1 Mart 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 22

1 Mart 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee a şişi im m m mmm. ag mm DT li. ee Yazan : A, MAKARENKO o Çor Alekstyevna'nın. hayatı duha İ pek yakın zamanlara kadar çok iyi geçiyordu. İlk gençliğinde, başından ka- sırga gibi, geçmiş aşk; canlı bir abide, Hayatı, tesbit edilmiş bir proyram Üzerine geçiyordu, Şerelli, temiz ve gözel bir ha- yal. Aile içinde Evgeniya Mekseyevna'nın kocası Jukof da vardı. Jukaf iyi, ihtimamlı bir koca, müşfik bir baba ve kibar bir erkekti. İyi kurulmuş bu hayat, birdenbire ve sarsıcı bir süretle yıkılıverdi. Jukof, bir akşam, vazileden dönmedi. Evgeniya Alek seyevna, ertesi sabah, kısa bir tezkere aldi. £ enya «Seni daha fazla aldatmak istemem, «Sana karşı sonuna kadar namuslu bir «adam olarak kalacağım. Ben, Anna Ni. «kolayevna'yi seviyorum ve onunla yaşıya” «cağım Çocuklarımız için her j «ruble göndereceğim. Beni allel » N Evgeniya Alekseyevna, tezkereyi oku- duktan sonra korkunç bir şeyin geçtiğini 00 ruble... Kirası pahalı olan ev, ah- bap yüzleri, elbiseler,.- Evgeniya Alekseyevna başını silkti, kaşlarını çattı ve sanki yırtılmış bir perde arasından en korkunç, en çirkin şeyi, onun «Bırakılmış bir karin evel; bırakılmış bir karı olduğunu gördü.. Fakat yalnız o kem- disi değil, çocuklar dal. Etrafına bakındı; bitişik odada 5 ya şında Olga, hafif gürültü ile oyuncaklarla oynuyordu. Evgeniya Alekseyeynaya, oğlu İgor ile kızı Olgayı birisi, bir kâğıda sa- tarak, çöp lenekesine alm ş gibi geldi. Birkaç gün geçti. Artık hissiyat buh- canı ledricen sukün bulürak kalbinde kır- gınlık, keder, yarın korkusu ve Jukof'a karşı kalan aşk kırıntıları birer birer be- lirdi, Başını sıkılmış yumrukları üstüne ko- yarak, kâlı düşünüyor, kâh ağlıyordu. Ço- cuklarının yanında “kendini idare etmeğe, zoraki neşeli görünmeğe çalışıyordu, Mek- tubu aldığı gündenberi sanki kalbinden bütün hayst çekilmişti — Baba teltişe gilti. Çok uzağa gitli. a ri > - dedi iğ ara: BABASIZ Fakat küçük Olga için «uzak w esi zun zaman» melhumu henüz meçhuldüu. Çocuk her kapı vuruluşunda, her zil çalı- şında kapıya koşarak, annesinden : zaman gelecek? diye soruyordu. Alekse- — Ne Günler geçiyordu, Evgeniya yevna, farkına varmıyarak, artık sabahları kalp sıkıcı üzüntüler olmadan uyanıyor, hayatın maddi taraflarını. satılacak eşyayı düşünüyor ve daha öz ağlıyordu. Bir hafta sonra Jukof'tan, bu seler hi- tapsız. yeni bir mektup geldi. Kendine ait bazı eşya ile elbiseleri istiyordu. Mek- tubu getiren tanımadığı bir kadın, soflada olurup, Evgeniya Alekseyevnanın telaşına samimi teessürle bakiyordu, Evgeniya A- lekseyevna saşırmışlı; neyi, nereye koyaca- ğını bilemiyordu. Kapıda bütün bu sahne- yi tetkik eden 10 yaşındaki İgor: — Anne, sana sepet getireyim? dedi ve cevap beklemeden dışardan, do- jabın arkasından büyük kapalı bir sepeti sürüklemeğe çalıştı. Evgeniya Alekseyev- nanın gözleri dolu: —— Evlâdım sen bu sepellen küçüksün, İgor gelen kadınla