ş 19 .3- 988 ——— “Şeytan kadındır ,, filminde Marlen ekik uzun yü insanı laşılmıyan bir bağlılıkla beyaz perdedeki gölgesine takıp sü - rükleyen Marlen Ditrih'in son bir filmi var: “Şeytan kadın - dır.,, “Şeytan kadındır,, — filmi henüz İstanbulda gösterilmedi. Bzlki önümüzdeki mevsim gös- —. ... N KADIN . | DII aa eee AD aN a çL AM aN Na terilecek. Diyorlar Kf, Marlen'in Fon Şternberg'in rejisinde son ola - rak çevirdiği bu film, en güzel filmlerinden biri-'r. Marlene'i be ve evvel Ber- linde bulup nihayet Amerikaya getiren Fon Şternberg'dir, Al « man artist beş sene içinde çevir- Ditrih diği filmlerdeki muvaffakiyeti- ni bu yüksek rejisöre borçludur. Fakat “Şeytan kadındır,, filmin den #onra roejisör ve artist artık beraber çalışmıyacaklardır. Bun dan bahseden Marlene: “Ayrıl- mak — hiç bir zar klımdan geçmedi. Fakat bunu — isteyen Fon Şternberg'dir.,, diyor. “Şeytan kadındır,, filmi Pi - yer Lui'nin “Kadın ve kukla, simli romanından çekilmiştir. Marlene bu filmde garip bir İs- panyol kıyafetile gözükmekte- dir. Fakat bu kıyafet artistin o kadar hoşuna gitmiştir ki terzi- lerine ısmarladığı bütün yeni el- biselerde az çok İspanyol mo - dasına kaçan biçimler ve parça- lar bulunmaktadır. Holivut'ta — kulaktan kulağa söylendiğine — göre beş senedir beraber çalışmış olan — artistle rejisörün ayrılmalarındaki se - bep, Fon Şternberg'in artık da- ha neşeli bir Marlene Ditrih gör mek istemesinden ileri gelmek- tedir. Güya bu rejisör, Marle - ne'e çok benzeyen Karol Lom- bard'ı, sırf daha neşeli bulduğu için, beğenmekte ve onunla uğ- raşmak niyetindeymiş. Vakıa — Amerikalı Karol ile Avrupalı Marlene kadar biribi- rine benzeyen artist az bulunur. İkisi de kumral, ikisinin de göz- leri mavi, ikisi de ayni boyda ve ikisinin de yüzleri çekik ve ba - kışları derin. Tabiatlarına ge - lince, bu kadar biribirine aykırı iki artist bulmak ta güçtür. Marlene düşünceli, hayali sever, hattâ kederli bir artisttir. Karol ise neşeli, yaşamaktan memnüutl ve herkesin dostudur. Bütün bu tarifler, Holivut'ta kulaktan kulağa söylenen şayi- alara uygun düşmekle beraber, biz Marlene ile rejisörünün ay - rılmasının, sadece Fon Ştern - berg'in kendisini kâfi derecede neşeli bulmadığından ileri gel - diğini zanım —niyoruz. —Bunun her halde b <a bir. sebebi var ve Holivud'a ait bütün işlerde ârduğu ibi belki de bir aşk işi- Diğer taraftan büyük rejisör, Marlene ile şimdiye kadar yap- RA tığı bütün filmler hilâfma .ola - rak “Şeytan kadındır,, filminin bir çok yerlerine şen ve oynak sahneler sokmuştur. Marlene Ditrih bu şen ve oynak sahne - leri de ayni kudretle başarmış - tır. Şu halde Karol Lombard'ın hikâyesi, pek inanılacak bir şey değildir. Ne olursa olsun... Bizce “Şey- tan kadmdır,, filmine Marlene'- den daha uygununu bulmak bir az güçtür. Çünkü şeytan, — fil - min isminin gösterdiği gibi ha- kikaten kadınsa, Marlene Dit - rih te cidden bu role uygun ve tam mânası ile şeytan bir ka- dındır. KÜÇÜK SINEMA | HABERLERİ | *Jenny İnxucil 1927 yılında yapılan bir güzelik müsabakası neticesinde sinemaya girmiş bir artisttir. Diğer bir çok sinema yıldızlarında olduğu gibi... Jen- nynihayet sinemayı bırakmış ve bir manastıra kapanmıştır. * Michel Strogoff filme alına caktır. Baş rolün Richard Eich- berg'e verilmesi muhtemneldir. * Gary Cooper boş kaldığı zamanlardan istifade ederek bir kitab yazmaktadır. Fakat ken - disini beğenen bayanların hoşu- na gidecek bir kitab değil, Çün- kü Gary bu kitabında avlanmak usullerinden bahsetmektedir. * İngilterede Mozart'ın haya tı filme almacaktır. Mozart'ı temsil edecek olan artist Sta - p_hen Haggard isminde bir genç tir, Filmin ismi “Allahın sevgi- lisi,,dir. * Kay Francis Holivuddan Fransaya gelmiştir, İki ay ka - dar istirahat edecektir. * Marion Davis yeni bir film çevirmeğe hazırlanıyor. Bu su- retle tekrar sinema âlemine dön müş oluyor. May Westinen son resimlerinden