Memleket Hikâyeleri BUY öyde ona herkes büyücü Esma der- İerdi. Yalnız kendi köyünde değil, bütün Haymana köylerinde onu tanı sma Bacı diye hitap ederler ve onda gizli, esrarlı bir takım kuvvetler bulunduğuna hük- mettikleri için, onu sayarlar ve sever- lerdi. Bu saygı ve sevginin sebebi yal- niz bu değildi. Esma Bacı zaten sevimli, ve cesurılu. Hayatı bir takım men- kler doluydu. msiyah kara gözleri, sivri bir yüzü ve kayakçı bir ağzı vardı. Başını Türk- men kadınları gibi sarardı, Alnının üs tünde daima iki çeyrek altını görünür» dü. Sarılı mavili oya ile kenarı çevrili yemenisinin altında Esma Bacı ancak okuz yaşında görünüyordu. Kocası öl- dükten sonra, tam dört senedir bekâr yaşıyor ve birçok taliplerini de reddedi. yorcd u Fakat, herkes onun kalbinde bir ta” kım gizli ihtirasların yandığından emin di. Hakkında türlü türlü rivayetler dö- nüyor, hattâ bunu bazı kocakarılar ken- disine de söyliyorlardı. O, bunlara hiç aldırmazdı. Yine herkese karşı ayni se» vimli ve cana yakın balile muamele eder, kimseyi kırmaz, hastaların, düş» künlerin yardımına koşar, bilhassa karı koca kavgalarını yatıştırma işlerinde çok muvaffak Denebilirdi ki Esma Bacı, dünyaya yalnız birşey yap» Sevgi yaratmak | olurdu. mak için gelmiştir : st Buna nasıl muvaffak oluyordu, Her- kes bunun merakında olmakla beraber içlerinden birisi çıkıp da bu işleri tab- kika kalkışmıyordu. Esma Bacıya bu kalmıştı, denilirdi. er ne olursa olsun Esma Bacı kendi köyünde dediği dedik, çaldığı düdüktü. Hali vakti de yerinde olduğu için kimseye minneti yoktu. Büyüleri, yahut kendi tabirince iyilik: leri hak için yapıyordu. Onda ne işitil- memiş dualar, ne muskalar, ne remiller vardı... Hele kaşık büyüsü birebirdi. Bununla beraber, son aylarda Esma Bacı, sık sık görünmez oldu. Köyde onu arayanlar her vakıt evinde bulurs ken, şimdi geç vakit kırlardan doğru geldiğini görüyorlar ve gündüzün nere lerde dolaştığını pek de iyi bilemiyor- ç Herhalde Esma Bacının üstünde muammalı bir hava esiyordu. lardı. © . UCU LS5NLA Yazan: SALÂHATTİN KANDEMİR o Birgün muhtarın evinde birçok ka” dınlar toplanmıştı. Esma Bacı da çok: tandır uğramadığı bu eve gelmişti. Köylü kadınlar muhtarın kızının Salih pehlivanla nişanlanması mevzuunu ha“ raretle mine İçlerinden birisi : — Doğrusu e Bacı, kızına e lâyik koca olsa e “Salih pehlivandır. Bu sözlere evvelâ kulak misafiri olan Esma Bacı, yavaş yavaş oturduğu yerde kıpırdanmağa ve tırnaklarını yemeğe, gözlerini tavana doğru dikmeğe başladı. Öteki ler bunun pek farkına varmadı. lar. Birdenbire Esma Bacı hiddetle ayağa kalktı: — Olâmaz, diye haykırdı. 'Gözlerin- den saçılan ateşler oradaki kadınları dehşete düşürmüştü. amâz bu iş.. Kırk yaşında bir herif on sekiz yaşında bir kızı nasıl alırmış. Sizde âr namus, utanma, baya yok mu be? Bunları okadar sert ve keskin söy” lemişti ki kadınlar onun bir rüzgâr gibi eteklerini savura savura gittiğinin bir kaç dakika sonra farkına varmıştılar. Digi Köyde bu vak'a derhal yayıldı. Es- ma Bacının bu işe razı olmaması her- kese hem korku, hem de hayret ver- mişti. Bununla beraber Esmaya ukalâ diyenler ve artık onun çok olmağa baş ladığını söyliyenler de vardı. Muhtar ise küplere binmişti. Esmanın evine gelmiş, kadını paylamağa bâşlamıştı. Fakat Esma Bacı öyle kuru gürütülere pabuç bırakacak nn , değildi: kalksa bağırmağa eli : — Sen burada güya il adin sın, sonra bir babasın da,. Nasıl oluyor da kızını böyle kart herife veriyorsun? O körpecik yavrunun ba kalım rizası var mı'bu işe. mes. e karışıyorsun be büyücü karı, Alimallak seni şimdi tutar, hapse Kitamin ha,.. diye muhtar'da onü kor. Bu Yavyidin sonra. Esma Bacıyı “birkaç gün köyde kimse o Nes reye gitmişti. eli Karalar köyünde bir akşam akraba. larından bir delikanlının düğününde Salih pehlivan fazlaca kaçırmıştı. Davul | zurna sesini çoktanberi işitmediği için saatlerce bu köylü müziğinin gürültüsü | içinde arkadaşlarile birlikte kafayı çek. miş, gülmüş, söylemiş, oynamıştı. Köy“ de o akşam herkes sarhoş olmuştu. Bir. çokları gece yarısı olmadan sızmışlardı HİG., Salih peblivanın böyle bir tabiatı yoktu: Ö sızmadı, fakat uyumakta ir temedi. Ev sahibinin ısrarlarına rağmen köyüne dönmek ve evinde uyumak ka: rarından dönmedi. Zaten köyünün t zaklığı bir saatten fazla değildi. Hafif ay ışığı altında yolculuk Salihin hoşuna da gitmişti, Köye dönerken, iki tepe arasından, keçi yollarından geçmek yolu daha kı saltacağını düşündü ve bu dar yola saptı.. Tabiat uyuyordu. Yalnız kır böceklerinin çıkardığı cılız vızıltılar ay | ışığının solgun ziyaları altında hafif | hafif sallanan yapraksız yabani ağaçlar, | gecenin ıssızlığını tadil ediyordu. Yol üzerinde kurumuş bir çeşme vardı. Bu: | radan tepenin yamaçlarına doğru uzw nan eski bir kale harabesi görünüyördü.. ! Bu harabenin bir ucu ta tepeye kadar! gidiyordu.. Burada bir an duran Salih pehlivan cebinden 'sigara paketini çi! kardı ve bir köylü sigarası yaktı. Daha bir iki nefes çekmişti ki derinden doğru" kulağına bir ses geldi. Derhal dikkatle" dinledi: Sesin geldiği tarafı kestirmeğe e dakika sonra ayni sesi tek" , Kendisinin adını ot Ed Lami ae oğlu Salih.. Salih. . O ana kadar kalbinde korku hisle duymamış olan Salih pehlivanın şakak larındaki kıllar belen dikildi.. Beynine” doğru bir kan hücumu oldu. Bir an” zihninden garip şeyler geçti.. Aceba bu” ses nereden ve kimden geliyordu. — Ahmet oğlu Salih... Ahmet oğlu” . Ahmet oğlul Salih.. Bu sefer ses daha açık dJuşulda| Gece heyulâyı andıran kale duvarları nın koyu gölgelikleri arasından, uzak» larda, tepeye doğru bafif bir ışık Es! görünüyordu. Salih pehlivan bir müddet düşündü. urmak mi, gitmek mi İğzim! Fakatı neden kaçacaktı.. Yavaş yavaş tepe) doğru tırmanmağa başladı. Sert bir be