Dünkü Dersimden Bilinmedik Acı Yapraklar : YİT RIZANDİ YEDİ MESUM EVİ Viyalik mâlikânesinde Abbas uşağı Reisi, ellisinden sonra heyecanlı bir aşkın zevklerini yaşar. Şoson kaledi çarpışma işleri idare olunur, Vankükteki mâlikânede hastalığa sifa dilenilirdi. Fakat kendine Allahın top süsünü veren Seyit Rızanın en muhteşem müâlikânesi elçileri kabul ettiği Pozvarik köşkü idi. Seyit Rızanın muhakemesini takip etmek üzere geçen sene Elâzığa giden Bay Vedat Ürfi, Tunçeli taraflarındı Dersimin dünkü içyüzü hakkında calibidikkat malümat toplamıştır. Çok kimsenin bilmediği tarafları bize anlatan bu yazılar, eski devirlerdenberi Dersimin “nelere şahit olduğunu ne kadar da güzel tasvir etmektedir. ea yüce dağlarından sav- rulan sonbahar rüzgârları “Deşt,, ormanlarında uğultulu dalgalar yaratı- yor. Cevizden denizler yine Kışın ya- kur edalarına esir. “Saltanat, m uyuttuğu ve “Cumhu- riyet,, in uyandırdığı ülkelerdeyiz. Uzanan “bayındırlık kolu, nun çeki- ci, 14sız ormanlara hâkim kuşları, serin rüzgârlardan çok önce kaçırtmış. Çe- kiç ve çelik dünün ibtidai Dersimine medeniyetin ışıklarını serpiyor. Ciha: letin mırıltıları, bayındırlığın yapıcılık gürültüleri arasında artık müebbeden sönmüş. “DEŞT,, ve “SİN, . Dersim tarihinin dikkate değer işte iki siması, DEŞTİ.. Muhteris bir aşiret reisinin, Seyit Rızanın, şahsi menfaatler yüzün- den bedbaht kabileleri kurban etmeğe ve kan dökmeğe yeltendiği saha. Ab- bas uşağı aşiretinin hunhar bir reisin emirlerine körükörüne itaati yüzünden Kırgan aşiretlerini tarumar ettiği ateş ve kan meydanı. SİNİ.. Seyit Rızanın bir yandan kan dökmek emri verirken, öbür yandan saçına, sakalına, yaşına, başına bak: madan sevda terennüm ettiği ve bir saltanat zevki sürmeğe çalıştığı bed- baht ülke. Geçen seneki muhakeme safahatı da anlatmış olacağı üzere Seyit Rıza, Dersim tarihinin en dikkate değer si- malarından birisi idi, Baştanbaşa bir edecek kadar garip safhalarla dolu idi. Bugüne kadar çapulculuğun en hararetli fanliyetlerine saha olan Der- sim de, kara bir vicdan ve kör bir Yazan: VEDAT ÜRFİ BENGU ö zihniyetle zavallı halkı cürümden cür- me, felâketten felâkete sürükliyen aşiret reisleri bile ona “Allahın toru- nu,, adını takacak kadar paye verir- ler, onun şerrinden çekinirlerdi. Sultan- ların çekingen siyaseti karşısında bu mel'anet timsali büsbütün şimarır, kendisini ayakta karşılayan istibdat valileri, onun mukaddes olduğu itika" dını besliyen halka, büsbütün korku ve saygı duyguları aşılardı. Din kisvesi ve derebeylik maskesi altında Seyit Rıza gün gelmiş, belkide devlet mef- humile istihza etmeğe başlamış, dev- let kuvvetlerinin beşon çapulcu tüfe- ği karşısında ilerlemiyeceğine kendi: si de inanır gibi olmuştu. İşte bu zih- niyetledir ki Seyit Rıza, kendi sultan- lığı talâkki ettiği toprakların muhtelif yerlerinde, kendisine göre saraylar inşa ettirmek suretile muhtelif idare mer- kezleri de kurmuştu. Hozatın şimalinde başlıyan “Abbas uşağı,, mıntakası, Deşt şehrinin şar- kındaki Halvori köyünü de kendi çer çevesi içine almak suretile Tunçelinin m sarp arazisinden yukarılara doğru uzanırdı. Seyit Rıza çapulculuğu idare hususunda gayet esaslı ve aynı zaman- da büyük hisse kapmasını iyi bilir takımdan olduğu için, diğer bütün aşi- ret reislerinden çok fazla servet sahibi olmuş ve türlü türlü gülünç propagan- dalarla nufusunu büsbütün yayablimişti. Seyit Rıza çok dessas olmakla be- raber çok merhametsiz, fevkalâde sur gibi görünmesine rağmen çok kor- kaktı da. En büyük meziyeti, kara bir vicdanı masum bir maske altında lıyabilmekti. Mahut yedi evi kurması daki baş saikde belki kendi hayati herhangi muhtemel bir tehlike kam sında koruyabilmek arzusu idi. Filânei mıntakada en küçük bir tehlike sw diği zaman hemen diğer mıntakadıki evlerine çekilir, vaziyeti uzaktan ğa idare etmeğe çalışırdı. Yedi evi hepsinde şahsına mahsus dâiresi otuz kırk silâhlı adamı bulunurdu. “Abbas uşağı, reisinin en mülki malikânesi “Sin, adı verilen merkil idi. Deşt nehrine kırk beş dakika m safede bulunan Sin, dere içinde bi köydür. Vaktile hayli büyükmüş. A bas aşiretinin Kırgan aşiretine & cumu esnasında yanmış. Şimal, gif ve garp yanları dağlık ve oağıç olan Sin'in ceviz ormanları gerçi birer hazinedir. İşte Seyit Rıza, şelri şimalinde yeşilliklerle kaplı bir tepede malikânelerinin en güzelini kurm burasının şairane gölgelerinde kırk dan sonra heyecanlı bir aşkın mate larını yaşamıştı. Bu malikâneye “Vini lik,, adını vermişti ve çok kişi hi zaman bunun manasını kavrıyaramığı Halbuki “Viyalik, , çok sevdiği kani “Besi, nin öz adından başka biri değildi. o Uşağının koynundan ermeni güzelinin adını, evine vermekle Seyit Ri şiddetini bir kere daha isbat etmifi Evin yanıbaşından akan billür Mf naktan “Besi, n " gençleştiğini hisseder, ? müstesna bir güzel olan genç karımıt” her emrine bir köle gibi itaat etm ten haz duyardı, Toplantıları bur yapar, karısının her hususca fikri almaktan geri kalmak istemezdi Yedi mahut malikânenin m