aretini herii de diyecek zcekmiş ? Ne ihsilim, get r vajt etmesi birçok geti ona aslâ fi ıktım, gözü” lde değildi elen cigarasının henüz ei Sürdüğü ha- müyordu, henüz bir ta- İp gittiği bir Sonbahar akşamı... eme ii bir hasta gibi aşkımı iti- #f ettim. Beni sonuna kadar sabırla din- , sonra gayet dertli bir sesle bana ibiş sirri çok dokundu. Nahideyi sev- Eşim için ondan uzak kalmağa karar bu basit masalı Mahir, ince a e vi dumanları un kı. Sonra biraz ezilmiş ve e zl bir le devam etti: — İstanbulun eski muhteşem yalıların- “dın birinde boğazın sayılı güzellerinden zen; bir kadın yaşamaktadır. Eski paşa- h birinden dul kalan gavet zarif, şen, dan sözden unlıyan hoş maşrip bir ka- Günün birinde köyün fakir delikan- rından birine delicesine âşık olmuştur. ocuk henüz Tıbbiye talebesidir. Kendi-| çılgın sevgisinden tam dört yıl haber al- mamıştır, Kadın yaşını, mazis'ni, delikan- lıyla aralarındaki yaşayış farkıhı ve niha- yet muhit telâkkilerini düşünerek bu aşka basıp geçmek istemiştir. Fakat ne Boğaz sularını heyecanla ürperten saz geceleri, ne cuma ve pazar günlerinde eğlence yerlerine muntazaman devam ediş, nede seyahat, bi ;biri kalbinin coşup taşan his- lerine tesir yapamamışlardır. Kafasının hükmü, kalbinin istekleri karşısında zanfa uğrayınca, genç bu müthiş aşkı nihayet sahibine duyurmuştur Mektebini henüz bitiren genç doktor, Boğaz kıyılarını şiddetle alâkadar eden bir harikulâde kadının aşkımı büyük bir lütuf olarak kabul etmiş, bu kalp dave- fine çılgın gibi koşmuştur. Ama “çok koşan çabuk yorulur,, derler. Genç dok- tor da bu kaideden Si meme hizini pek çabuk kaybetm Birleşik hayatları, vi kadın için müthiş bir içkence halini almış, bir tarafta farksızdır. Velasız kocasının her hareke- tini sükütla karşılamaktadır. Gözyaşların- dan, izzetinefiş oisyanlarından, kalbinin onmaz yarasından kimseye bahsedeme- n bir tahammül içinde kararan günlerinin arkasına takılıp sürüklenmiştir. oktor, nihayet karısını ve çocuğu! görmiyecek, düşünemiyecek bir şekilde bir başka aşka bağlanarak' çekilip gitmiştir. Giden ve bir dahn aslâ dönmiyen ba- bamdır dostum, Onu çeken, sürükliyen, yuvasından, kadınından, çocuğundan alan kuvvet gençliktir. “Gençlik, gençliğin ca- zibesinden kurtulamaz !,, Mehmet Raufun romanlarından birinin tezi budur, Pek beğenirim, ne sağlam bir hakikattir bul Bedbaht olması için annemin ne gibi eksiklikleri vardı ? Zamanına göre pekâlâ okumuş, müz'ğe öşina, boşsohbet, zarif bir kadındı. Fakat buna rağmen babama karşı göz yumulmaz bir kusuru vardı: ondan yaşlı olması. Ne yapsalar, her iki tarafta bütün hüsnü niyetlerine rağmen aradaki sekiz, on yılın uçurumunu aşıp biribirlerini hulamıyacaklardı. o görünüşte hayat, yani bir kadın ayırdı ama dostum, asıl ayıran tabiatlı. Tabiatın değişmez kanunlarından biri Aşk ve heyecan gençlerindir. Yaşlı. lara yasak... Birgün Nahideyi ihtiyarlamış, benim rkuttu. kadin için yas tutulur. hatlâ arkasından gidilir. Fakat hislerimi- zin en çilgin demlerinde çöken, yıpranan, heyecanları solan, ihtirasımızı, aşkımızı aşındıran, yarıda kesen bir kadından nef- ret edilir Onu bu müthiş akıbetten korumak için ben aşkımdan geçlim. İmtihanı kazanmak- liğım da astıraplarımı hazmelmeme çok yardım etti, Uzun tahsil yıllarında onu 7 kıyılarını şiddetle alâkadar eden bu harikulâde kadının aşkımı büyük bir lütuf olarak kabul etmiştir.