26 Eylül 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

26 Eylül 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sayın yazarın fikrinin sine [stanbul Şehır Tıyatrosu sanat ba- kımından bugün hemmıyet taşımamaktadır. Hususi bır sanat görü- şüne sahip olmadığı da her eserinde is- pat edilebilir.. Kadrosunda —genç ele- manlara yer ve imkân vermemek baş- lıca prensibidir. Sevk-üidaresi eski ak— torlerın ehndedır Ustelık sanat mü ol yade bir siyasi parti merkezı ımış gıbı politika hâdiseleri ile atbaşı yürümek hevesindedir. Tiyat- royu eski ıktıdar zamanında Halk Par- tililer idare ederdi, efa da sadece Demokrat Partili olmaktan başka bir imtiyaza sahip bulunmıyan bir müdire hanım idare etmektedir. Bu sistemin meyve ermediği anlaşıldığına — göre, yakın zamanda İstanbul Şehir Tiyatro- larına ehliyetli Bir müdürün tayin edil- mesi beklenmektedir. Sanatkâr kadro- suna; yılardan berı yeni bir istidat al- akta ısrar ed Bu seneki repertuvara gelince : Dramda yıllardan sonra eski - geleneğe dönülerek Shakespeare'in bir eseri pro- vaya konmuştur. Komedide ise Moliere' in <«Kibarlık budalası» temsil edilecek- tir. Eserlerin seçimine — bir itirazımız yok, ancak temsillerini seyrettikten son- ra kanaatimizi değiştirmeyi — çok arzu ediyoruz. Yapıcı bir elle memleket — meselele- rine uzanan Yapı ve Kredi Bankası, tiyatroya hizmet etmeyi de programına aldığı zaman, tatbik mevkiine Muhsin Errtuğrul'u getirmesi kadar tabii bir şey olamazdı. Zira hâlâ Muhsin Ertuğrul kadar yapıcı bir tiyatro adamı yetiştir- miş değiliz. Küçük Sahne de İstanbul Şehir Tiyatrolarında mevcut bir sanat heyecanı var. Böyle bir heye- can ise, muvaffakiyet — yolunun yarısı demektir. Küçük sahne bu sene bir ye- nilik yapıyor; o küçücük — sahnesine Hamlet'i sığdırmaya çalışıyor. Hamlet' in orada 1ht1şam1ndan kaybedeceği mu- hakkaktır, — fakat belki sanatımıza bir şeyler eklenmiş olacaktır. Prens Ham. let rolünü, ilk defa sahneye çıkacak bır hanım Jazımız temsil edecekmiş. büyük bir cesaret 1ş1dır Gerçi Avrupa— da da mlet'ler görüldü ama, onlardan biri mesi el Sarah Bernhard- dı. Genç kızımızın yılın sürprizi olma- sı, her halde sanat âlemimizde sevinç yaratacaktır. Avni_ Dilligil, bir kaç defa teşebbüs b tamamiyle ak- edip kuramadığı bir tiyatroyu gali- a bu sene tahakkuk ettiriyor. Ses Ti- 3re, 18 Ses Tıya TOSU sahnesınde müstakil temsiller verecektir. Bu; gençlerden teşekkül edecek bir sanat tiyatrosu olacak ve muhakkak ki, gündüzle gece arasında- ki o saatte, lstanbul da seyirci bulacak— tır. Yeter kı teşebbüs gevşemes Bir müddettenberi, Ses ve Muam— Tıyatrosundan boşalan sahnede yeni bir —bizim — memleketteki operet- AKİS. 25 EYLÜL 1954 Edinburgh'tan mektup FESTİVAL Avrupanın bir çok şehrinde âde- ta anane haline gelen müzik ve tıyatro festıvallerının belki de en muhteşem urgh'da oluyor. O- rada sadece muzık ve tiyatro değil, diğer bütün san'at hareketlerini de buluyorsunuz; — kendinizi bambaşka bir âlemde hissediyorsunuz. ıl Festivalin en enteresan vak'alarından biri de «Military Tat- too» uydu. Military Tattoo nedir? İskoçlara has olan ve — ordunun Edinburgh kalesinin önünde tertip ettiği askeri resmigeçit, milli marş- lar ve oyunlardan müteşekkil bir ne- vi gösteri! Bütün askerler büyük üni- formalarını, yâni eteklik ve kadife ceketlerini — giymişlerdi Bandoları önlerinde oyunlarını oynadılar, marş- larını ve ili havaları çaldı- lar. Sadece kale