SANAT DÜNYASINDA Kara O'Neil eserler arasında dünya Eugene İzmir eder. Bu sillerini bir buçuk milyona yakın bır seyırcı kitlesi takıp etmiştir. Ti- yalnız İzmirde değil, bütün Ege bo]gesınde temsiller Vermek suretiyle geniş bir muhitin sanat ihtiyacını ce- vaplandırmakta idi. Böyle bir mües- seseyi yaşatamıyan ve bazı tertiplere n eden insanlarda, büyük bir değişikliği vuku bulmalıdır ki kurulacak tiyatro yaşayabilsin. İzmir Şehir Tiyatrosu her şeye rağ- men yaşatılmalıydı, fakat şahıslara bağ l1 bir müessese olduğu için yaşamadı. Muhit; tiyatroyu benimseyemediği için kapatılmasına göz yumdu ve bazı söz i tıyatroyu henüz anlamamış için belediye meclisinde o tarzda konuştular. İzmir Şehir Tiyatrosunun kapatıl- ma sorumluluğunu tamamiyle 1950 se- çimlerinden sonra gelen belediye mec- hattâ niyeti herkes tarafından bılınen Galip Arcan'dan min etmeyı unutmamıştı Bütün -bunlar tiyatro tarihince bi- linen şeylerd r. Biz bu bir yatroyu değişmiyen şartlar ıçınde ku- rabileceği hakkındaki haberle yo- rumluyor ve şu dört sene için d İz- mirde bir zıhnıyet değişikliğinin vuku bulmuş — olmasını bütün — kalbimizle temenni edıyoruz mirin yeni Belediyesi bakalım i- şin altından kalkacak mı?—T.D. 28 Ağaçlar Altında Şehir - Tiyatrosunda İstanbul Şehir Komedi Tiyat- rosunun İzmir - Ankara turnesi Bir yaz gecesinin rüyası İ stanbul Şehir Tıyatrosu Kome i Kısmı turneye çıktı. dört gün Ankara da temsiller verecek olan trup, bir tercüme, bir adapte, bir de telif olmak üzere beraberinde Guitton'dan "Onu isimli komedisidir. olan bu komedi ezeli mevzu olan hafiften alanlarla, ciddi telâkki karşılaştırıyor. slında aşkı edenleri Biz temsil ederken mevzuu bir ta- rafa koyup "yıldız" larımızın maharet lerini belirtmeğe kalkışıyoruz. "Melek Hanımın Kıskançlığı" ise sevimli Burhan Felek'in tiyatroda ilk kalem — denemesidir ve Verneurl'den adaptedir. Lüzumsuz bir adaptasiyon! çok yazık ki muvaffak olmamış. İstanbulda "bugün" yasayan — Me- lek hanım, Bursaya sevgilisiyle gitti- ğini sandığı — meşhur ve zengin bir fabrikatör olan kocasından haber ala- mıyor ve ondan intikam almağa kal- kışıyor. Bursa ile telefonla, şehrin dış ma- halleleriye konuşulur gibi görüşmek, telefonların bu kadar bozuk olmasına rağmen — kabil. Haydi kabil olmadı, uçakla İstanbuldan yirmi dakika, va- purla da günü birlik gidip gelını- yor Hem Burhan Felek. Bursa yerine Malat- yayı koysa idi. Melek hanımın mera- kına haklı bir sebep göstermiş olurdu, Öyle ya secim neticeleri bile, oradan, hâlâ pek öğrenilmiş değildir. Turnenin tek telif eseri "Makine" Vasfi Rızanın rol almak istemediği ko- edidir. Cevat Fehmi Başkut, hemen her eserinde olduğu gibi, mevzuunu, muayyen bir sınıf halkı alâkadar eden bir vakadan alıyor. Bu sefer iki sınıfı diyebiliriz. Emeklılerle şoförleri. Hem, vaka için hakikiye pek yakın olduğu da kulaktan kulağa söylendi, cenir, Öte taraftan oyunun tadı kaçar. Gülhane — Parkında — Shakespeare öomedi kısmı turneye çıkarken dram K sahnesi aktörlerinden bir kısmı Gül hane Parkında «Bir yaz gecesinin rü- yası"nı tahakkuk ettirece Tabit açık havada. Sevimli F. K. G ve sergi sarayında açılan arını battal edip onun yerine Gülhane Parkında bir Bahar ve Çiçek Bayramı yapmağa çalıştığı malümdur. Nis Kar- navalı gıbı arabalarla çıçekler geçırlı— adın mü lediye reisi vesaire olmakla müneccimliği de var, havaların gideceğini anlayıp bayramı bir hafta sonrasına bıraktırdı.İşte. Shakespeare de rüyasını tehir etti. Yüzlerce sene beklemiş, bir hafta daha duru- elbet- te. Daha da duracağından gayri. Benim bütün endişem, rüyanın sa- yın başreiisör Meineckenin elinde kâ- büs olmak ihtimalidir. sin, dram k den film peşinde oldukları için eserde rol kabul etmediler, yerlerini genç un. surlar aldı, ne çıkacaksa onlardan çı- kacak —fa. Radyo Haşmetli Alaturka hazretleri Sabah sabah yatağınızdan meyha- âvazeleri ile gününüze başlamak zorunda kalırsanız acaba ruhi durumunuz ne hale Haydi Mevlüd'u "Milli irade" radyoya — soktuğumuzu kabul edelim — kaldı ki, çalışma saatlerınde mev- ra kemence taksimleri ile, ut zımbırtı- larıile sinirlerimizi perişan etmeye ne hakkı Vard r? Efendim halk böyle isti- edildiğini, ne kadar "aman bir 1lâf gelmesin" korkusu ıçınde hazırlandıgı- m duyar gibi oluyoru rada bat üziği mi yerli muzık mi? — Turk müziği değil — münakaşasına gırışme- Geeğiz. Şımdıye kadar bu zuda bir hayli şeyler söylenmiştir ve neti— c işte bugünkü utanılacak le gelinmiştir: Alaturka bütün bayalığı AKİS, 29 Mayıs 1954