le bitiyordu: «Yurdumuzda yeniden bir tek parti diktatoryası ve partizan bir zümre hakımıyetı kurulmasına mâni olmak için vatandaşların her türlü vasıta ve imkânlarla ikaz ve tenvırlerı ve milli, ahlâki, tarihi ve insa ini i- faya ısrarla davet edılmelerı ittifakla bul olunmuştur.» Böyle mühim kararları ittifakla a- lan partiler, hıç bir şey olmasalar, insi- cama sahip partilerdir. G erçi İ tıdar oylu Partisinin se- çimlere girmeme kararına pek fazla e hemmi vermemişti. Ama kararın bilhassa öteki partiler üzerindeki te- siri büyük oldu. Zira gerek Cumhuri- yetçi Millet Partisinde, gerekse Cum- huriyet Halk Partisinde aynı tezi mü- dafaa eden pek çok kimse vardı. Bir kar topu atılır bazan büyür büyür, Üyür.. Şimdi sıra Cumhuriyetçi Millet Partisindedir. Partinin Genel İdare Kurulu 14 Ağustosta İstanbulda top- lanacak ve o da seçimlere girip girme- mek hususunda bir karar ittihaz ede- çektir. Gerçi Fuad Arna gibi fazla ateşliler Büyük Millet Meclisine — ve Başvekile hakaretten sanık olarak tev kifharededirler ma, genel kurulda sert sözlerin soylenmesı şıddetlı bir teblıgın çıkarılmasına karar verilmesi ve seçimlere girilmemesi prensibinin kabul edilmesi gene kuvvetle muhte- meldir kı Köylü Partısınden sonra Cumhuriyetçi Millet Partisi de secim- lere katılmayacagını bıldırı e Cumhu- riyet Halk Partisi ne yapacaktır" Gerçi İsmet İnönü Kurultayda şah- siyetini ortaya atarak böyle bir kara- rın alınmasını önlemişti. Fakat Ku- Yal nız böyle yapılırken «Biz girmez de öteki muha- lefet partileri girerse, hareketimizin ne kıymeti kalır?» tarzında bir sualin ha. tıra gelmiş olmasının İnönü'nün işini kolaylaştırmış bulunduğu unutulma- malıdır. . Parti Meclisi 28 Ağustosta gene İnö- nü'nün başkanlığında Ankarada top- landığı zaman durumu yeni zaviyeden mütalâa edecek ve <<seçımlere katılan tek muhalefet partisi» rolünü oynayıp oynamıyacağını - kararlaştı ıracaktır. O takdirde İnönü'nün işi daha zorlaşa- caktır. C. H. P. Şok! M ithatpaşa caddesindeki binanın ka- pıcısı: "İ— Yukarda çalışıyorlar” dedi. Bina Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Merkezi, çalışanlar Merkez Ida- re Heyeti azalarıydı. Gun ise, Kurban bayramının ikinci ve üçüncü Halk Partili basın dahıl hemen bütün AKİS, 14 AĞUSTOS 1954 gazetelerde ıdare heyetının aleyhinde çıkan y: bunların en ağırları Dünya'" da ve Halkçı da çıkmıştı - aza- lar üzerinde şok tesiri yapmıştı. Hep- si, verimi bilinmez ama, büyük bir te- halükle çalışıyorlardı. Ele aldıkları meselenin «seçimlere girelim mi, girmiyelim mi» meselesi olduğunu soylemek gazetecilik bakı- mından alâka uyandırıcı olur. Fakat, hakikat bu değildir. Idare Heyetı teşkilâtı bir hale, yola sokma- a çalışmakla meşguldü. Parti kalem- lerının aleyhlerinde bulundugunu bil- liklerinden, teşkilâta güvenmek mec- buriyetinde kalacaklarının farkınday- dılar. Teşkilâtı nasıl ıslah etmeli, onu hangi yold canlandırmalı? Ağusto- a kadar bu hususta bir neti- ceye Varabıldıklerı takdirde Parti Mec lisinin toplantısına daha kuvvetli şe- kilde girebileceklerdi Üzerinde en ziyade durulan nokta, bizzat giderek, ocak ocak, bucak bu- cak dolaşarak teşkılat ılerı gelenleriyle görüşmek, temas etmek, halkın nabzı- nı yoklamak ve ona Halk Partisinin arak eski Halk Partisi olmadığını gos- termek zaruretiydi. Bu politikanın Bir cevap İktidar — muhalefet partilerine ka- rışmamalıdır. diyip, duruyorsunuz ki siz kendiniz neden, C. H. P. nin iç ihtilâflarına mutemadıyen burnu- nuzu — sokuyorsunuz?»> diye mektup yazan sayın okuyucumuza: Biz İktidar değiliz de, ondan ! Saygılarımızla AKİS şampiyonu Kasım Gülekti ve politika- nın meyvalarını Kurultayda toplamış- ti. Aynı yolda yüründüğü takdirde, meyvalar elbette daha olgun hale ge- cekti. Kasım Güleğe göre seçimleri kazanmanın yolu dolaşmaktır. Dragos tepedeki görüşmeler kat Ankarada Merkez idare heyeti bu şekilde çalışırken İstanbulda Dra gos tepede başka Halk Partililer başka tertipler hazırlamakla — meşguldüler. Demokrat Parti erkânının Floryada toplanması gibi Halk Partisi erkânı da kendilerine merkez olarak Maltepe ya- kinindeki Dragos tepeyi seçmişlerdir. Burası 14 Mayıs 1950 den evvel keşfe- dilen ve imar edılen bir beldedir. Falih Rıfkı'nın evi oradadır, Nihad Erimin evi oradadır, — Faik Ahmet Barutçu- nun evi oradadır v.s.,. Falih Rıfkı, Ni- d Erim ve Faik Ahmet Barutçunun Genel Merkez aleyhinde vaziyet al- dıkları malümdur. Bilhassa Falih Rıf- kı Atay, Merkez heyeti içinde iktida- rın casuslarının bulunması ihtimalinin bile mevcut olduğunu yazmış ve Par tiye ait meselelerin Parti Meclısınde dahi uluorta görüşülmemesini tavsiye YURTTA OLUP BİTENLER etmiştir. Bir partinin en yüksek kade- mesinde partiye ait ışler goruşulemez se, parti içi n_(_î bu derece parti tarafından nasıl temsil edebile- cçği cevabı düşünülecek bir mesele- Dragos tepe toplantılarına İstanbu- la gitmiş olan İsmet İnönü'nün de ka- tılması — kuvvele muhtemeldır. Fakat Genel Başkanın, Merkez ile Merkez a- leyhtarları arasında anlaşma zemini, hiç olmazsa Merkezin 1tıbarının muha- fazası için bir çare bulmaya çalışacagı anlaşılmaktadır. Aksi bel, Güleğin de ifade ettiği gibi <<partı te— sanüdünü bozanlara karşı zecri tedbir- lerın alınmasına intizar» gerekmekte— Böyle bir hareketin ise, çökün başlangıcı olmasından endışe edılebı— Nıtekım Dünya ve Halkçı, yaylım ateşlerine bir fasıla vermişe benzemek- tedırler Dragos tepesi plânları henuz mal edilmemiştir. Bu arada Halkçı mutad «kötü —muhalefet» politikasına devam etmektedir. Misal mi ıstenılıyor" İşte Halkçı'da iri puntolarla şu başlık çıkmıştır: "Acar motoru kaza yaptı — Denize dökülen tayfayı kurtarmadan çekıp gitti. Altındaki havadis ise şu- <<Istanbul 6 (Telefonla) — Silivriye bağlı kaptan Ziya Atasoy ıdaresınde İlkbahar motoru kum yükü ile bu s, bah Ahırkapı önünden geçerken Acar motörü ile çarpışmıştır. İlbahar devril- miş ve denize dökülen mürettebatı ve kaptan yetişen sandalcılar tarafından kurtarılmıştır. Acar, hâdiseyi mütea- kip süratle uzaklaşmıştır.» Haber yalan mı? Haşa! Fakat aynı hâdiseyi anlat öteki gazeteler, üç kelime fazla yazmayı fuzuli bulmamış lardır: «Bursa ambarına ait». Zira ka- zayı yapan Acar, Bursa ambarına ait Acar motorudur! Bilindiği — gibi Rıyasetıcumhurun ek maruf motorunun adı Acar İnkılaplar Çarşaf kanun harici D krat Partinin İstanbulda en fazla rey alan mebuslarından Nazlı Tlabar: «— Kıyafet kanununa çarşaf giyil- memesi hakkında ek bir kanun getir- meyi düşünüyoruz. Atatürkün ruhu bundan mustariptir" dedi. Nazlı Alabar, aynı zamanda Tür- kıye Kadınlar Bırlıgının de başkanı- O gün, kendisini ziyaret eden bir gazetecıyle konuşmuştur Verdiği ha- ber memlekette büyük bir memnunluk ve ferah uyandırdı Düşününüz ki Nash Tlabarın bahsettiği, sadece bir projedir. Pr01e u kadar sevinç uyan- dırdığına göre çarşaftan yalnız Ata— türküm değil hepimizin ruhları ne derece muazzep olduğu kolaylıkla