ve gosterının yapıl- ığı üyük projektörlerle ay- dınlatılmıştı. Tabit bu, Tattoo'nun ihtişamını bir kat daha arttırıyordu. Etrafa on bin kişinin rahatça otura- bileceği anfiteatr — şeklinde — sıralar yapılmıştı Her gece tekrarlanan ve üç hafta devam eden Tattoo' ya bılet de edilen biletleri kollamak lâzım- dı Festivalin devam ettiği üç haf- ta Zzarfında ur orkestra sa- yısız konserler Verdı Solist olarak Glaudio Arran, es Ching, Arthur Rubnstcin, lsaac Stern iştirak etti. Ayrıca Glyndebourne Operası II Conte Ory, Ariadne auf Naxos ve Cosi fan Tutte'yi oynadı. — Sadler's lerden— kurmuşlardır. Tevhit Bilge, Salih Tozan ve Re- nan Fosforoglu bu kadro içindedir. Geçen Yeni Ses adı ile, sa- natkârlar tarafından kurulan ve yazın da İzmir'de ve Ankara'da temsiller ve- ren Yeni Ses opereti isim ve mekân degiştirerek, Muammer'den — boşalan Maksim Tıyatrosuna yerleşmış bulunu- yor. Kadrosunda m bir degışıkhk yapmamış olan bu tıyatr nun önüm deki mevsim içinde, Şen Ses Tıyatrosu ile çetin bir rekabete girmesi tabiidir. Bu suretle de biraz daha kaliteli eser seyrettirmeleri belki mümkün olacaktır. B üyük ve mühim bir teşebbuse geç- miş bulunan sanatkâr ve patron Muammer Karaca'nın, Istıklal cadde- sınde yaptırdığı modern tiyatro binası iz tamamlanmamıştır Hazırlıkların Yılbaşına kadar bite! ve tiyatronun o tarihte açılacağı bıldırılmektedır Bütün tiyatrolar tatil yaptığı hal- de, istirahate çekilmemiş olan Muam mer Karaca Tiyatrosu, memleket turne— Türkân BAYDAR Wells Bale de Margot Fonteyn ile bırhkte La Boutigue Fantaspue, The The three cornered Hat'i Tiyatro eserlerine gelince yir- miye yakın Piyes bir günde sahneye konuyordu. Bunların başında tabii İngilizlerin meşhur Old Vic kum- panyasının Macbeth ve Bir Yaz Ge- cesi Rüyası vardı. kikaten şahane dekorları ıçınde tem- sil edildi. Titania Moria Shearer, O- beron da Robert Helpmann olmuş— Edinburgh Beynelmilel Festiva- linin karakteristik bir tarafı da her sene yaşayan bir muharririn eserini ilk defa olarak sahneye koyma! Bu sene Bizim Şehir'in Thornton — Wildes'in yazdığı Matchmaker» oynandı. Mevzuu kı- saca çöpçatanlık yapan bir kadınca- ğızın sonunda — evlendirmek istediği adamla hayatını — birleştirmesiydi. zunc rağmen nasıl bıttıgını anlıyamıyor- dunuz. Comedie Française de Moliere'in Le Bourgeoıs Gentilhomme'unu oy- B D Bunlardan başka — Cezanne'nın sergisi ve daha bir çok resim ve hey- kel sergileri ilâve edilirse, değil üç hafta, üç ay bile böyle bir festival için az gelmez mi? nden İstanbula döndükten sonra da ıçınğe, sayfiyelerde ve hattâ Is şelerinde temsıller vermektedir. Muam- mer Karaca bu suretle kadrosuna ve kendisine menfaat sağladığı gibi mü- him bir cemiyet hız meti de ifa ediyor. Beyoğluna veya zengin sayfiyelere ge- lmıy en dar elırlı vatandaşların aya- gına kadar tiyatroyu götürmek suretiy- Muammer Karaca'nın yaptığı bu hızmet küçümsenemez. Temenni olunur ki, diğer tiyatro- larımız da bundan ornek alsın, Muam- mer'in oralarda halktan gordug bete tamah etsin ve bundan sonraki şe- hir içi temsillerinde o uzak semtlerı de programlarına dahil e Muammer'in yenı tıyatrosunda ilk hangi eseri temsil edeceği henüz kararlaştırılmış değildir. —İki cereyan var, bir kısmı : Hazırlanacak yeni eser- le başlanmasını, bir kısmı da perdenin Cibali Karakolu ile açılmasını istiyor- lar. Fakat asıl mühim olan, İstanbula defa 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: