19 Mayıs 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TURRTET T AYA wî E t vi N | — — | 19 . 5- 035 YENİ -— EŞKİ Eski Neslin Meşhur Saim Hocası Ve Genç Dr. Nuri YAZAN : NIZAMEDDİN NAZİF izmir Piyasası İzmir, (Husust muhabirimiz BORSA 18 MAYIS CUMARTESİ cından fazla malları elden çı- yazıyor) — Son günlerde İzmir piyasasında mevsim icabı Olİ- dukça fazla bir durgunluk gö- bugün ihtiyaçtan fazla mal var- dır ve bu malın ihracı beheme- karmağa çalışmak ve az iş ile çok kazanç _değil, çok iş ile çok kazanç temin etmektir. mak fırsatını hiçe sayan müs- kekcebadulsa tahsil bugün için PARALAR yeti öyle bir fazlalık arzetmek- Sönmemiş ve sönmiyecek o- lan zekâsını, boyunu, posunu, konuşuşundaki heyecanı, zevkle zum görmüş bulunmuyorlar mı? lâ tufeyli yaşamağa heves etme leri ne fecidir, ne ağır . şeydir: sonra mühim bir içtimai yaraya mesuliyetinin bir gün olup yal - nız kendi omuzlarına yükletil- A P | ha çarpıldı. İşte gelen cevab: — Arkadaş ben kızımı Fran- sız mektebinden, iyi okutmasını! rülmeğe başladı. Cihan tüccarının bin bir ka Biz Satş —| rini, her şeyini h ini, her- Ş R İ , Ş kayıt ğ şeyini her şeyini, her- | h : ; : Gerçi her sene nisan ve mayıs | ve şart altında bulundıî'u Ş:ııe Sterlin 608.— sız— | kesin bildiği Profesör Saimin, e:ıs Iğî;?;ğ Eaâma gımık dDı_kkat bılmı.y orlar diye aldım. Evimde * â l - n YD e. ayları işsiz geçer, fakat bu sene | her milletin yalnız malnğ sat ee SSŞE 126.— | Saim hocanın odasındayım. Ne- "th'fı I;)ı Teleybtarı ol ee c_lım BB Rtuy GA SEREE bu aylarda az işle beraber çok | mak düşüncesile hareket etti'; 20 îf,î':sfl Frangı n 180 | | Gil nesil talebeler yetişlirmiz o- ânanm müthiş bir aleyhtarıv ol- | Benim kızım... Okumazsa... Ne düşkün fiyatlar da göze çarpı- | şu sıralarda hemen fiyatlagrı 20 Belçika Prangı - 79.— 80— | lan bu en temiz yollardan kaza- mı;kGebe“ kalnğak, çgâuş:l ııîıogîâğ- yaparım bilir misin? İ ral — — .. P . yor. yükseltmek ve malımızın satıl- | 20 Taviçen z 804— so6— | tılmış yüksek şöhretin adamı, tutuııaııyşvîîI Xîıaâîlıî kaîimı ğlmı; d Zahire ve bilhassa arpa piya- | Mamasına sebebiyet — vermek | — Forin dB 24— | bu eskı neslin ileri düşüncelisi | £ içimiz dumandır arkadaş ea M sası bir iki hafta evvelki hızını | doğru değildir. Bundan evvel | 20 Çek Kuron — 96— 98— | teşrih masasının başından yeni | Duman, Bd K kaybetmiştir. Yaptığım tahki- | de böyle bi Ç : Avusturya şilin FT S 24— | ayrılmıştı galiba ki elledini ku- K f Hİ < , kaîa göreşson hafsa igç?ıııınde bo;- İzxnîrçieya,sğnîâîıyîa:ılırı?cuş.âî %âğ 2;.35"0_ ;îî: ruluyordu. Bunda yeni erkeklerin mız- Sonıî:îılarıa PAĞAEARMİ sada pek az miktarda mal sa- | manyadan vaki ta:epler üzerine SŞ Ş Ça Takyesini düzelterek tek dişi mul_ıkları da az rol oynamıyor. | —— Ye.ni Hesi hai a tılmış ve fiyatlar da eski fiyat- | altmış kuruşa kadar yükselmiş- | — 20 Dinar s2— sa— | kalmamış ağzını şöyle bir çar- Yemlerd_e_n evlenmiş olanlar ba- | »i fikir ük esil hal ınBa sarn lara nazaran nisbet kabul etmi- | ti. Halbuki bugün piyasada 40 K g3 34— | pıttı, sonra iyi ısmmış bir mo - | Na hep şöyle cevap veriyorlar: n a vereyim. Bu genç yecek kadar düşmüştür. Fiyat | 42 kuruş arasındaki arza mükakıl, Alm v 0 s32— — çaşız | tör gibi hiç dürmadan konuştu | “ efendim.... - Çocuğu doğurmak VOStla".m pek PXŞ',"k .oldular. düşkünlüğü şundan ileri geli- bil hemen hemen talep olmadı- g;ğg: z;ğ'— Z;ğ.— ve bax_ı;ı şu biribirlerine iyi ekle- | marifet değil, yetiştirmektir ma 'N gı.t d ?dm AA ka_r n yor: Yeni mahsulün idrak: ve | Bt için 6 - 7 bin balya kadar pa- e — | nen cümlelerle biribirlerini iyi | rifet!,, bunlara “haydi haydiyin surat. Birisi bana ne dese beğe- piyasaya arz zamanı pek yak - | Muğun elde kaldığı tahmin ÇEKLER tamamlayan şu fkflm söyleı:lı: oradan zevzekler!, diyeceğim nirsin... Seni goşıdeı-îeîı gıdcf laşmış ve onun için alıcı ve bil- | €dilmekte ve bundan dolayı en- Kapaniş — Yeniler evvelâ parayı biraz | geliyor. Ayol, bizim hankimizi misin?,, demez mi? Düşün... Cü hassa ihracatçılar mubayaatta | dişe duyulmaktadır. S e N Krar çokça lseVlYO_rlar. sonra... Oku- | babalarımız yetiştirip adam et- | *ti düşün. Bana söylüyor deli- teenni ile hareket mecbüriye- | — Halbuki bu sene talebin ha- | i56itz lirası pi aM ığ:ıığloarr ğr. ;.[lıt.a;;ı okı_ırr;ugec;:'laş- mek endişesine düşerek meyda- | Fanlı bunu. Ben ki Hicaz, Mek- tı_nmcı:l; kalmıştır. Fakat şu mev - | raretli devrelerinde pamuk re- Liret TĞĞİŞĞ raz cokaa eî:îiılmş veî:ıxııî bi | a getirmişlerdir? Çıkar.çocuğu EĞYEE L Üai S sör e;l: her sene fazla muamele | koltesinin elli kuruş gibi pek Dodi s46Ş8z Bilhâssâ felsefe L?itapla;grgı bir defa be adam! Yetiştirmek harb yapmışım, - esirlik yapmı- finde îzeğ'ğınlyagx ' ve üzüm işle- | müsait bir fiyatla tamamile el- | — İsviçre Frangr 2001200 || giliieiseteyi pek, ziyade ' Sbmlal ondan sonra düşünülecek iştir. îîf? ve bak...B Agzugda__ tek diş Üç hş i yle değildir. den çıkarılması imkânı mevcut- ıı;f;'fm Eî'îğ'gğ ediyorlar. Hele o kızlar yok Eğer bizim babalarımız bu bay- nîı H ESENE N Ui SEZUEA n da a evvel 22 - 23 kuruş | tı. Fakat o zaman da bugün | Çekoslovak kuronu 19,01,92 | mu? O kadınlar, bayanlar, hiç lar gibi düşünmüş olsalardı, hiç İ izi ünas"ğ a alıcı bulamıyan zey- | zeytinyağlarında olduğu gibi aei üY selaş | okumuyorlar. Ama hiç mi l:ıiç birimiz bugün yeryüzünde bu- "İşte AETMN öT DEN Var a E Itaşaglafr'ı iki hafta evvel bazı fiyatlarım makul hadden fazla | — Mark 1,96,93 H " ' | lunmazdık. Çocuk dediğin kapıp zümle görebildiğim yeni nesil... geçâıa;i f?ma.lamâznım“b_ayüta yükselmesi böyle bir netice do- Pelra delim — Yahu! Bir Alman, bir İn- | Foyuverilir hayata... Genç asistan buna şöyle kar- i üzerine fazla miktarda | ğurmuştur. Ley 785443 | giliz... Ne bileyim? Bir İskandi- | — Üstadın asistanları arasında şılık verdi: satılmağa başlamış ve geçen - H YA ŞA ; Dinar 34,96,33 A i i i İ Balla yalnır borsaylı lmydetîi B Çekirdeksiz üzümleri-| Yen 278.30 | Nav karısı çarşıya öteberi alma- | en genç olan nisaiye mütehas- _l Eski nesil... Bir tek keli- Hİ OlNüİzeyduyağ Neetmlder mize şelmce: ğîr;o—f::on“ aıîgğg ğa çıktı_gı_ zaman Zarzavat tor- | sısı doktor Nuri de benimle be- î; ı .e.s?.y lıye.y İ Ho_ca_m nes- Mmüktârı seksen bi KiĞyır tobal Bağ mıntakası d.hilinde mev E T asmın içinde bile, mutlaka bir | raber bu sözleri dinlemişti. O- | ? DÜRÇOE İçinizde iyi vüz etmiştir. cut stok malın 60 - 70 bin çuval SH M dc;î tab_t.îışer.! Si : na döndüm: Yi Etışmış olqnlan p vardır. ama, Rakip piyasalara nisbetle, ;î bağıaî%ığnâîsf" ğ îî'rbîıı;: sğ: çel ae Z ÇAT kxyrr:ıeatî’iılğir ilim a;lakrımîiga-çgîî — Siz ne dersiniz? yy:fcîîdîîın;ığnb'îı,tanşğğğîîgırw pazarlarımızı müsait görerek iş | rülmekte olan fevkalâde fazla- | — Ahadolu X 60 Skiş ©| Saniyelik bir süküttarı istifade ) — — Hoca haklıdır. —Du kağıe Ne dedin? Yü is | yapmak için faaliyete geçen bu Hü üi 100 96 a2 | ederek: lar pek berbadlaştılar. — Ne dedin? Yüzde yetmiş Hade A u | lık, ellerinde mal bulunan müs- | — sicketihayliye — ” vi ğ P P beşi diye nasıl kesip atabiliyor- YER aa zeytinyağı mahsulü- | tahsili büyük bir end.şeye dü- | — Tramvay 3020 |— — Rana haalırca. — dedi - bu- | — Banakalırsa berbadlaşan | çun oğlum? YA uîu satın almaları üzerine fi- | sürmüş ve bunun neticesi ola - | — Pononti - Nektar AF günkü gençler ,idealist değiller- | tı&oktsedir. - dedim - bir genç | — gaj SSi a İ yatlar 24 - 25 kuruşa çıkmıştır. | rak ta piyasaya vâsi mikyasta-| — Reji 235 | dir. kız eskisi gibi evlemtizi adamın | sö aim hoca bu sözleri söyler | Fakat bu hal ecnebi firmaların | mal arzedilm * başlanmıştır. Aslan Çimento 9,95 — Âcaba - 'dedini idealiat O1 Ha Nt söylemez odadan çıktı, yalnız — rakıp memleketlere, bilha: h -4 aş_ amn ee Merkez Bankası 58.25 ÖŞ S Bi .îa I.St ol | kendisine bütün bir ömrü vak- kaları doktor Nuri sözlerini şö | v ere, bilhassa | Yine tekrar edelim ki, daha | Osmanlı Bankası 2650 | mamaları inkılâbın tabil bir ne- | fedeceğini tahmi demi itirdi: ğ 'Banusa dönmelerine) sehan.ol- Ai & barirle B . U iceği devli 'mide? Ş : ğini n edemiyor. | le bitirdi: GeLtadiz fazla kazanç emelile piyasanın | Tei geğirmencilik TAS. — 950 | Ce CeRn nd0 CARDCAĞE | Çoyik yapmak izt ib iler ihti | , hararetli devirlerinde ve olduk- | — Şark Değirmenleri —— * 090 | lerini köklü bir ideal içinde bul- yapmal istememesi Dün- | | — Yeniler ihtisas yapmak isşiğ Halbuki memleket dahilinde | ça müsait fiyatlarla malını sat- | — Sark merkez eczanesi 480 | dukları için realist olmağa lü - | Tandır, yani çocuğu yaşatma | tedikleri zaman benim gibi iyi bir püe pek nâdir olarak maz- har olurlar. Zira eski mütehas- hal lâzımdır. Buna rağmen kü- | ve yalnız komisyoncusuna, tüc- | tedir ki, alâkadarlardan birisi - | —Saim i - | mesinden korktuğ TPT SAĞ S Şuk tı])î talşşık kaîş_llsxgldâ_ı hî;nken carmyîı (sat) ünîidile mal gön- | nin dediğine ;öre îvu'dsa;ığ ıçr;î:a. ne Yefleş:işâiîmaî ÇAS Güldü: yanmd;n fierha_l ffeğe_trtneğe Içeî'. İ iyYaVarın