e NE çılgın gihi aradığım, özlediğim olmadımı? Dişimi sıktım, tatil aylarında cazibesinden kurtulunmıyan maceralara atıldım. Değişik yüzler, renkleri, kokuları, huyları da ron değişen bir ü çılgın insan sinirlerimi nihayet onu sür hükümleri altına ii Ve unutmağa muvaffak o — S5 onu #eymemişsin dostum, Çün- kü ilk aşkın izi herşey» rağmen yürekte kalır. Ve birgün bu aşkın nüksetmesi ih- timali o kadar kuvvetlidir ki .. Onu böyle harikulâde bir mâna ile canlı ve muhteşem görmek, nasil o uyor da sende bir sarsıntı e bi ill zuubuhs olmağa değer bir yaş farkı var sanarla Halbuki nedir, bir uçurum olarak göm- terdiğin bu fark ta nedir ? Üç veya dört yıl gibi ehemmiyetsiz birşeyi değil mi? Hözüsün hayat telâkkilerine göre bu se- bep, ağıza bile alınmaz. — Hıssinden tarafa çıkarak konuşmak Biyer ayır. Yakınlarımızda yaşıyanları dikkatlice gözden geçirecek olursan sende bana hak verirsin. — Sen ne dersen de, onu bir vakitler sevmiştim, fakat talebe aşkına bel bığla. hiç ? Bene: © çığlarda yaşıyan nelis bir kokudan ibarettirler, veya kisa bir zaman duyulan, son- rada birgün belirsizce yavan bir koku, — Evet, ümlüste sürülen İosyonlara karışarak kaybolan nadli ie bir esans kokusul — Seni dinliyec. ğım yerde ben iş sapan konuştum. Fakat ben bugünkü limden memnunum yavrum Hiçbir cidi bağım yok İşimin haricinde mükemmel bir şekilde eğleniyorum. Evlen dilik aklıma bile ge'irdiğm ettiği bir mahrumiyeti duyulacak gibi değil. Herşe- emin ediliyor. annemin idâre ökük şorapları- altımın hazırlan- masını, nede elbiselerimin ütüsünü düşü- nüyorum. mın örülmesini, ne kahv — Kızlar senin bu mânasız sözlerini duymasinler | Sen karını bütün bu gibi maridi şeylerle meşgul olması içinmi ha- yatına karış'ırmak İl — Eh, aşağı yukar — O hilde derli ii bir işçi kadın kâfi bu işe... — Bende onun için RR e evlenmeği aklıma bile getirmiyor — Her insanın kendine göre MM hüsüsiyetleri, telâkkileri ve itiyat'arı var- dır. Bunlara karışılmaz şüphesiz Fakat ben senin gibi düşünmüyorum, hayatima karışacak kadının, kafama ve kalbime hitap etmesini istiyorum, Kendisiyle her mevzu üzerinde dil sürçmerden konuşulmıyacak kadını, ben aşkıma lâyık görmem — Kadının diplomatı, evlilik yıllarında insanın başına ir belâ kesilirki, zeki, fazla güzel, fazla alımlı ve iyi konu: şan kadındanda koleradan kaçar gibi kaçmali yavrum ? — Gayet basit. Zeki kadın atlatılamaz. Güzeli gönül huzurunu bozar, alımlı bir kadını zaptetmek güçtür. İyi konuşanı ise öyle bir muhit yapar ki kendine, asıl sa- hibine kalacak zaman, nihayet uykuya hasredilen mahdut saatler olur. — Bu saydıklarının üzerinde duracak in yalniz zihnim şu noktaya takıldı: Bu vasıfların hepsi Nahidede mevcut. Dai onu gözönünde tutarak misaller Ban gibi m Har bu neden Mahir? Ne olur açık kon — Şimdiden MK başladın, dik- kat et ve onu benden değil, ötekilerden, asıl etrafında arılar dolaşan diğerle- rinden esirge... Eğer elindeyse Bir hayli yürümüşlerdi. Biran ikisi de yorulduklarını hissettiler. Sermete kötü bir bezginlik çökmüştü. Arkadaşından ay- rilirken ruhunu tirmalıyan korkunç bir ses tekrar canlandı: “Dikkat et, ötekiler- den esirge... ,, * ** Atatürk, seyahatlerinin birinde Balıke- sire de uğramıştı. Şehir bayram yapıyordu. Mekteplerde, dairelerde, bölün halkta elle tutulur bir heyecan baş göstermişti. gece, Şehir sinemasında Büyük Şefin şe- refine ir programlı bir müsamere terlip edilmişt Memle ila tanınmış aileleri, âmirleri, umumi meclis âzalar daire 1 ve bazı muallimler fırkanın davetlisiydiler. Önce “Yıkılan ocak,, adlı bir piyes temsil edi- lecek, sonra Halk opereti zarif vodville- rinden birini oynıyacaklardı. Davetlil, sık sık ve büyük bir sabırsızlıkla localayıj bakıyorlar, En Büyüğün gelmesini deriy ? bir heyecanlr bekliyorlardı. Son dakikalarda O sinamanın 1 holden ayıran en aralandı. Her y. lene olduğu gibi yine başlar çi Bazı kalplerde Killer, çırpınmağa başlı. dılar. Nahide gelmişti, yanında lie o kızla, kır saçlı, kibar bir adam Vücudunu (o sımsıkı saran si in Di i manto giymişti, Boynu, paltosunun ing kürk yakasıyle çenesine kadar örtülmüşte Xö Yüzünün sol tarafını yarıyarıya kapıyın if az kenarlı, vualeti arkaya atılmış şapkası, saçlarının gecesini sarmıştı, Siyah eldiven. Hi lerin içinde kapalı kalan zarif ellerinden biri, çantasının madeni sapına dolanmışt, Bakışlarını rastgele dolaştırmadan emni yetle yürüdü. Yerine oturduğu zamın, gayri ihtiyari bir kaç baş kendisinden ta. rafa döndü. daha gerilecekti. Fakat o anda coşkun bir? gı ile ayağı kalkmıştı. tadaki büyük locaya çevrilmişti. Herkes bun sanki sevgisini, bakışlarının ışığı ile Ön ulaştırmak, bağlılığını bir kere daha öç ğa vurmak ihtiyacında idi. Atatürkün locasına takılan bakışlar, onu böyle yakından görmenin yarattığı son saadet içinde sik sık çevrilen başlar, li | sahne ile zoraki bir şekilde alâkadar olır yorlardı. Piyes aksamadan yürüyordu. İsraf ve sefahat yüzünden bir yuvanın nasıl yık sahnede canlanlandırılıyor, ara an alkışlanıyordu. Ul — Arkası Wi BİR ANKETİN CEVAPLARINDAN : 7 “Güzelliğimi e tazeliğine Ma yum, cildimin tazeliği ise JOLİ FA M krem katen bir çok kremler kullandım. we. Haki hiç sne JOLİ FAM A, kremlerinin elleştirici, gençleştirici hassaları ri ken JOLİ FAM'ın hafifce beli bir çilde ve Bayan hemşirelerime) Bayan M.B vi Belki topladığı alâka bir iöişii