ra yer vermesi öte yandan da daha bu seneye kadar iktisadi hayatın — refah devrinde bulunması gibi — sebeplerden dolayı, gerçekten büyük talepler kar- şısındadırlar. Bu durum karşısında di- ledikleri kadar ithal etme imkânlarına malik değildirler. Memleketimiz libe- rasyon kararının tatbik edildiği zaman- da az ihraç edip, fazla ithalâtta bulun- muş, fakat —Avrupa Tediye Birliğinin «Kota kredisi» diye isimlendirilen kısa vadeli kredilerine Tağmen — vaktinde borçlarını eda edememiştir. Bu vaziyet karşısında — normal p, eden EPU memleketleriyle ticari mü- ya, İtalya gibi memleketlere borçlu ka- lınmıştır. Her ne kadar ferdi — masraflarla âmme masraflarım — birbirine benzet- mek doğru değilse de aralarında hiç de müşabehet bulunmadığım iddia etmek aynı derecede hatalıdır. Mahdut gelir- le namahdut giderleri karşılamak müm- kün değildir. Karşılamak mümkün olur ama paranın kıymetini muhafaza ede— rum k kip edilecek yol hayli kolaydır. Bu yol- da «ekonomik mucizeler» meydana ge- tiremezsiniz amma vaktinde borçlarını- Zzı Öder, elımzdekı parayla aradığınızı bulabilirsiniz. Bu adı döviz büt- esidir. Bu yolda tahsısler iktisat nin 1ht1yaç lıstesındekı mübremiyet de recesine yapılır. Bu yola geçmek fedakarlıklarda bulun— ir. atandaş bunları bılırse daha rahatça katlanır ve iktisadi tı düzenlemek o derece kolaylaşır imkânları hasıl olur. İşte bu bakımdan iktisadilik prensiplerine göre hareket etmek ge- rektiğinin ve gerektiği 1çın de iktisadi hareket edildiğinin ilk önce kamu mü- esseseleri tarafından güzel — örnekleri verilmelidir. Döviz komitesinin devlet dairelerinin buz dolabı, — vantilatör, elektrik sobası için belkı bazı mak edeci lerin ham madde taleplerinin imkânlar nisbetinde tahsis edilen dövizlerin de artık lâik bir devlette yeri olmaması gerektiğine kaniiz. Hacca giden bir va- andaş da nihayet bir bakıma bir nevi seyahat hurrıyetını istimal ediyor de- mektir. İş ıçın tahsil için, kültürel mü- nasebetler için döviz bulamazken hac için döviz temin etmek ancak mü- essesesini diğer sosyal mueseselenn Üs- tünde tutan teokratık bir devletin ga- ye ve prensıplerıyle bağdaşır. Gelecek senelerde h a gidecek hac namzetle- rine da k şartlar tahtında dovız verılebılecegını etelerde okuyunca bu karan da yerınde bulduğumuza işaret etmek isteriz. Unutmıyalım, ekonomik bir katlan- ma içindeyiz, bütün ümitlerimiz, istik- balden beklediklerimiz hep bu kalkın- ma mefhumunda toplanmaktadır; hiç- bir kalkınma — sıkıntıya katlanmaksızın AKİS. 25 EYLÜL 1954 tahakkuk ettirilmemiştir. İstikbal bu vadide bize vaitkâr ise lara kolayca katlanırı yüklenen külfetler âdil olması şartiy- le. Kanaatımızca sırf psikolojik unsur- lara dayanan aşırı taleple — piyasadaki mal talebini karşılamak mümkün değil- dir. Ortada gelecek nesillerin daha mü- reffeh — yaşamaları için girişilmiş hayli de muvaffak olmuş bir kalkınma hamlesi vardır. Bu hamlenin tahakku- kuna kadar devlet ortalama ihracat hac- mine göre bir döviz bütçesi yapmalı, tayınlamayı — «ratiönnement» tesis, her- kesin ihtiyacını asgari de olsa tatmin etmelidir. Ancak bu şekilde edalarımızı vaktinde yerine getirir, ihtiyaç sahip- lerini hayal kırıklıgına uğratmayız. İk- tisadın mebdei ır, kazançtır amma bazı hallerde ltalyan Cumhurbaşkanı- nın dediği gibi vatanperverlik ilmi ve- ya sanatı olduğu da vâkidir. Bankacılık İş Bankası Kıbrısta Kıbı meselesinin Türkiye'de Yuna- nistan'da İng ıltere de ve hattâ bütün dünyada konuşma ve tartışmalara mev- Zu teşkıl ettıgı bugunle rde İş Bankası hayırlı bir teşebbüse gırışmış, Kıbrısta şubelerınden bırını açmağa karar ver- iştir.. Memleketimizin iktisaden geri kalmış olduğu zamanlarda Banka hiz- metlerim yurd içindeki vatandaşlarımı- zın ihtiyacına cevap veremiyecek du- rumda iken yurd dışında kalmış kar- deşlerimizin ayağına götürmek dün için bir idealdi, bugün için gerçek olmuş- tur. Milli bir bankamız olan İş Ban- kası Kıbrıs'ta şube açmaktadır. Bu isa- betli kararın yalanda diğer bankalar ta- rafından takip edileceğini ümit ederiz. Kıbrıs'ta 118.000 Türk şüphe yok ki bankamıza Trağbet — gösterecektir. | Bankası Cumhuriyet devri bankacılığı- mızda diğer bankalara ö olmuş bir müessesedir. Hizmetlerinin muntazam- ğı, memurlarının feragati sayesınde Rum halkının heyecanlarının yerini aklı selime terketmesini müteakip herkesçe kazanacaktır. Yurd dışındaki vatandaş- larımıza karşı ifa edecek çeşitli vazife- lerimiz vardır. Bunlardan birisi ve hat- tâ başta geleni onlarla tıcari ve iktisadi münasebetleri nkıtaa uğratmamak ha- reketlerımı le onları meselelerını ana- vatan meselelerinden tefrik etmediğimi- zi göstermektir. Ihtikâr Murakabede adaletsizlik Yenı yururluge giren kâr hadleri ka- rarnamesi, kararnamenin fiyat mu- rakabesi kısımlarını ilgilendiren yönleri, bazı bakımlardan tenkid edilmektedir. Filhakika ticaret normal seyrini takip etmedıgınden bir kâr hadleri kararna- ıkarılmış ve ithalâtçı, perakendeci kâr hadleri tesbit edılmış— tir. Yapılan fiyat murakabelerinde da- İKTİSADİ VE MALİ SAHADA ha ziyade perakendeciler kontrol edil- mekte ve asıl arslan payını alan itha- lâtçılarla rakal ucuzlukla kurtulabılmektedırler halâtçı icabında ederek kendi tbırıyle «kitabına uydurabılmekted ». Bu vaziyet rşı- buriyeti dolayısiyle malını zararına bile satmaktadır. Murakabeyi biraz daha üst kademelere götürmek suretiyle asıl ha- yat pahalılığını intaç eden sebeple mü- cadeleye — başlanmış olacaktır. — Fakat murakabe meselesi yalnız resmi organ- lara bırakılmamalı, herkes, perakendeci, satın alıcı elbirliğiyle, muhtekire karşı savaş açmalıdır. Memleket ölçüsündeki meseleler ferdi hareketlerle — halledile- mez. Nimetlerinden birlikte istifade edeceğimiz dâvanın halline birlikte ka- tılmalıyız. Çünkü nimet külfet karşılı- ğıdır. Bu mesele ise külfetten daha çok bir vazifedir, zira ihtikâr bu memleke- tin kanunlarına göre bir suçtur. Mese- ley bu açıdan bakmalı hepimiz üze- rimize düşeni yapmalıyı Sanayi Kömür ve dış politika Eylül tarihli New York Tribune'de bu başlığı taşıyan bir yazı vardı. Müellif siyasi meselelerin altında yatan iktisadi dâvaları ele ala- rak siyasi bir sonuca varıyordu. Malüm olduğu üzere ikinci Cih, nunda Avrupa'da altı Herald «coal and steel community» meydanına getirmelidir. İşte bu birlik zaman zaman Amerikan yardımından istifade etmek- tedir. Fakat bu kerre senato yabancı Yardımlar Komıtesı ğı bir ra- nin çeşıtlı sebeplerı vardır. Amerik; a'da köm işçilerinin ücretleri düşüktür, ücret duş üklüğü madenlerde işçilerin da ha az çalışmalarina sebep olmakta, bunun sonunda da kömür is- tihsali azalmaktadı Sonra harp sonun- da Avrupa memleketlerinin hemen he- men hepsinde bir iktisadi — kalkınma müşahede edilmiştir. 1938 istihsal ra- kamlarını aşmamış olan memleket yok gıbıdır lşte bu iktisadi kalkınana so- unda da hiç şüphesiz Avrupa'da kö- mur sanayiinde de bir inkişaf kayde- dilmiştir. Avrupa kömür ve Çelik Bir- liği yatırımlarını artırmak daha rasyo- nel çalışabilmek için 100 dolarlık bir istikraz akdetmek niyetindedir. Bu su- 19