seltilmesi, alâka- | dermekten çekinmiyecek bir | kükürt ve göztaşı ameliyeleri | — St rih Gdanli — Kanunlar gayet açık azi- | lışır. Yetişmesini - istemez'c'. darların zan ve tahminine göre, | hale gelmiştiçr. Zatğ;l bundan | için yapılmaîı iğîğ eden nîaesra. îSkg.eırırf ıdez!hzı'.na.yıt h.l_ zim... - dedi - biışaas:iam ayrıldığı | Mevkilerinden korkarlar. Son - ihraç edilmek mecburiyetinde | başka baş vuracak çaresi de | f hir de fazla salkımları ko; Yatta CengiRYE bir fikir isti - | , v yir sene bakıyor... Zaten | ra bizden hürmet bekliyenler bulunan mallarımız için pek te | yoktur. SA n A - kopar- | kameti kurmak suretinde anlar- | pi, çok kadınlar da, evlenmeyi bize hürmet etmesini bilmeme-- hayırlı değildir. Bunun içindir ki, son iki haf- ma masr"afı ılaî_re _etmm"m—- Mardı, Yeniler de bir bakıma gö: evlendi ;om_a haşa —| lidird Woni mesil cskisifle hür <— ta içinde üzüm piyasasında ted- | © baş göstermiştir. Bu mahsul | re idealist.. —Dana "uugı'uşu"%ıp'a%l Ze 'bir senelik tahsisatı ko- | met etmiyormuş... Etmeza... | Dünya istihsalâtı karşısında themmiyetsiz bir yekün teşkil olduğu gibi bırakıldığı takdirde amaççı ve bir tek amaçları ol- asmaların mahsule tahammül > parmak için istiyorlar ya.. Bunu duğunu hissediyorum: Apart - rict surette bir kuruşa yakın bir Eski nesilden ne görürse eski geçelim, gelelim çocuğa, bir ba- % nesle onu göstermesinden dahâ aşağı bir fiyatla elden çıkar- mak, memlekete, her halde da- ha faydalı bir iş olarak telâkki oluınalzılı:.l(aldı ki, hergün ağız dA_şı :âîımçb"ıemm ve müstahsillerimizin sıkışm - ziyette olduklarını da işiıtşiy?. ruz, Binaenaleyh bugün, yarın ve hergün için tüccarırmızın dikkat edeceği nokta şu olmalıdır: İh- dir. Piyasaya mal arzı işi bu su- rette devam ettiği takdirde fi- yatların daha pek çok düşece- ğine muhakkak nazarile bakıl- maktadır. Üzümün ticari vaziyeti hak- kında edindiğim malümatı ver- dikten sonra biraz da bağcılığa dair duyduklarımı yazayım: Bu sene bağlarda yarım asır- darberi görülmemiş fevkalâde racı kabil ve memleket ihtiya- No. 27. bir inkişaf vardır. Doğuş vazi- — KIRMIZİ VE SiYAR STENDHAL hakkı olacak.” Hemen çocukla- rın odasına koştu. Çocukların arasında pek sev- diği en küçüğü, tadlı sözleri ile onun içini yakan elemi biraz ya- tıştırdı. Julien kendi kendine: “Bu çocuk daha beni hor gör- müyor” dedi. Fakat arası çok geçmeden, eleminin azalmış ol- masımı bir zayıflık sayarak ken- di kendine kızdı. “Bu çocuklar beni, dün alıman köpeği okşa- dıkları gibi okşuyorlar.” Bölüm X Büyük bir kalb ile küçük bir servet Köşkün bütün odalarını bi- rer birer dolaşmakta olan M. de Rönal, ot minderleri taşıyan uşaklarla beraber, çocukların edasıma döndü. Bu adamın içe- fi birdenbire girişi Julien'in üzerinde, bardağı taşıran su damlasının tesirini bıraktı. Her vakitkinden daha uçuk benizli, daha gamlı idi, M. de Rönal'in üzerine doğru yürüdü. M. de Rönal durup uşaklarma baktı. Julien: — Monsieür, dedi, başka bir mürebbi tutmuş olsaydınız ço- cuklarınız