15 Aralık 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 10

15 Aralık 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lâl bakin ığızın herg değil, ima , fısıldadı sk yedim. (9 izerek güliz Köfte yedi v Bili ıdasfi yedin dum aldı, 'rimi (süzer ek, güzel çok müsaltti De buğda Wi 5 eke ve akihal TERAKKİ Yazan ; NURULLAH ATAÇ & Zamanımız fikir ve sanat adamları” mın bir kısmı, kendilerini en yüksek görenler, on sekizinci ve on dokuzuncu sırların bâkim itikatlarına, ideallerine ülümsemeği, onlara çocukça hayaller i diye bakmağı âdet edindiler. Hattâ ara- larında, o asırların filesoflarını, müte- fekkirlerini insanoğlunun birer düş» l mini saymıya kadar gidenler bulunuyor. tabii idi; çünki 6 asırların yarattığı fikirler ya- yıldı, şekillerini kaybedip ve birer pe- Bunun böyle olması di sinhüküm haline girerek Avrupa ce- miyetlerinin yarı cahil ve çahil tabaka- larına kadar işledi. Madame Bovary'deki eczacı, on sekizinci asır encyelopedisi'leri gibi konuşur. Gustave Flaubert'den beri ise, yalnız eczacılar değil, sokakta ilk rastgelinen adamlar da öyle m Monsicur Homais'de sokakta ilk rasges linen adamda'Voltaire'i değil, Ya ” e oadamları gördü. Bugün müne terakki fikrine, ilmin kudretine, hürriyet, müsavat fikirlerine, hakkın kuvvete galip geleceği ker vülmesi, husumet ikirle- Ver zümrenin göstermesi © gördüğü, zevksiz bulduğu insanlarda da isadüf ettiği içindir. Bizde ise sırf taklid ideilik, Avrupanın &n yeni ve en ak 21, Kişi zi moda mütefekkirleri ile bir düşünmek hevesindendir. Fransızlarda son zaman- larda dindar şairler, romancılar yetisi» yor diye bizde de bir mistiklik modası çıkarmak istiyenler gibi. Ön sekiz ve on dokuzuncu asırla- rın itikatları arasında bugün en ziyade hücuma uğrayanı terakki fikri, insan- oğlunun günden güne daha iyiye doğru gittiği itikadıdır. Bugün böyle bir şeye inanmak, en gülünç saflıklar arasına girdi. Şüphesiz ki bu hususta on sekis zinci asır, bilhassa on dokuzuncu asır fazla hayalperestlik göstermişti. İlmin ve aklın sayesinde insanoğlunun çabis cak cehilden kurtulup bir nur âlemine kavuşacağını, artık ibtiraslarından kur» fulup yalnız hakkı, hakikatı e nı zannetmişti. Bu, insanda ezeli bir iştiyaktır; ancak beşeriyet e yas vaş yavaş. belki de b adım. larla ilerlemektedir. Dinler o merhale. nin, yani cennetin hayattan sonra gele» ceğini söylerler. Ön dokuzuncu asır ise cennetin bu dünyada, bu arz üzerinde kp lacikini söylemekle kalmadı, o gü- akla ve hattâ gelmiş ol- erdi. Her ideal gibi terakki ideali de anla a güzel- dir. Ön dokuzuncu asrın, artık insan» lığın bir altın devrine girmiş olduğunu söylemesi, insanlığın nihayet 6 asırdaki kadar ferakkiye mazhar oalabileceğini iddia etmekti. Yani ufku daralttı, ins sanoğluna Obudutlarını bissettirdi. Bu- nun neticesi olarak f'kirlerde bir aksül- hertürlü terakkiyi adım bileilerilişemediğini, el ceğini, ilk ceddimiz ne ise bizim de aşağı yukarı o olduğumuzu iddia ei ihti- yacı ME İnsanoğlu, kendini bir —— Sâorısayacak kadar övdükten sonra bir tey; zü, mahvivet bhavesine kapıldı, tabiatta Tünrilık değil, ancak havvan» hk bulunduğuna inandı. Bugün bürri- yet, müsavat, hak, terakki £ kirleri aley- hindeki cereyanlar hep bunun netice- leridir. Bugün havvan olduğumuza, havyan- liktan kurtulamıyacağımıza inardığımız içindir ki insarların çoğurun bürrivet " havası içinde vaşayamıyacağını; hiç hir zaman hakka bağlanamavıp daima ihti- raslarımızın esiri olacığımızı söylüyn ruz. Öerçi hir nevi etmek kabil değildir; altında topladığımız bütün keşifler, hü tön icatlar içe işle memiştir, Telefonu, radyovu bilmiyven yalnız dışa aittir, n mederi denilen irsanlar da kan dökmek hususunda en iptidai, en wzh- şi kavimlerin ferdlerini geçmiyerlar mı? Ön dokuzuncu asrın terakki f krine karşı bhövle düşünceler, belirdi. Faka cak küsenler kapılıyor. altın bövle itirazlar £ bunlara, insanlığa çabu. Ötekiler ise devrinin henüz erişilmemiş hir merbale olmadığını bilmekle beraber yine ondan ümitlerini Çünki biliyorlar ki insanı, de nihavet bir hayvan olduğunu, her hayvan gibi ancak menfaatlerine, ihti. En uyacağını kabul etmesi kadar düşüren hiç birsev vekfur, İnsan, fes cıkkağ inanmak şartile terakki edehi- lir. Terakkive inanmıyanların dürvara terakki olmadığını göstermeleri hiç hir isbat etmez; çünki terakki bir. her ucize gibi ancak nala tarafından görülebilir, kesmivorlar. Lendisinin- u mi vi er mr

Bu sayıdan diğer sayfalar: