YURTTA OLUP BİTENLER Hükümet Yeni bacalar tütüyor u, bir hareketli hafta oldu. Hareke- Bir çok açılış töreni yapıldı, bir çok te- mel atıldı. Ve, hepsinden mühimi Baş- vekil konuştu Menderes yola İstanbuldan çıktı. Refakatınde dört vek(l (Protokol sırasiyle Devlet Vekili Dr. Mükerrem Sarol, Hariciye Vekili Prof. Fuad Köp- rülü, Maliye Vekili Hasan Polatkan ve Nafia Vekili Kemal Zeytinoğlu), — me- buslar (... vesaire, vesaire, Murat Ali Ülgen), gazeteciler (Doğan Nadi, Ah- met Emin Yalm: az Faik, Fe- nik, Mıthat Perın )vardı Kaiile Dev- let Hava Yollarının hususi bir tayyare- siyle seyahat ediyordu. Başvekil, her gittiği yerde candan tezahüratla karşılandı ve bu tezahürat tertiplenmiş bir gösteri değildi. Hattâ doğrusu istenilirse bazı yerlerde —me- ilerlerken yolun tamamiyle tıkalı oldu- ğunu gördü ve şoföre dogruca mera- sim yerine gitmesi için em verdi. Halk sokak ve meydanları doldurmuş, Başvekılı alkışlıyordu Bir çok yerde, uygun olarak bir açık oto- mobıle bınıldı ve şehirden oyle geçıldı Başvekil ayakta, yapılan samimi teza- hürata samimi bir şekilde — mukabele ediyordu. Yanma Hariciye Vekili Prof. Fuad Köprülüyü almıştı. Bu surede sa- yın profesör de alkışlanmak ve alkışla- ra cevap vermek fırsatını bulmuş oldu. Kafilenin diğer kısmı, arkadan geliyor- Batıdan başlayarak Doğuya doğru Anadolunun büyük bir kısmı dolaşıldı Her şehire, bir hususi münasebetle uğ- devlet adamlarının temellerini attıkları fabrikalar yine Demokrat (yâni Demok- rat Partili) devlet adamları tarafından bacalar tütmeye başlamıştı. rancıda olduğu gibi yeni yeni inşaatın temelleri atılıyordu ve bunlar g seçimlerden evvel tamamlanacaktı. Bir senede tamamlanıp işletmeye açılan fabrika, sadece Konyadaki değil- . Yâni hükümet, bir tek yerde mesa- isini ve gayretini teksif edip geri ka- 1053 tarihinde temeli Reisicumhur Ce- lâl Bayar, bizzat Başvekil Adnan Men- deres ve diğer vekiller tarafından atıl- mış bulunan Amasya şeker fabrikası da işletmeye açıldı. İktidar ispat ediyordu ki, «Seçim temel atma merasimleri» di- Ecnebi sermayeye dair D ok uzuncu Meclıs seçimlerin ye- nilenm e karar vermezden ev- vel ecnebi sermaye ile alâkadar iki kanun kabul —etmiştir ki, bunlardan birinin —adı doğrudan doğruya ya- ancı Sermayeyi Teşvik Kanunu (6224 numaralı ve 20 Ocak 1954 ta- rihli kanun) ve diğerinin adı Petrol Kanunu (6326 numaralı ve 8 Mart 1954 tarihli kanun) dur. Her iki ka- nunun da hikmet-i — vücudu memleketin arzu edıldığı şekilde sür' atle — kalkınmasına imkân vermiyen sermaye fıkdan veya noksanını müm- kün olduğu kadar hafifletmektir. İmkânı olsaydı da — memleket ecnebi sermayeden tamamen müstağ- ni bulunabilseydi — ve istihsali ıçn yalnız milli sermaye ile işini göre- bilseydi! İktisaden kâfi derecede in- ebi sermaye muhiti içinde çalıştıgı milleti zayıf bularak onun dalma binmiştir. Zaman mekân ol- muş, millet ecnebi sermayeyi zayıf bularak onun dalma binmişt' Bi- rinci dünya harbine gelince dar birinci hal, o tarihten sonra da memleketlerinde devam edip giden iktisadi ve hattâ siyasi huzursuzlu- ğun ortadan kalkarak bir türlü istik- rara varılmamasınd. ebi yenin ifa edebileceği hızmederden cihanın kemâliyle istifade edememe- si de bir âmil olmuş ve olmaktadır Sermaye olmaksızın istihsal mez. Sermaye istihsalin vucudu için mutlak surette lâzım olan üç unsur- dan biridir. Mill sermayenin kifayet- sizlik gösterdiği mıntakaları sermaye ortadaki boşluğu ıstenıldıgı gibi dolduramamaktadır. * M emleketimiz de ecnebi sermaye balonundan mes'ut hâtıralara sa- Bunun tesiri altındadır harbi arası, umumı heyeti itibariyle âdeta ec- nebi sermaye ızlerının memleketten silinip — kaz gayretlerle geçmiştir, denılebılır Fakat bu hal memlekette milli sermayenin ecnebi sermaye yerine kaim olmasını ve ec- Namık Zeki ARAL takdir edilmiş ve yenıden sermayeyi — davet lüzum hasıl olmuştur. Ecnebi sermaye bir memlekete mütâden teknik ile birlik- te gelir. Ecnebi sermayenin böyle bir faydası da vardır. ecnebi kanaat önül arzu ederdi ki mevzuu ba- lns iki kanun Mecliste Od büyük tam ve pürüzsüz bir muta- bakatıyle ve yahut öyle bir muta- lısı teşkıl eden heyetın büyük ekse- riyetiyle kabul Fazla ola- rak her iki kanun 2 Mayıs seçimleri arifesinde partilerarası münaka ala- rın baş meseleleri halinde — ortaya atılmış ve böylece milletin ıttılama ve dikkatine ne kadar mümkünse kadar vuzuh ile arzedilmiştirler. Ne- ticede 2 Mayıs seçimleri, o kanun- ları hazırlaımş ve Meclısten geçirmiş olan partiyi —yâni Demokrat Parti- , bu defa eskisine nazaran daha buyuk bir ekseriyetle Meclise gön- dermiş olmakla mevzuubahis kanun- lar da —âdeta bir referandum neti- cesi— tin ta: e ve bizzat millete mal olmuşlar, demek- tir. >* Bu vazıyet iktisadi ve hattâ siyasi an o kanunlara bir başka ehemmıyet izafe eder. Bu ehemmi- yetten de iki netice çıkarılmak lâ- zım gelir ki, biri hâlen muhalefette bulunan Halk Partisini ve diğeri hi- len iktidarda bulunan Demokrat Par- tiyi alâkadar eder. 1 — O kanunlar hükmüne isti- naden iktisap edilen veya edılecek bu maddesındekı her hangi feri bir hü yarın tefsir için Möecliste açılabilecek müzakereleri değil, ka- nunların bizzat kendilerine ve esas hükümlerine müteallik münakaşaları kasdettıgımızı soylemeye hacet yok- ur). Ort: millet namına verılmış söz veya SÖZİ ler vardır. Bu — sözler mutlaka — tutulmalıdır. Devletçilik prensibine bağlı Parti petrol denilen hazineyi dün gerek teknik gerek ser- maye — bakımından bizde Devletin kendi başına işletebileceğim — —za manında kanunu hazırlayıp Meclıse getirenlere karşı— ispat etmemiş ve etmiye çalışmamıştır. Eğer çalışmış ve ispat etmiş olsaydı yarın için ka- AKİS. 25 EYLÜL 1954