19, MAYIS 1935 PAZAR Hamburg, 18 (A. A.) — 200 alman ve BÜ yabancı gazeteci, 25 mayısta, alman denda- cilik günü dolayısile Hamburg'da yapıla- cak büyük şenliklerde bulunmak üzere çuğrılmışlardır. Gündelik KÜLTÜR BÜTÜNLÜĞÜ Bu betkemizde kullanrları kelimeleci ile karşılrkları şunlardır: Düzey: Seviye — Akım: Cereyan —llgi: Münasebet — Esinmek; Hlham kılavuz ural: Kaide — Yaraç: âlet— Ayrım: Fark, Bir ulus kendini meydana ge - tiren türlü unsurlar ile nasıl bir bütünlük gösterirse, onun yaşayış düzey'inin ölçüsü demek olan kül- tür de öylece bir bütünlüktür. U - lusal yaşayış iki taraflı bir hare - ket ile akımına devam eder. Ulu sun kendi özel varlığından doğma şeyler ona bir şekil verdiği gibi ar- sıulusal ilgilerin ve bütün insanlı- ğt kaplıyan gerçek bilgi ve tekni- ğin yarattığı düşünce ve usuller de bu şekle renk ve biçim verir. Yaşayış gibi kültürün de içten ve dıştan gelen unsurları ile sağlam bir bütünlük halinde yücelme ve gelişme yolunda ilerliyerek ulusal erki durmadan artırması gerek - tir. Kültür teriminden anladığımız şey çok geniştir. Kişinin kendi varlığında nasıl aklının ve kar." terinin yarattığı bir özellik varsa ve bu nasıl her gün içten ve dıştan gelen türlü duygu ve düşüncele - rin işlemesi ile özünde ve şeklinde bir oluş hareketine uyarsa, ulusal kültür de öylece hem ulusun ken - di yaşayış ve tarihinden, hem de öteki ulusların yaşayış ve düşü - nüş usullerinden esinerek hız ala rak yükselir. Onun için kültür de- ran ve değişmiyen bir varlık de- ğildir. Her yaşıyan gibi o d . yük- selmenin nomal kurallarına uy - mak ihtiyacındadır. Onun bütün. lüğünü ve böylelikle gerçek ve yüksek varlığını korumak için iç- li, dışlı her iki kaynağın açık tu - tularak bol bol beslenmesi gerek- tir. Kültürün en sağlam köklerin- den biri ve belki de birincisi ulu - sal güvendir. Bir ulusun kendine güveni ne kadar yüksek olursa, onun yaşayış isteği — ve bu isteği gerçekleştirmekteki irdesi de © kadar büyük olur, bunun - için de ulusun kendi kendini iyice bilme - si, kendi varlığının güçlerini, özel- liklerini iyice tanıması ilk şart - tır. Tarih ve dil araştırmalarının bu bakımdan faydaları sonsuzdur. Dil kültürün de başlıca kurum ve yayım yaracı olduğundan, kültür alanındaki çalışmalara ilk önce buradan başlanması kadar noma! ye faydalı bir şey tasarlanamaz. Dili, devrin yükselmiş ve inceleş- miş kültürünü tasıyamıyacak de - recede olan bir ulus için, arsrulu - sal yarışta ön plâna geçmek im - kânsız gibidir. Kültür bütünlüğünün gerçek - leşmesi için, ulusal kaynaklar ka- dar, arsrulusal kaynaklardan da faydalanmaktan ve hele Avrupa- nn tekniğinden ve çalışma usu - künden gerekli olan şeyleri almak- tan vaz geçemeyiz. Ulusal kültür- ler her ülkede aynı ruhu, aynı şek- Li göstermemekle beraber, bunla- rın biribirine benziyen, biribirine bağlı olan tarafları da çaktur. Yalnız ulusların karakter ayrımla rından ileri gelen özellikler var - dır ki bunlar istenilse de alına - maz. Alınabilenlerini de, ulusal karakter, az vakit içinde — onları başka şekle sokarak kendine mal etmekte gecikmez. Genel