İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Migro'da deneme satışı Kadınlarımız Avrupa malına meraklıdır çalışacak olan Migro, yeni elemanlar yetiştirecek, — İsviçreye yetışmelerını temin için elemanlar gönderecek. kümetin kredi vermesi, — Ziraat Ban— kası tarafından S milyon lira — Migro işi üzerinde — hassasiyetle durduğunu gösterir. Yakın gelecekte Migro faaliyete geçecektir. Kamyonların gelmesi bek- lenmektedir. Migro teşebbüsünde muvaffak olun- du, denilebilir. Fikri tatbik mevkiine koyan Çelikbaş'ın Dördüncü enternas- yonal Migro teşkilâtının toplantısına davet edilmesi, kongre başkanlık et- mesi, teşebbüsün isabetini, muvaffa- kıyetını ortaya koyar bir delil olmağa yeter Ve hakıkaten 1950 seçim afişleri gibi, — pahalılığa — : yeter!—C.A. Ticaret İş ahlâkı nsanın — teşkilâtlanmış bir cemiyet içinde yaşaması bazı hareketlerinin kıymet bükümleri çerçevesinde de- ğerlendirilmesini icabettirir. Zira hu- kuk iki kişinin bir arada yaşadığı yer- de başlar bu da asgari ahlâk diye ta- rif edili Demek oluyor ki hareketlerimiz bır deger olçusune vurulmakta ve göre manevi bir kıymet kazanmakta— dır. Bazı kimseler bizatihi değer mü- essesesinin indi olması, ferdden ferde değişmesi dolayısiyle herkesin ittifak edebileceği müşterek bir iyilik kısta— ında — anlaşabilmenin güçlüğünden baysetmışlerdır Zira burada iyi diye tavsif edılen bir şeyin başka bir ma- halde hiç de iyi olmaması ve hattâ kötü diye tavsif edilmesi pekala müm- 16 ndür. Onun için değil midir ki bazı ahlâk ulemaları Pirenelerin Fransaya akan yamaçlarında ahlâk başkadır, kan yamaçları 1nda başka demışlerdır Bunlar cevap olarak meş hur Alman filozofu Kant "kıymet hü- kümlerinin memleketten memlekete değişmesine rağmen insan oğullarının uzerınde ittifak ettikleri müşterek ah- normları mevcuttur ve bunların ahlakıhgı hakkında kimsenin zerre kadar yoktur, cesur olmak, r şüphesi k, sever olmak gi- durust olm mukabelesinde bulunmuştur. undan sonra hangi hareket tarzla- rının ahlâki olabileceği üzerinde fikir yoran Kant bunlar hakkında güzel ka- ideler vazetmiştir: "Başkalarının sana yapmalarını istemediğin bir şeyi sen başkalarına yapma' O şekılde hareket et ki hareketlerin beynelmilel kanun- lar halınde Vazedılebılsın' Kendın ka- iken, yapacagın kanunlara tabı bırısı gibi düşün Bütün bunlarla 1fade edilmek iste- nılen şudur: Hükümet tarafından alı- n kararların muvaffakiyet derecesi, her şeyden evvel hepimizin bu karar- lara karşı göstereceğimiz saygıyı, bu kararlar karşısındaki davranışlarımıza bağlıdır. Kararlar ne kadar zecri ted- birleri ihtiva ederlerse etsınler hiçbir zaman hâdiselerin tamamım kucaklı- yamazlar, her şeyi teker teker ele a- larak bir neticeye bağlıyamazlar, çün- kü hayat canlı bir varlıktır, daıma bir oluş halindedir. Bu olaylar ve oluşlar muvacehesinde insan zekâ ve ay- yülü ise mahduttur. İşte bunun için degıl midir ki iş dönüp dolaşıp hepi- mizin vicdanımıza dayanmaktadır. O- radan duyacağımız ses menfaatlerimiz hilafına da olsa ahlâkilik vasfını almı- yan bazı teşebbüslerden bizi alakoya- bilirse o zaman dâvanın büyük kısmı halledilmiş — olacaktır. Zira o zaman herkes dürüst olacak, ticaret dalave- re demek olmaktan kurtulacak, iktisa- di ve ticari faaliyetler iktisat ve tica- re kanunlarına uygun olarak cereyan edecektir. Böyle bir halde olayların yu karıdan bakmak daha kolay ge- lecek, — hadiselerin ilim zavıyesınden tetkiki kolaylaşacaktır İktisadi munasebetlerın önemli bir kısmım kucaklıyan ticari münasebet- ler aslında itimat üzerine müessestir. Yabancı bir memleketten mal ithal e- den bir ithalâtçı ithal edecegı kalitesinden eminse onu gogsunu ge- re gere müşterisine daha m ye gelmeden satış muamelesıne girişe- bilir. Bu ona faaliyetlerinde sürat te- min eder. Sürat zaman demektir. Zamandan kazanma muamele hac minin genişlemesini sağlar. Bir de ak- sini düşünün; ithal edecegınız malın cinsini biliyorsunuz amma kalitesinin iyi olup olmadığından emin değilsiniz, urum karşısında bir iş adamı ola- bir iş adamı olarak gırışecegınız iş, ne kadar mahduttur. Özümüzü etrafımıza çevirip sağa sola baktığımız vakit bazı şöhret inhi- sının şöhretinden bahsolunuyor. lar meyanında da bu memleket tacır— lerinin dürüstlüğü zikrolunuyor. İyi kalitede mal satıyorlar, mektuplarındı yazdıklarını hareketleriyle hemen ye- rine getiriyorlar deniyor. Bir memleketin iktisadi kalkınma meselesi muayyen bir devrede bir se- viyede istihsal hacmine kavuşma me- selesi değildir. Bir memleketin iktisa- di kalkınma meselesi sağlam temellere dayana bir düzen içinde sı hhath bir ekonomik bunyeye sahip olabilme me- selesıdır Böyle bir ekonomide 1st1hsa1 faktorlerı faal olacaktır decektir, böyle bir ekonomide iş adam- ları normal kârlatıyla işlerini devam ettirecektir. Memleketimizde artan is- tihsal hacmiyle ihracat hacmi de ge- nişlemiştir, — Genişliyen bu ihracatın istikbalde daha büyük hacimlere ula- şabilmesi — ve kendine uyan pazarlar edinebilmesi her şeyden önce iş adam- larımızin yüksek ahlâki meziyetlerine bağlıdır. Zira devlet hepimizin — iktisaden kalkınmamız için gereken tedbirleri düşünür, hepimin uzun veya kısa va- deli krediler temin edebilir amma ik- tisadi va ticari faaliyetlerin — hepsini bizzat kendisi düzenliyemez. Düzen- lemeğe kalktığı vakit cemiyetin nizamı değişir ve adı başka bir şey olur İşte onun için bir kaç yüzyıl sonra Türk semalarında tütecek Türk fabri- kalarının — bacalarını görmek istiyor- sak iş adamı olalım ve iş adamı ola- AKİS, 14 AĞUSTOS 1954