sepeti salona gelir- üzerine, kadifeden ayı nesinin, elbiseleri katlayıp sepete nasıl yerleştirdiğini seyre başladı. Evgeniya A- lekseyevna, ilkönce, hem resmi hem na- zik görünmek için elbiseleri büyük bir itina ile istif ediyordu. Birden bire İgor: — Böyle olmaz kil Kostümlerin üstüne gömlekleri attın . Bütün elbiseler buruşa- cak, dedi. Annesi yaptığı hatayı gördü : — Sahi... Fakat içinden kızarak: nel Ütülesinler, bana ait değil... diye bağırdı ve hırsla, kalan eşyayı üslüs- E bıçakları döküldü. onları toplamağa atıldı; fakat öleki, onu itti ve sepetin kapağını var kuvvetile ka- pıyarak gelen kadına: — Gölürebilirsiniz, dedi. — Birşey yazacak mısınız? Evgeniya Alekseyevna, büsbütün $inir- lendi. — Ne yazacak mışım? Bir de o eksik! Kadın; sepeti sutlıyarak çıktı. Evgeniya Alekseyevna, boş, mânasız bakışla onun arkasından baktıktan sonra, kanepeye yı- kıldı ve başını yastıklarla kapıyarak ağla- mağa başladı. Çocuklar, ona hayretle ba- Çeviren : Nihal TALUY ğ kıyorlardı. İgor burnunu çekerek, vaklik babasının cigara ile yaktığı masa örlüsür. deki ufak deliğe parmağını sokmuş büyü meğe çalışıyordu. Kapıda duran Olg Mişka'yı yere bıraktı, annesine yan Yat bakıyordu. Sonra, onun Liraz sükünet bal duğunu görünce yanına geldi ve istintk eder gibi, soğuk ve dolgun bir sesle: : — Bu teyze kimdi? Niçin sepetim gölürdü? Nereye gölürdü? dedi. Annesi cevap vermeyince kiraz bekledi ve tekrar söylenmeğe başladı: — Niçin babamın cici elbiselerini ald Nereye gölürdü! - Hakikaten çocuklar, daha birşey bilm yorlardı, Eşyanın gitmesi hiç olmazsa İgor! şüpheli görünebilirdi. Yoksa aparlıms çocukları avluda beraber oynarken © herşeyi söylemişler miydi? vgeniya Alekseyevna oğluna baki Duruşu ve masa örtüsünün deliği ile kadar meşgul olması ona şüpheli geldi. İgağ annesine baktı ve gene masanın seyri daldı. Kadın, bâlâ cevap bekliyen küğ kızını elile hafilçe iterek, oğlunu yani çekti. Çocuk uslu uslu karşısında dur Evgeniya: Alekseyevna gizli bir korku ile Birşey mi biliyorsun, İgor? di sordu. İgor uzun kirpiklerini kaldırarak: — Ne bileyim anne? Sen neden baki ediyorsun anlamıyorum k — Babanızdan: i İgorun yüzü ciddileşti. Başını sallığ ve pencereye baktı. (Ö zaman, sanki, iğ beysinin kaçamaklı sükütundaki müwi tebaruz ettirmek istiyen küçük Olga, g ö kalın homurdanan sesile: — Neden babamın elbiselerini gö düler? Söylesene annel Evgeniya Alekseyevna oturduğu yeri kalktı. Nasıl söylemeli Söylemek ici diyor mu? Çocuklara baktı, Birderbi rakibesini, Anna Nikolayevna'yı hali Uzun boylu Jukof'u da, bu genç çi kadının yanında gözünün önüne geli Münasebetlerinin sebebi, şehvetle bi ne olabilirdi? — Anne, babamız ne zaman gele Bu seler soran İgor'du, Çocuğun”! her zamanki gibi sakin ve masumane İğ İki kardeş annesine baktılar. Evgeni)* lekseyevna kararını verdi, — Bir daha gelmiyecek çocuklar | İgor sarardı ve gözlerini kırpmağı ladı. Olga, bir az durduklar © g odanin sükütünu dinledikten sonra. © lara hâs bir inatla;

Bu sayıdan diğer sayfalar: