Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—e 19.35. 035 AA T'A'N IL SAYFA heykelli bir mağa karar verdi. ? — Müstacel — Evgin dırmak, evsin işlerimizin başında gelir. Dün ankaradan bir evgin telgraf aldım. — Terbiye etmek — Eğit- mek Terbiye Eğitim Mürebbi — Eğitmen (&ducation) — — Muallim — Öğretmen Örnekler: Cümhuriyet o- | kullarının genç — öğret- menlere ihtiyacı vardır. Her öğretmen, eğitim | usullerini bilmez. Biz çoktanberi gençliği | yeni zamanlar için eğit- L0 mek istiy. ruz. anıt yaptır- * Ç | olarak kendilerine Hittl Ameri- | kayı seçmişlerdi. Yaptıkları a - Örnekler: Yurdu bayın- ? * — Mektep — Ökul (Ökula) || ları vardı. Amiral Bird bütün | a | Dördüncü Kurultay Kembriç 14 Her vakit, hele bugünlerde, Coşmak ve yaratmak için, yine tancak, Anlıuarada olmak ge- - Tek! Bugünlerde, Anl. rada, yi- Te acunun ilk yarâtılış günle- Tindeki doğurucu hava: tekev- 'ün havası esiyor. Yaşayış ize- Ti göstermekten kalmış varlık - - ârın orada, bugünlerde, bırderş- '(Ei&ç yeniden yeşermesi, yeni- âen bile değil! Suya hasret gi- Tensestopraklar üstündenivar: lıklar ve benlikler için, bir çağ- — layan bolluğu ve coş'zunluğu ile İZ, umud ve enerji akıyor yi - €! Dördüncü Kurultayın An- ıarada toplu bulunduğu gün- trdir! Körleşmîş hızları, kırılmış ımUdlan, paslı duyguları par- dtacak ocak, dövecek örs yine îıdadr! Eski maddeler, yeni ya- la_rda eriyor ve yeni kalıpla- e dökülüyor! Şaşırmadan, sen- el’-meden, yoldan geri dönme- ğl"l Ve taklide özenmeden de - d Smek nedir; zamana ayak uy- & » zamanı alt etmek ve n:îgelleı—i ayak altına almak na- olur, bütün acun bunu Anka- ân öğrenecek yine! Siyey eşin bütün bulutlardan Oim larak parlaması, asıl güneş, ı(mıas', güneş olmanın tam hak- Vermesi ne demekse: Anka Vayı , Kurultay gümnserine, Ku- 'ng: Milliye günlerine bürün - ımıl Odur: Gözü kamaştıran ve İt en kakı;anlrk ve soğuk bu - İş, larına dar aydınlatan ve Va bir görünüş! ©© Yüzünün en yüksek yay- ta kal dğn biri üstündeki Anka- Scün €&si, taştan bir bayrak gibi gene'-“'l Üstüne çekilmiş duruyor (Yol İtı okun gösterdiği tek Yedi y SAT tek vücut olmuş on yu!e'ğ_l.lşîon yolcusu! Bu yürü - "ğüeün__“tlm acun imrense, işini $ü gü brra alnız bu yürüyü ö 332etıesıf%idm “Herriot” h y&enç olsam Ankarada ça- Ünn / © gelirdim” dedirtecek şıîîıâîcdesin, Ankara,.. Ne mut- Bu ( ada olana! Şey « tOplanış, ulustan yeni bir ç Stemek, devletin bir derdi- Ö git bulmak için değil, ulu- €mek içindir! ’h_u, », Ulusun bağrından kop- "li, :: Partinin tekrar ulusa dö T! Ulusun kaynaşması, N | Te Selişmesidir bu! ÜÇ alta 18i ilk çividen ve kültü - Ü e eden başlayan bir yeni bî:kyurü_yüşün bir toplan - laşı, efdine gelme, bir he - —8 ve bir yeni hız alma | Bird ve arkadaşları konak yeri raştırmalar 120 gün sürdü. Buz lar arasında dört ay açılmaksı- zın süren bir karanlık içinde ya- şamak sanıldığı kadar kolay de- gildir. İste bunun için Amiral Bird ve arkadaşları sinemaya varıncaya kadar bütün teknik araçları birlikte götürmüşlerdi. Kendilerine yetecek kadar yi- yecek ve içecek ve diri hayvan- — * Amiral Bird kendi araştırma odasında hava içinde yaşamanın zorluğu Amiral Birdin arkadaşları an - cak iş vakitlerinin dışında bo - yuna yol yürüyerek giderebil - diklerini söylüyorlar. Yol yürü- menin insan kafası üstünde çok eğlendirici bir etkisi olduğu böy lelikle bir daha ortaya çıkmış bulunuyor, Yeryüzünün bu buzlu sonla - rında yıldızlar bizim burada gö- zümüze çarptıklarından çok da- araştırmalarını kendi arkadaşla | bulunan barakada tek başına | ha iri, çok daha ışıklı ve boyalı rının iki yüz kilometre uzakta yapmıştı. Bir astronom yattığı yerin tavanına takılan dürbünle gök yüzünü araştırıyor görünürlermiş. BEDEOREUN KENDİSİNİ «« Büyük salonda yirmi kişi- lik, kızlı erkekli bir sürü genç toplanmıştı. Kahkaha ve cigara dumanı ortalığı sarmış. İçlerinden şeytan bakışlı bir delikanlı ortaya bir söz attı: — Çocuklar! dedi. Her biri- miz bir öykü anlatalım. Kimin anlattığı gülünmeden somuna kadar dinlenirse, ben şu güzel kalemi ona vereceğim.. Bu söz- leri deli kahkahalar karşıladı. El çırptılar. — Başla!. — Haydi... — Biri söylesin:. Sözleri uğultu biçiminde gü- lüşlere karışıyordu. Şişman kı- sa boylu, kırmızı yüzlü bir de- likanlIı ellerini uğuşturarak or - taya çıktı. Kahkahalar kesildi. Topunun gözlerinde birer dam- la merak ışığı yanmıştı. Şişman delikanlı: — Ben, dedi. Sizlere geçen yıl başımdan geçen bir kazayı anlatacağım. Bu o kadar kor - kugıçtur ki; sonunda kalemi ala- cağım, Yine susuyorlardı. Oğlanın durumudur bu! “Varak, bizden başkalarının gözlerini yıldıracak kadar ırak- tır,, fakat biz durak bilmiyece- ğiz! “Atatürkten geldik, Atatür - ke gidiyoruz.,, Behçet Kemal Çağlar N ÖLÜSÜ kırmızı yüzüne sinsi, sinsi ba - karak bekleşiyorlardı. O bir söy- lev söyliyecekmiş gibi, yeşil ka- dife örtülü masanı nbaşına gel- di. Ve başladı: — Geçen yıl Beyoğlunda, bü- ygk bir mağazanın vitrininde, güzel, sarı bir mayo gördüm. Denize girme günleri yeni baş- lamıştı. Oh dedim bunu alır ve dFloryada denize girerim. Al- ım. ,Söz buraya gelince sessiz,ses- siz bakanların omuzları oyna - mağa basladı. Kara kıvırcık saç İı, gözlerinin içi pırıldayan bir kız bağırdı! —Ahh!. Çocuklar, Tekine sarı Mayo ne yakışmıştır. İçinde keskin bir alay titre - yişi olan bu ses, tutulan kahka- haların bırakılmasına sebeb ol- du. Her ağızdan bir ses çıkıyor Tekinin mayosuna, sözlerinin yarım kalmasına, gülüyorlardı. Ortaya bir kaç kız ve delikan lr daha cıktı. Ancak onların an- lattıkları, kahkahaların bıçağile kesildi... Bir- aralık delikanlının biri: — Kuzum “Şen,, nerede? Diye sordu. “Şen,, ortada yok tu. Seslenmelerine dipteki ışık- sız salondan cevap geldi: — Buradayım.., Topu birden karanlık salona koştular..., AE ZN — Burada ne yapıyorsun “Şen,, haydi içeri gel diyenlere o, — Dışarlara bakıyorum, de - di... Bakın ne ölü gözlü bir gece var dışarda... Pencerelere üşüştüler. Soğuk yüzlü bir âvı şığı, doğmuş, so- kakları pırıldatıyordu. Ağaçla - rın aralarında, hava gazı fener- leri yanıyor, sert bir yel kuru, kara dalları kamçı gibi boşluk- larda sallıyordu. “Şen,, ağır ve yavaş bir sesle: — Ne korkunç gece değil mi? çocuklar dedi. Bakın karşıdaki ölüm sarayları selviliklere... Na sıl ağır, karanlık bir sallanışla dalgalanıyorlar... Bu görünüş - ler size ölüümü düşündürmüyor mu? Ben böyle uzaklardaki selvi- liklere bakarken kendi ölümüm gözlerimin önüne geldi. Yirmi yaşında taze bir kız ölüsü... Sustu. Ayışığı yüzüne göl bir boya gibi vuruyordu, Ca- mın yanında ayakta duruyor - du, Üstünde uzun, ince ak bir elbise vardı. Ağır ağır başında âoplu duran saçlarını söküyor- u. — İşte çocuklar dedi. Böyle ak elbisem, saçlarım omuzlarım da, ölüm saraylarına bakarken oradan; ayışığı gibi soğuk bir kefene sarınmış ölüm, bana doğ ru gelmeğe başlıyor. Ellerini u- zatmış, yerimden kıpırdayamı - yorum, Bağıramıyorum, Sesim kısılmış... Ölümün uzun, ke- mikli, sarı elleri camı kaldırı- yor... Susmuştu, Camın kenarmda- ki düğmeye dokundu. Ağır ağır açıldı pencere... Sıcak salonda, buzdan bir yalaza " gibi soğuk hava sallandı. Titremeğe başla- drlar... Topu birden yerlerine çi vilenmişlerdi. Sanki “Şen,, kı- sık, bir sesle yeniden başladı: — Çocuklar! İçeri ölüm gir- di. Gördünüz mü? dedi. Yüre - ğimdeki sıcak kanın içine ölüm soğukluğu akıyor. Yüreğim don mağa başladı. Atışları yavaşla- dı. Çocuklar!. Şimdi... Birdenbire sustu. Sarı saçları, sararmış yüzü, uzun'ak entarisi ayışığı altında ona bir ölü görü nüşü vermişti... Kıpırdamıyor, dik bakıslarla, susan arkadaşla- rına bakıyordu. Onlar pencere - den dolan soğuk hava ile titri - yorlar ve gülmüyorlardı. Bir an sonra odanın icinde keskin bir kahkaha çınladı. “Şen,, gülüyor du. Sonra: — Hepinizi susturdum, dedi. Hani kahkahalarınız? Niye gül- müyorsunuz? Haydi delikanlg kalemi ver bakalsın... Cahid Uçuk f ) GÜ A AR ALAR|/ Hergün 5 söz İ|GÜNEY BUZLARI ARASIND AŞTIRMALAR! Ki YA 4 ıi ğEk İ t Çi ER DÖRDÜNCÜ LİSTE Amiral Bird Güney kutbu yol Bird barakada söndürmeden || Ç : D Abide — Anıt ! culuğundan dönmüştür. « yaktığı gaz sobasından çıkîn BAA Örnekler: İstanbul bir g Oralarda bir yıl içinde gün- Ş ağularla ağulanarak ölümle yüz | — Aklı selim, hissi se'im — Sağduyu anıtlar şe.hridir. | düz ve gece dörder ay sürerek yüze..gîıd.i.' deinzAN _ dgmm güvencimiz halkın sağduyu- İstanbul, Atatürk için, | birbiri peşinden gelir. Amiral Gönül üzücü bir İşin - kara ’“t:;'m Ha Gabdüya olharşa kuru va ezbere bilgiden ne çıkar. &. Alâka — 1 - İlişik, 2 - (münasebet anlamına) ilgi hi Alâkadar — Alâkadar olmakl'— İlgilenmek Alâkabahş — İlgen — Katı alâka etmek — İlişik kesmek Ticarethane — Tecimge ——— — Bahsettiğimiz tecimge ile hiçbir ili. şiğim yoktur. AA Bahsettiğiniz adamla hiçbir ilgim yoktur. Benimle bu kadar pek teşekkür ederim, z Dostum bay... Bütün tecim ortak- ları ile ilişiğini kesti. Siz, arsıulusal sıyasa bakımından, bu meselenin yüksek ilgenliğinde şüphe ediyor musunuz? kş Bu işte kayıtsız değil, ilgili ve dik- katli davranmalısınız. e Beldek — Alâmet Hayır işlerine yardım iyi insanlık beldeğidir. ilgilendiğinize etmek, en Fabrikamızı €n son yaraçlarla ci- hazladık — Fabrikamızı en son alât ile teçhiz ettik. Nasılsa girdiğim bu * çıkmazdan kurtulmak için, bütün araçlara baş- vurdum — (Bütün vesaite müracae at ettim) | BULMACA | “TAN” bugünden sonra size eğlenceli bir oyun hazırlıyor. Bu oyunlar öz türkçe kelimeler veriyor. Bu bulmaca ile okurla- rımız hem eğlenceli vakit geçi- recekler, hem öz türkce kelime- ler öğrenecekler. Bulmacamızı doğru çözenler de armağanları- mızı kazanacaklardır. Bugünden sonra, bulmacala- rımızla uğraşınız. Ve bize yolla- yınız, Yedi gün arka arkaya bulmacalarımızın doğrusunu ba şarabilenlerden: 1 inciye gümüş saat 2 inciye Maroken bir cüzdan 3 üncüye iyi markalı bir sti« lo (Mürekkepli kalem) 4 üncüye “Tan,,ın bir senelik abonesi. (5) inciden (10) uncuya ka- dar altı aylık abone. 10 uncudan 25 inciye kadar l_:uçuk fakat güzel şeyler verece: ğiz, Bulmacaların karşılıklarını : “İstanbulda “Tan,, bulmaca visine,, gönderiniz, 5 D“2:3:4.5 6? 8. 09T01T11 Soldan sağa : 1 — Millet (4). Âlem (5). 2 — Yüzdeki lekeler (3). 3 — Nota. 4 — Hedef (4), Nutuk (6). 5 — Ihtiyar (4). — Beygir (2), Lâhim (2), Sonuna bir S — N könunca çinlar (3). 7 — Kumanda (6). 8 — Eser (2), Diyar (2), Berf (3), 9 — Alı (2). 10 — _(rltrc( (3). böküdün ll — Tevem, aynı batmı 4), edatı (3). Cşaağ Yukardan aşağı: 1 — Ahbab (2), Cezire (3). ğ — Şenç (. — İayaran etmek (5), Büyü 4 — Nota (2), Saz ((s,)). Birs G 5 — Lâkırdı (3). 6 — Taleb (5). 7 — Atif rabıtası (2), Aç değil (3), U- zak nidası (2). 9 — Yama (2), Hufre (5). 10 — Bir meful edatı (2), Cet (3). l,l — Kuyuya inen nesne (4), aile, bir nehir adı (4),