Mihail iri yarı, RR kuvvetli bir delikanlı.. Mölya ise k tefek, narin yapılı... AYI MİHAİL Micbail Stefanoviseh « Mihail Ste. fanoviç.. askere gitmek için köyün» den ayrıldığı zaman sonbabardı. Büyük ırmağın suları üzerinde yüzen söğüt “mmm gümüş renkli yaprakları, ilk- bahar akşamlarında bü- yük balıkların hücumun” dan korkarak suyun yü” züne kaçan ufak gümüş balıklarını andırıyordu. Hava acı soğuktu. Gü- kyüzü, güneşin gittikçe aydınlanan bir fanosa benziyordu. Mihail, ile Molya ır“ mağın kenarında otur” muşlardı. Mihail iriyarı, fevkalâde kuvvetli bir delikanlı. olup, nadiren ve homurtuya benzer bir sesle a arkadaşları ona “Ayı Molya ise ufaktefek, na- rin yapılı olduğundan ona da «Tüy» lâkabını takmışlardı. Maolyanın naza rları , ırmağın suları üzerindeki söğüt yapraklarından takibediyordu. birini Orada binlerce söğüt ya” prakları ırmağın üzerini bir halı gibi kaplamışlar» dı. Mihverleri etrafında süratle dönerek, karınca» lar gibi karmakarışık biri» birinin üzerine çıkıyor” hareketsiz kaldıktan son- ra tekrar sallanmağa baş- ladı ve birdenbire girda- bın siyah derinliklerine doğru kayarak kayboldu. Molya, şimdi Mihai- lin kuvvetli göğsü üzeri” ne biraz daba yaslanarak her zamanki gibi başını evgilim, şehirde o: kadar insanın içinde doğru yolu şaşırmıyacak mı? Muhakkak şaşırn- cak. Ve belkide bir daha da bulamıyacak, e Molyası beyhude yere onun yolunu bekliyecek, ağlayacak.. eşi va ona Var girdabın derin e tacak.. C kendi kendine anlaşılmaz e gr homurdanarak kolunu sıkı s İyanın beline doladı. Hepsi ei Fakat Molya; bundan memnun değil di, mütemadiyen sızlanıyordu : — Mutlaka bakacak oradakiler ise hep ufaktefek, cılız şeyler, tahtakurusu kadar bile kuvvetleri yek, sen de “Tüy,ünü unutacaksın?.. Mihail, Molyayı daha kuvvetli, kolları ki sıkıştırdığından Molya, hafif çığlık kopardı. başka demler böyle bir e bira üzerinde kâfi derecede ameoalikiema işaretti. haii, Molyanın kolunu boy 5 bekle rken, Molya bunu yapmadı; tekrar söze başladı: bütün kadınlar sana içünkü sen iriyarı ve kuvvetlisin, — Şehire varır varmaz, oradan tekrar ayrılacağını e hatırda tutmalısın, köyün yolunu ağacını, her taşını iyice belemeliin der senin İüyceğizi- nin ırmağa atla & yüze sana gel- mesini İLİ yaklını başka eşleri Mihail «pek iyir diyerek onun vazişlerini bekliyordu. Fakat Molya a nüz daha sonuna gelmemişti. e et, bana tekrar geleceğine dair namusun üzerine söz ver, şimdi derhal yemin etmelisi ai Siatanesieia istenilen şeyi oraktin şka çaresi yoktu: 3 vi iyi yemin siyer Şimdi Molya, bira sükün bulmu; yibi idi. İMilmile bü tün kuvvetile sadak. Öyle kuvvetli eye ki, Mihail se nefes alabiliyordu. Puseleri dahs henüz sinirli idi. İşte ayrılışları böyle olmuştu. , ** Mihail, ilk aylarda büyük şehirden hiç birşey görmemişti. Diğer silâh ar. bulamıyordu. Saf ve biraz da aptal olar insanların hayattaki e nasıls, Mihail Gi kışladaki hali bu» nu idi. Onun, hamakat a ve lü e takibetmin ve bulmuşt ndeona iyi muamele SELEN , yalnız onun » kuvvetine iv old ri 1 ve meselâ çamura saplanan bir arabi yola getirmek üzm geldiği zaman yi değişirdi. irdenbire onun yüzüne gülmeğe tali > — Mihail! derlerdi, biz biliyoruz ki, hiç kimse senin gibi kuvvetli değil, bize yardım etmek istemez misin “Ayı, , gürurunun lp hisse derek homurdanır ardıma İk Kışlada da tıpkı böyle oluyord. N arı onun aimi sükünet ve ka mi istifade söldie tutmuşlardı. Soğuk kış gecelerinde kışlanın dış e nöbet beklerken, nefesinin do“ a buz kesilerek boğazını te kayacak ibi olduğunu hissederdi. Bar" kaları ayak parmaklarını dondurarak ionalladıklarındıi evlerine gönderil “diler.