ŞEYHİ DİVANINI TETKİKJJ Divan tarzı, kendine kapalı bir dai- re leşkil ediyor ve ömrü tanzimat sira- larında biten ve mensup o'duğu İslâmi tefekkürün savalia abidelerini vücu- da yetiren bu tarz, nesiller değiştikçe bir kaç kişiden başkasına söylemeyen bir sfenks hüviyeline börünüyor, Cu muammayı çözceek anahtar kimde?. Bizi, asırlarca kendine mahsus güzel- likleri olan divan bahçelerine yezdire- cek rehber kim?, Dr. Ali Nihadınj)2) “ Şeyhi diva- nını tetkik, i icap ettiği korkunç me- sai karşısında bizi bayrete sürükleyen, bir imparatorluk boyunca hüküm sü- ren edebi saltanatı; bütün parlaklığı, ihtişamı ile önümüze serecek olan hamlenin ilkidir diyebiliriz. Muharrir “Ön söz, ünde” eseri iki cilt olarak hazırladığını ve birinci fikri cephe, hayat, şah- siyel ve muhit, sanal cepheleri olarak üç esaslı fasıldan ve ikinci cildin, ha- rici telkikile (tarih, nüsha farkları mukayesesi Olh) beraber divandan terekküp edeceğini söylüyor. Ali Nihat birinci ciltte kilde çalışmış bulunuyor : cildin dini, $u Şe- Şeyhinin İelselesi ve tasavvuf, bu yüne kadar neşredilmemiş olan bir mükemmeli- yelie gözden geçirilmiştir. Tasavvuf uwmdeleri birer birer aranmış ve bun- lara mülea'lik şeyhi ne yazmışsa bir araya toplanmış. Bunlar en meşhur İran şairlerinin telâkki ve eserlerile (metin nakletmek, yani vesika vermek suretile) mukayeseli o'arak tetkik edilmiş. Sonra şairin hayatı ve ınuhiti hakkında eserlerinde rastlanan malü- (01 Dr. Ali Nihat, İstanbul Üni- versitesi edebiyat fakültesi metinler şerhi kürsüsü doçenti, Şeyhi divanını tetkik. iki cilt. Suhulet matbaası, İstan- bul, 1934. Birinci cilt 226 sayfa, 200 kuruş. İkinci cilt basılmakta. /21 İlmine rağmen değeri yeç an- laşılmış ve uzun müddet türkçe ho- calıklarında israf edildikden sonra Üniversite kadrosuna doçeni olarak alınmıştır. Son (doçentlerin imtihanı) meselesinde vukufu büsbütün meyda na çıktığı cihetle profesör ayrejeliği kabul edildi. Türkiye Darülfünunun- da doktorasını vermiştir. mat bir araya top'anınış. Daha sonra sanatine geçilmiş. Divan edebiyatının hususiyetleri o tamamen Oo etraflı şekilde tetkik edilmiş ve taranmış. Aynı zamanda bu motiflerin meş- İran © şair'erindeki o kullanılış tarzları da yine metin nakli suretile bir hur gösterilmiş. Kitabın sonunda Şeyhi'nin sanat telâkkisi, o kullandığı edebi şekiller, vezinler; onu (anzir eden şairler, nezm hataları da birer birer tesbit edilmiş bulunmuyor, Hülüsa, birinci cilt “müs. bet mesai, olmak bakımından hariku- lâde kiymetledir. Denilebilir ki Şeyhi hakkında bu kadar mükemmel bir tet- kik, şimdiye kadar yapılamadığından sarlı nazar, meydana gelirilemez de. Bunda imuharririnin vukul ve salâhi- yelinin, şahsi tebahbürünün ne büyük âmil olduğu meydandadır. Eserin en büyük kıymeti, bizce, alelitliâk yapıl- dığı gibi, dışlan çerçevelemek değil, tam bir salâhiyetle doğrudan doğruya içi, içi ve özü terkip eden bünycuin labintını tebarüz ettirmek maksadına varmış bulunmasındadır. Bundan baş- ka “Şeyhi divanını tetkik, , ilmi ma- hiyeli olan ciddi bir eseri nasıl yo- rucu ve yıpratıcı bir çalışmaya bağlı > yöslermesi ilibarilede iyi nr Muharririn,belki de çalışış tarzından doğan, tasnile ve usule ait, kendileri- nin de kabul etmiş bulundukları bir iki ihmaline işaret etmek isteriz. Çok derin bir bilgi mahsulü olan eserde evvelâ her şey “madde,, ha- linde ve asla iyi bir tasnife tabi tu- tulmadan verilmiş bulunuyor. Meselâ; Şeyhi mulasavvil,Şeyhide Lasavvul um- deleri, tosavvufu nasıl ifade etmiştir... gibi hakikaten emsalsiz ve kesil bir tetkikten sonra tekrar Şeyhinin fel- selesi diye bir bahse başlanması ve bütün bunlardan sonra Şeyhinin hayal ve şahsiyeti hakkında yine yeni bir faslın başlaması pek yerinde olmasa gere Haddimiz olmamakla beraber, bu husustaki fikrimizi söylemekten ken- dimizi alamıyoruz: Bize gre evelâ, bütün menbalara istinaden Şeybinin hayatı tesbit olunmalı, bilâhare şah- siyet ve İelselesine geçilmeli, daha sonra da, şiirimizin ona kadar sal- 15 “bahsedildiği ve haları kissen yözden geçirilerek Şey- binin sanatına girilmeliydi. Her ne kadar eser bir “monoyralya,, olmaktan çok “divan tetkiki, ise de, bu tet- kikin hayrete değer bir mukayese sa- hasında yapıldığını gördükten sonra Şeyhi hakkında etraflıca malümatın da bulunmasını ve eserin daha esaslı bir tasnife Labi tutulmasını insau far- kında olmadan bekliyor. Diğer bir nokla da, tetkikin, hâlen basılmıklta olan ikinci ciltten sonra neşrinin temin e 'cecği faydaların göz- den kaçmış olmasıdır. Eğer divan tets kiki dalın sonra neşredilmiş olsa idi, ele alacağı her hangi bir dölail, meselâ bir anber mo tifi hakkında Şeyhinin neler düşündü. gösterebilmek üzere değerli muharririnin günü mabalinde mükeminel bir vii yapılması imkân dahilinde olaca ir de me yapılan vakıfane tetkikte Risalei Kus şeyriyye, Semeralül'luad. Keşlülmah- ilah .. gibi bir çok eserlerden iktibaslar o yapıldığı halde sayla tasrihi gibi basit bir ame- lasavvul hakkında cuh,' liye unutulmuş, kitabın sonuna bir bibliyoyralya konmamışlır. Şüphe yok, eserin azameli karşı- sada bütün bunlar, mevzubahs bile edilmemesi Bizim gelen hakikatlerdir; fakat itiraf etmeli ki böyle bir tetkiki en ulak kusurdan mek, bu hususta en büyük isteğimiz, “ Şeyhiyi tanzir eden şairler, fas- ına zeyil olabilecek mahiyette bir küçük tetkik de elimizde bulunmak- tadır, Bu tetkik Konya kız muallim mektebi Edebiyat muallimi, arkada- şımız Fevziye Abdullah tarafından ya- Şeyhinin, Ali Nihadın ese- bu eserde söylenmemiş nazireleri, Şeyhinin ken- dinlen evvelki bnzelişleri, Şeyhiyi tanzir eden şairler o başlıkları altında toplanınış olan bu tamamlayıcı mahiyette küçük tetkiki, ilk fırsatla bir makale halinde neşredeceğiz. Bahsi kaparken, “edebi sanatlar,, ı ilk defa muasır psikologya esaslarına göre anlayan ve mütalea eden bu genç âlime, bize bu çeşit ciddi ve çok faydalı, bir devri ve sanatılâyıkile ve yeyâne izah eden tetkikler verdiği için teşekkür ediyoruz. Zahir Sıtkı GÜVEMLİ münezzeh gör pılmıştı. rinde zikredilen şiirlerine, şairlere