kültür düzeyini ulusal ülküleri çabuk ger çekleştirecek surette yükseltmek için, hem ulusal, hem de arsıulu - sal yaşayışın gerekenlerini gözö - nünde tutmak ve ona gögre iki ta- raflı tedbirler almak en kısa ve en erimli bir yoldur. E T Y Mesud ALSAN # Atatürk Yurdu kurtarmak için 16 yıl önce bugün Samsuna çıkmıştı Yakın tarihimizin bazı günle - rinin yıldönümlerini her kutlayı - şımızda, yurdumuzun bugünkü ta- mamlığının ve rahatının nıııl_ ka zanıldığını anar ve tarihte eşi gi rülmemiş bu yüce eseri yaratana minnetlerimizi sunarız. Atatürk' - ün, yurdu kurtarmak için Samsu na ayak bastığı gün olan 19 ma - yıs, bu tarihsel günlerin en başın da gelir. Çünkü, şimdiki genç ve herkesten saygı gören Türkiye Cu- muriyetinin temeli, büyük Önde - rin bütün ulusu savaşa çağırdığı ogün atılmıştı. 19 Mayıs 1935 deki 'Türkiye Cumuriyeti erkin, kuvvetli ve bü- tün dünyadan saygı gören bir dev- lettir. Bu güzel, mutlu ıünl_ur.m değerini iyice anlayabilmek için. ©o zamanki karanlık, korkunç du « rumu hatırdan çıkarmıyalım. Bir e — Bildiriğ Büyük Kurultayın delgele - | vi bu (dün) sabah özel katar- | la Kırıkkaleye giderek orada- | ki süel fabrikaları gezmişler - dir. Üyelerle birlikte süel Fab- rikalar Genel Direktörü de git- miş ve her fabrikayı ayrı ayrı | ezdirerek iyzahlar vermiştir. I bydcr, yürd koruma işinin te- mel direklerinden olan büyük kurumun tükelliği karşısında | devletin bunlara harcetmiş ol: | | duğu emekleri takdir ederek ayrılmış ve 18 de Ankara'ya | dönmüşlerdir. Kurultay üyele- ri bu (dün) akşam Yeni Sine- mada Partinin Kurultayın açı- | lış günü aldırdığı Ffilmi gör - müşlerdir. Delğeler yerlerine dönüyorlar. « | Partimizin yeni seç - tiği il başkanları Parti Genel Başkanlık divanı bazı iller başkanlığına aşağıda isimleri di ırllıdıılın_uşt_nîı . tir; Bu vazifeler bugün ilgililere bildirilmiştir. Eski Bayındırlık bakanı Sey' - han saylavı Hilmi Uran İstanbul'a Çorum saylavı Ali Rıza Özenç rum'a. : S Denizli saylavı Dr. Hamdi Denizliye. B";:ıı:;ul;::ıı:ylıu Halil Ka - tavsu Kocaeliye. p Izüuhyı saylavı Dr. Lütfi Kır- dar Balıkesire . Samsun saylavı Yörüker Samsun'a, or:i:l:cyı saylavı General Os - man Koptagel Erzuruma, * Izmir parti ve Yozgi saylavı Avni Doğan İzmir lııılüın- lığı da üstünde kalmak üzere Ma - nisaya. ——— BB. Laval ve Göring görüştüler Londra, 18 ÇAA.) ai Royt_e_r &- jınsîmn Cracoviden Öğrendıgiı:n göre, alman hava bakanı B. Gö- ring ile fransız dış bakanı B. La- val bugün iki defa konuşmuşlar« dır. Bu İ Memed Ali C. H. l; yönetim kurulu Kurul bugün ilk toplantısını yapacak Büyük Ku : rultayım kapans ma toplantısın » da, Parti Ge - nel yönetim ku: rulu — üyelerini de seçtiğini ö- tey günkü sa - yımızda — yaz - mıştik. Bugün saat yirmi birs de Parti kura « ğında ilk olarak toplanıp işe baş: İryacak olan ku rul — üyelerinin fotografla- rını koyuyoruz. Yandaki fotog raf, Parti Ge - C.H.P,. gencl serreteri B.R. Peker nel başkanı Atatürk tarafından tekrar — Genel sekreterliğe se - çilen Kütahya saylavı Bay Re- ceb Peker ve ötekiler de sol- dan sağa ve yu- kardan doğru — Akkaya (Gire - sun), Mümtaz Ökmen (Anka- ra),; — Muttalip Öker (Malatya) Esat Uras (A - masya), Cevdet Kerim İncedayı (Sinop), Nafi Atuf Kansu (Er zurum), Rabmi Apak (Tekir - dağ), Hasan Âli Yücel (Denizli), Necib Ali Küçü- ka — (Denizli), Hüsnü Çakır (İz mir), Ali Rıza Erten (Mardin), Doktor Fikri Tuzer (Erzurum), Salâh Yargı (Kocaeli), Tahsin Berk (Elâziz), Salâh Cimcoz (İs- tanbul). Her yerde 5 kuruş Kronik. Davamız Bu yazımızdaki kelime karşılıkları: Benzetçilik; Taklidcilik — Gerçe: Şe- niyet — Deneç: Tecrübe — Kaytaklık: İrtica — Yaşav: İnzibat — Tepki: Ak- sülâmel — Bozut: Fesad — Barımak: Muhafaza etmek — Değişke; Tadil — Yönetim: İdare — İlgilendirmek: Ala- kadar etmek. ATAY Kâmalizm, her şeyin üstün « de, bir kültür ve medeniyet sava « şıdır. Osmanlı imparatorluğu, son nefesine kadar, medrese küllü - ründen ve Doğu medeniyetinden ayrılmış değildi. Cumuriyet, bizde, yalnız bir rejim adı değil, bir kültür ve me - deniyet ismidir. Müslümanlığın ilk günündenberi bu savaşın ben- zerine bütün tarihte rasgegline - mez, Şu halde Kâmalizm'in ne metodları, ne çığırı, ne de yola hiç bir kitabta bulunamaz. Biz benzetçilik edemezdik. Biz usul - lerimizi, hayat gerçe ve deneçleri içinde yuğuracaktık. Kaytaklık tehlikesi geçmiştir: Fakat eski medeniyet ve kültür göreneklerinden büsbütün uzak - laştığımızı söylemek de yanlış olur. Bu memlekette vicdan özgen - liği, Kâmalizm'in eseridir. Daha doğrusu şadar: Bütün Doğu me- deniyet ve kültür tarihinde, vic » dan özgenliği, ilk dela, Atatürk tarafından, Türkiye Camuriyetin- de kurulmuştur. Bizim bütün ya « sak ve yasavlarımız, yeni mede « niyet ve kültürün vicdan özgenli - ğine karşı değil, ancak ve yalnız, eski medeniyet ve kültürün tep- ki ve bozut'larına karşıdır. Bizim bütün sıkı ve baskıla « rımız, işte bu vicdan özgenliğini barıyan, aşılmaz ve deşilmez si « perlerdir. Şu veya bu demokrasi şiirine kapılarak, bu siperlerde en küçük bir gedik açacağımızı ta - sarlamak, boşuna yorulmak olur. Partinin yeni program değiş « kelerinde, cemiyetler için koydu- ğumuz hükümlerde, işte bu me - deniyet ve kültür savaşçılarının arka ve yanlarını koruyan, yolla yınt düzleyen tedbirlerdir. Biz bir devlet ve yönetim şekli değiştir - medik: Biz batıran bir medeniyet ve kültüre, kurtarıcı bir. medeni -« yet ve kültürü karşı koyduk, bir memleketin, en basit ve küçükle rine kadar, bütün hayat şartlarını ilgilendiren bir devrim davasıne giriştik. Her gün 5 kelime Ulus baştanbaşa kılavus kelimeleri ile çıkıyor. Tütki- yede çıkan gazete ve dergile re her gün verilen 5 er keli» melik listeleri de yazıyoruz. Bu listeyi basan gazete ar- tık bu kelimelerin osmanlı« calarını kullanmıyacaktır, DÖRDÜNCÜ LİSTE 1. — Âbide — Amıt Örnekler: İstanbul bir anıt- lar şehridir. İstanbul, Atatürk için, hey- kelli bir anıt yaptırmağa ka- rar verdi. 2. — Müstacel — Evgin Örnekler: Yurdu bayındır- mak ,evgin işlerimizin başın- da gelir. Dün Ankaradan bir evgin telgraf aldım. 3. — Terbiye etmek — Eğitmek Terbiye (öducation) — Eğitim Mürebbi — Eğitmen 4. — Mektep — Okul (Okula) (Lütfen sayıtayı çeviriniz)