yine bugünkü kadar ilerlemiş olacak mıydı? bunu böyle mi sanıyorsunuz? M. de Rönal'in bir şey söy - lemesine vakit brrakmadan de- vam etti: ! — Öyle sanmıyorsanız beni, çocuklarmızla uğraşmıyor diye suçlamağa (1) nasıl kalkışıyor- sunuz? Korkusu daha henüz geçmiş olan M. de R&nal, karşısındaki genc köylünün böyle garib bir | | £1) Suçlamak, ittiham etmek. —— Hulâsa; bu sene için bugün tahmin edilen üzüm rekoltesi 700 bin çuval kadardır. Önun için şimdiden bunun satılması, ihracı ve sarfr hususunda şim- diden cezri tedbir'er almak ve bilhassa geçen yıl mahsulünün önümüzdeki rekolteye aal dev- redilmesine çalışmak zarureti vardır. Aksi takdirde bağcıla- rımız çok müteessir olacaklar - lenme dır. A, Abidin Öktay tavır takınmasını, cebinde da- ha kârlı bir iş teklifi bulunma- sına verdi; onun bu evden çık- mak istediğini sandı. Julien'in öfkesi, söz söyledikçe artıyor- du: — Ben sizsiz de yaşıyabili- rim, monsieur, dedi. M. de Rönal biraz dili dola- şarak cevab verdi: — Sizi bu kadar sinirlenmiş gördüğüme doğrusu çok esef- lendim, Uşaklar, on adım ötede, ya- takları düzeltmekle uğraşıyor- lardı. Julien çilesinden çıkmış bir halle: | — Bana bu sözler yetmez, monsieur, dedi; bir düşünün, bana ne ağır şeyler söylediniz, hem de kadınların yanında! M. de Rönal Julien'in ne bek- lediğini pek iyi anlamıştı; şim- di içinde çetin bir çarpışma var- dı. Öfkeden cidden çıldırmak derecesine gelmiş olan Jülien, bir-aralık: — Sizin evinizden çıkınca ne- reye gideceğimi — biliyorum, monsieur, diye bağırdı. v DEL * yine kadınlara çevirdi: — Yeni neslin kızlarında, ev- Nosiyon'u bakımından da tek değişiklik görmüyorum. “Bir kocaya varayım, Trahat e- deyim...,, den başka bir düşün- celeri yok. Eskiden böyle olma- sı tabit görülebilirdi. Ama şim- di?. Düşününüz bir kere bu ka- dar geniş inkılâblardan sonra bayanlarımızın hâlâ parazit, hâ- M, de Rönal bu sözü duyar duymaz, Julien'i sar.ki M. Vale- nod'nun evinde görür gibi ol- du; içini çekti ve en ıstırablı bir ameliyat için cerrah çağıran bir adam hâli ile: — Peki, monsieur, dedi, iste- diğinizi yapmağı kabul ediyo- rum, Öbür gün ayın biri, o gün- den başlamak üzere aylığınızı elli franktan vereceğim. Julien'in içinden bir gülme geldi; şaşırmış, öfkesini de unutmuştu. İçinden: “Bu hay- van benim sandığımdan da aşa- gıymış! dedi. Bu bayağı tıynet- H adamm, bundan daha asil bir şekilde özür dilemesi bekle- nilmez ya!” Bütün bunları ağızları açık dinlemiş olan çocuklar bahçeye koşup annelerine M. Julien'in pek kızmış olduğunu, fakat ay- lığının elli franga çıkarıldığını haber verdiler. Julien alışıklıkla çocukların ar- kası sıra çıkmış, son derece kı- zan M. de Rönal'e bir kere ol- sun dönüp bakmamıştı. Beledi- ye reisi içinden homurdandı: — Ya hocam sen? — Ben hem evliyim. Hem de dört kere baba oldum. Hem bir defasına ikiz doğurttum. İkisi öldü. Yaşayan erkeğim şimdi yirmisinde ve yaşayan kızım on yedisindedir. — Peki;.. Senin kızın hakkın- daki fikrin ne? O okuyor mu? Saim hoca