch gazetesınde başlamış ve O gazete sabahleyin çıkmamıştır. Bunun Üzerine, diğer gazeteler de derhal bas- kılarını durdurmuşlardır. — Zira İngiliz gazete — sahipleri arasında bir anlaşma vardır: ünlük gazetelerden biri sen- dika ihtilâfiı yüzünden intişar edemi- ş(lleclek olursa, diğerleri de çıkmamakta- ırla İngiliz basınının durumu her yer- de gıpta uyandırır, Ingılteredekı basın hürriyeti misal diye göste Sebebmı şimdi anlıyabıhyor musu- AKİS. 16 EKİM 1954