gün Gladis onlarla uzun zaman kaldı. e konuşuyor, camların üzerinden akan yağmuru seyrediyordu. Loret, göğsünü yırtacak gibi kuvvetli bir öksürükle öksürüyordu. Nihayet Bernar : — Madam, bu çocuğu İsviçreye gön. dermek lâzım.. Bize yardım edemez misi- niz ? dedi. Hayatımı kazanabilmeyi ne kadar istedim ben! u son cümleyi başını öne eğerek söylemişti. — Niçin Bernar ? Ben burada değil miyim ? Genç adam hiddetle cevap verdi: — Sizden para talep etmek istemiyo rum,,, Anlamıyor musunuz ? Hayatımı kazanmak istiyorum. Gladis zengin bir kadın saflığile : — Bunün kolay birşey olduğunu xan- nediyorum, dedi. — Siz öyle mi zannediyorsunuz ? Hangi zamanda yaşıyorsunuz ? Hangi hül- yadasınız ? Siz mutlaka evvel uyumuş ve halâ uyanmamış olacaksınız... — Size, lüzumunuz olan parayı vere" ceğim Bernar. Bundan başka şeyler için ne yapmam İâzımgeldiğini söyleyiniz. harpten dostlarınız var.. Nazır Pers- yeyi tanıdığınızı biliyorum — Sizi — Hayır, buna imkân yoktur. Heyecanla doğrulmuştu. Akşam yak- laştıkça onda Montiye doğru koşmak, süslenip boyanmak ve gençlik hülyalarına avdet etmek arzusu uyanıyordu. Masanın üzerine bir çek atarak dışarı çıktı, Loret gülerek : — Tekrar gelir... dedi. Bernür'a yaklaşarak uzun zaman öne dikkatle baktıktan sonra birdenbire sordu: u kadın senin annen midir ? — için? Bana benziyor mu ? — İkinizinde meş'um gözleriniz var, biliyor musunuz ? Jo. 18 Bernar ona hüzünle bakarak ; — Böyle söyleme Loret, dedi. Onu kolları arasında vahşice sıkıyordu: — Gidecek ve iyileşeceksin yavrum. Genç kadın onun alnını zayıf parmak- larile in cevap verdi : t, tekrar avdet edeceğim, Orada e çünkü bugün ölsem, ( eliy!e boşlukta bir daire çizdi) böyle mantıki birşey olurdu. Fakat hayat bunu istemi- yor. (Tekrar eliyle kırık bir çizgi yaptı) şunu istiyor veya şunu (bu sefer boşlukta bir istifham m resmetmişti). — Sen avdet et.. Yalnız bunu istiyorum be ” Göreceksin, bu kadının kanını son damlasına kadar akıtacağım, onun ismini bilmek istiyor musun? Onun adı Jezabel'dir. Anlıyor musun ? Zararı yok... Bende sana ait birşey bilmiyorum. Fakat seni e rum. Seni ni adar Loret,.. Oradan avdet ettiğin esvaplar, mücevherler alacağım. Bunların parasını Jezabel'den alacağım,. Göreceksin sevgilim. Loret, valizi kitaplarla dolu, başı açık, beresi elinde ve ince tayyörü altında tit- reyerek gitti. İsviçreye gilti Orası ondan evvel başka birçok vücutları göğsüne çekmiş ve bir daha iade etmemişti. XX Bernar, İsviçreden yalnız iki kısa mek- tup aldı.. Lore'in öleceğini biliyor ve her 2 onun ölüm haberini bekliyordu. Teessürü de kendi gibi acı, suratsız ve si dolu idi. Dişleri ağrıyor, Iraş uyanıyor, Parisin bu korkunç karanlığın- an Ümitsiz bir zevk duyuyordu. Sefil odasından dışarıya çıkacak cesa- reti yoklu... Nereye 'gidebilirdi ? Her tarafta bu hain aliyi ve hüzün kendisini takip edecek değil miydi Pencerenin başına geçip sokak lâmba: fsının duvarlarda yaptığı akisleri seyre- derken bu yeşilimtrak ışık bütün düşün- celerini siliyor ve kalbine şifa getiriyordu. Soğuk yağmura bakarak metresini düşünüyor, onu artık ölmüş farrererek kalbini acı ve sonsuz bir hüzün kaplı- yordu Gele. bir. katıye den ötekine sürük- leniyor ve i i zaman metresini unutuyor, ar yeisle düşünmüyordu, a- manlarında bile Loret'in uzaklığını duya- rak içinde bir boşluk, bir açlık, nihayet- siz bir yeis hissediyordu. Kimsenin yamatmadığı yırtık yün blü- zunun altında titriyerek yatağının üzerine uzanıyor, yanına bir tabak portakal alıyor ve ölümü düşünmemek için, camların üs- tünden akan yağmura bakarak Giladisi düşünüyordu. — Artık gelmesi ihtimali yok... Ge- bersem bile beni gelip sormıyacak. . Hal- buki benim kanımdan olan yegâne insan da odur... We alçak bir sesle: t... dedikçe, dolduğunu hissediyordu. Yatağının üstünde, turarak bir yandan bir yana dönüyor, başını a, ve küf kokulu yastığa gözlerine yaşlar çarşaflarını buruş” üye — e Zavallı kızım.. Ölüme mahı- kümsun sen... Jszanel'in parasile sana şe ker ve esvap alabilir, seni birkaç gün rahat yaşatabilirdim... Bunu bile yapamı- dım.. Hayatında birkaç gün bile rahet ti din n. Bu kadar zayıf olmaktan, onu bu kadar ve sevmekten utanıyor ve kendi kendi