takyesini bir daha düzeltti ve o dişsiz çene bir da- “M, Valenod'nun yüzünden harcadığı — Jara, yü. altmış se- kiz frangı buldu. Ora, bulun- muş çocuklara giyecek işi üze- rine iki çift söz söylemek zama- nı geldi!” Biraz sonra Julien 1.. de Rö- nal ile yine karşılaştı: — M. Ch&lan'a gidip günah- larımı çıkaracağım, dedi; bir - kaç saat evde bulunmıyacağımı bildirmekle şereflenirim. M. de Rönal saxıte sahte gü- lerek: — Azizim Julien, dedi, ister- seniz bütün gün kendinizi ser- best sayab.lirsiniz; isterseniz yarın da, dostur1. Verriğres'e giderken bahı vana «yleyin, size atını versin. İçinden de: “Şimdi gidip M. Valenod'ya cevabını verecek, dedi; bana bir şey söylemedi ama şimdi üstüne varmağa gel- mez, hele bii kızgınlığı Şöçsia, aklı başına gelsin...” Julien evden tez çıktı ve Ver- gy'den Verriğres'e kadar uza- nan korulara doğru çıktı. M. KK ll 5 Tükk | Chelan'ın evine pek erken var- Elelik ha etmekle beraber, ihtiyacımız- | düşkünlük vardır. İhracatçının N j dan fazlası memleketin sırtına | bundan evvel meselâ on iki ku- | edemiyecek ve etse bile mahsu- | man kurmak istiyorlar. İşte ye- | ba oğlunu yirminci yaşa kadar tabif ne olabilir? bir yük olan herhangi bir mad- | ruşa kadar almağa çalışıp mu- | lün gayet ufak taneli olacaktır. | 4; neslin eski idealistleri fersah | bakmağa mecbur ediliyor, daha Nizameddin NAZİF demizi yüksek fiyatla az mik - | vaffak olamadığı üzümler bu- Bunun için asmanm besliyebi- fersah geçtiği taraf neden korkacak bu kadınlar? ha tarda satmaktansa, bunları ma- | gün için kendisine 10 hatta 9 leceği miktarda salgım bırak- n ç g" a ği —-. Bvlimisiniz? . kul ve mantıkt kârla yani biraz | kuruşa kadar teklif edilmekte - | mak mecbiciyeti vardır. Ve bir obüs bataryası gibi Yunan - İtalyan ticareti gümbürdeyen ağzını birdenbire — Hayır... Atina, 18 (Hususi muhabir” mizden) — İtalya ile Yunanis” tan arasında muallakta bulunafi | ticari ve ekonomik ı'nı:sr.elele?'i konuşmak üzere — Yunanistâ bankası müdürü Dimopulos ile hariciye — şube müdürlerindef | Argiropulos ve Ekonomi ba lığı müdürlerinden Triandafilt? dan mürekkeb bir heyet bugü” Romaya hareket etmiştir. j mak istemiyordu. Kundini yif mürailiğe mecbur etmek ist” miyor, ruhunda geçenleri ang,î mak, içini altüst eden hisl bir gözden geçirmek ihtiyaC, duyuyordu. Korulara varıp sanların gözünden kurtulur #” , tulmaz: ! ulmaz açş:' e ti “Bir savaşta üst geldim, * ğım bir savaşta üst gel Bu düşünce ile vaziyetin! ! y parlak gördü, ruhuna da bir VA Çast rahatlık geldi. “Aylığımız elli frangâ bu M. de Rönal'in bir kof? var, var ama acaba nedir — ije Daha bir saat önce, Öt ve köpürerek baktığı o bahtiY” î;l& küdret sahibi adamın H korkusu olabileceğini ?fsâtv mak, Julien'in ruhunü bü,sb ğif sakinleştirdi. Ö kadar F? ;n,a' lart ortasında yürüdüğü ©" - ların insanı hayran eden &g liğini bile hisseder BiPİ . yıs” Örmanın dağ tarafmdî’kıwıı“. mımna vaktile koca koca Wigr) (Arkaâıf . AŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: