TIB SAHASINDA Allerjik Hastalıklar Bir kongrenin mevzuu B u terimi son zamanlarda her halde çok duymuşsunuzdur. İzmirde bu- günlerde toplanacak 13 üncü Milli Türk olduğu kadar basit bir şekilde bu keli- menin mânasını anlatmağa çalışacagım Charles Richet ve P. Portier'nin bun- dan elli yıl kadar önce ilk defa, tıb di- linde Anaflaksi denilen hâdiseyi nasıl bulduklarını hatırlatmak da zevkli bir ödevdir. Bu iki araştırıcının maları Monaco prensi Albert'in Prin- cesse - Alice II adlı Lâboratuvar gemi- sinde başlamıştır. Richet ve Portier'ye bu konuyu bizzat Prens ve Prensin hu- susi tabibi Dr. Riohard vermiştir. Ge- mi, 1901 yılı Ağustos ayında Açores denizine ve Cap Vert adaları civarına Physalie denilen deniz hay. şırınga edilmiş az miktarlarla felç, ka- şıntı, hissizlik, yeteri kadar dozlarla ö- lüm görülmüştür. Araştırıcılar bu oseanografik seya- hatten Paris'teki lâboratuvarlarına dön- dükleri zaman, anaflaksi araştırmaları- nın ikinci dönemi başlamıştır. da köpekler üzerinde aynı m tesirleri tetkik edilmiş ve kü vanlardaki aynı belirtiler görülmüştür. Yâni hayvanlarda hıssızhk kaşıntılar ve felç olmuştur. ddeye karı bağışlık (muafiyet) vermeyi teklif etmiştir. Bu suretle bir seri köpek ve güvercine, Iısı- tılarak virulansı azaltılmış toksınden, tar şırınga edilmiştir. Fakat sonunç bek- lendiği — ve tasarlandığı gibi çıkmamış, hayvanların bagışıklık kazanacakları yer- de aşır arlık kazandıkları görül- e yepyeni bir olayla karşılaşıldığı anlaşılmıştır. Buna, bağış- lık yokluğu Aanlamına Anaflaksi denil- miştir. Bu terimi kullanmakla araştırı- demek olan bagışlık (ımmunıte) den bu olayı ayırmak iste- mişlerdir. Bir yıl sonra 1903' de Arthus; or- ganizmanın reaksiyon durumundaki bu değişikliğin — yalnız toksinlerle — değil, öbür albüminli maddelerle de meydana 24 Milli Türk Tıb Kongreleri M iliâ Türk Tıb Kongrelerinin 13 üncüsü bu yıl, İzmirde toplana- caktır. Başkanı Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili Dr. Behçet Uz'dur. Yönetim Kurulu Başkanı Ord. Prof. Dr. Kâzım İsmail Gür- han, İkinci Başkan Prof. Dr. Reşat Garan'dır. Kongre, 27/Eylül/1954 ten 1/Ekim/1954 e kadar devam edecektir. 27 Eylül sabahı saat 10.30 da konaktaki Elhamra Sinemasında yapılacak bir törenle kongre açılmış V ye reisleri açılış nutuklarını söyliye- ceklerdir. Bundan sonraki toplantı- lar Bahribaba civarındaki Halk Eği- tim Merkezi binasında yapılacaktır. medıkal konusu alleı]ı— fide Küley, Prof. Dr. Prof Dr. Arif İsmet Çetingil, Prof. urhan Urus, Prof. Dr. Sezai Bedreddın Tümay f Prof# b Garan'ın isimlerini sayabiliriz. öongrenin mediko sosyal ko- nusu; Hekim - Devlet, Hekim - Ce- miyet'tir.. Bu önemli mevzuun da raportörü Ord. Prof. Muhiddin Erel' dir. Kongrede ayrıca — muhtelif me- selelere dokunan yüze yakın serbest kommünikasyon vardır. Kongre dürt gün sürecek, beşinci gün — 1/Ekim/ 1954 de Elhamra sinemasında ka- panış töreni yapılacaktır. Kongrenin tenkidleri, dilekler dinlenecek, gele- cek kongrenin toplantı yeri ve ko- nuları tesbit edilecektir. Bu kongre- de de davetler, ziyafetler, kokteyl— ler, konserler, tiyatro gösterileri, ya- ni kongre üyelerinin ilgisini toplaya- 26/Eylül/1954 Pazar günü akşamı kongre yönetim Kurulu Başkam — tarafından üyelere bir de tanışma ziyafeti verilecektir. mleketimizde ilk Milli Türk Tıb Kongresi 1/Eylül/1925 de, bun- dan tam 29 yıl önce Büyük Ata- türk'i un hımayesınde Ankarada Bü- mat) için seçtiği heyeti huzuruna ka- bul eden büyük adam onlara iltifat- larda bulundu ve onların şahsında yurdun dürt köşesinden gelerek mem- leket — sağlığı dâvalarındaki mukad- des öÖdevlerini birlik ve beraberlikle yapan üyeleri selâmladı O zaman «Sıhhiye ve Muavene- ti Içtımaıye Vekili» olan — merhum Dr. Esat Eğilmez Refik Saydam açılış nutkunda şun- ları söylüyordu: Bu vazifeler hepimiz için bir misa- kı tıbbi halinde şu üç esasta topla- nır — Türk tabibi, kendi hayatı hususiye ve meslekiyesinde medeni hayatın bütün iyiliklerinden müste- fit olduğunu görme ve göstermek ve her terakkiyi bizzat nefsinde ka- bul ve tatbik eylemek suretiyle her- kese —örnek olmak mecburiyetinde- dir 2 — Türk tabibi, yalnız kendi hususi hayatına ve hususi i tigaline bağlı kalmıyarak, gerek tedavi ve gerek içtimai vesılelerle temas eyle- diği halk kitlesi sıhhatin muhafazasına ait tedbirlerin ve bü- tün medeni telâkki ve terakkilerin behemehal samimi bir naşiri olacak, her yerde ve herkese doğru ve iyi yaşamanın tarzlarını anlatarak Türk hayatı ıçtımaıyesınde şümullü, ha- yırkâr ve mürşid vazifesini görecektir. Türk tabibi memleketi- mizde; Ömrü vasatinin yükseltilmesi, say hasılasının artırılması ve halkın her türlü medenı kolaylıklardan is- l tesirli bir rehber olacaktır 3 — Türk tabibi; büyük şehir- lerin sus ve refahına, ur ve âra- mına bağlı kalmıyarak nüfuzu ha- yırkârisini, —şehirlerden — kasabalara ve bilhassa köylere kadar sevk ve teşmil ederek ve bizzat köylü ile te- masa gelerek onu medeni, sıhhi ve içtimai her türlü terakkilerden ha- berdar eyliyecek ve Türk köylüsü- nün sağlam, müstahsil bir unsur ha- linde yetişmesine yardım edecek ve hu surede harap köy kulübelerinden sıhhit ve müreffeh evler ve mesu yuvalar meydana gelmesine müste- mirren çalışacaktır.» lli Tıb Türk kongreleri bu kıymetli fikirlerin ve samimi dilek- lerin ışığında aksamadan 29 yıl için- de on iki defa toplanarak, her sefe- rinde memleketin büyük sağlık dâ- valarını inceledi. Memleket hekim- leri bu kongrelerde ileri sürülen fi- kirlerden çok faydalandı. renilenlerin halka tatbikinden şüp- hesiz yurdun en ücra köşelerindeki hastalar da istifade ettiler hafta sonra ilk defa olarak rine tuttukları yolda basanlar dile- AKİS. 25 EYLÜL 1954