tedir. Modern yöntemlerin kullanıldı- ği yerlerde ise yazılımın geliştirilmesi ile başka teknik ürünlerin üretilmesi arasındaki temel farklar gene de or- tadan kaldırılamaz. 4- “Otomatik programlama”' ise, bilgisayarın kendisine önceden verilen tek tek verileri bir ““program''a dö- nüştürme çabasından ibarettir. Sonuç olarak bu ön bilgiler de insanlar ta- rafından hazırlandığından güvenilir olamazlar. 5- “Yapay zeka” bir yandan geçerli olabilecek var sayımlar elde etmek için çok tar- tışmalı yandan da SDI-Savaş Yönetimi'ne ilişkin olarak insani bir tecrübe mevcut olma- dığından ve olmayacağından, bu yüz- den de bilgisayarlarda depolana- mayacağından “'uzman sistemler”” bile bu konuda yardımcı olamamaktadır- lar. Bilişim uzmanı kuşkucu profesör, ideolojik tartışmalara girmemekte ve serinkanlı bir tarzda sadece şu soru- yu sormaktadır: *“...uçuş halindeki fü- zelerde savaş başlıklarını şaşırtma baş- lıklardan büyük bir isabetle ayırdede- bilecek durumda olan uzman kişiler- var mıdır bugün İşte uzmanlar dünyasının büyük bir bölümünün görüşlerini de bu suretle özetlemiş olan Profesör Parnas'ın te- mellendirilmeleri bu merkezdedir. Son üç yıl içinde Başkan Reagan'ın bilim adamları topluluğuna yönelik olarak yaptığı “Atom silahlarını etkisiz kıl- ma yolunda elimizde araçlar bulun- ması için yeteneklerinizi harekete ge- çiriniz.”” yollu çağrıdan bu yana tıp- kı bilgisayar uzmanı Parnas gibi SDI”- ye karşı siyasi değil teknik itirazlarını açıklamak için söz isteyen ünlü bilim adamlarının ve teknikerlerin sayısı git- tikçe artmaktadır. Bunlara göre kap- samlı bir füze savunmasının gerektir- diği yazılım işleri öyle büyüktür ki bunları bilgisayar biliminin en yeni yöntem ve bilgileriyle bile sağlamak mümkün değildir. Bu yılın ilk ilkba- harında görüş bildiren ve IBM, Digi- tal Egipment, Xerox Corp, Tandem Computer Inc., AT T ya da Wang- Enstitüleri gibi firmaların önde gelen 36 Amerikan yazılım-uzmanı ““SDI teknik olarak yapılamaz'' demişlerdir. Yazılım teknolojisinin çok yavaş ge- liştiği (uygulamada hâlâ 60'lı yılların düzeyinde olduğu) sonucuna varan bi- lim adamlarının sayısı giderek artıyor. İki uzmanın özgün anlatımıyla “Bü- yük yazılım-sistemlerinin üretilmesi bilimden çok bir sanattır, ilerleme hız- ları ise bir hayal kırıklığı kaynağıdır.”” Ev bilgisayarı ya da PC alanlarında programlar 500 ila 50.000 program- satırı içerirler. Kodu yazmak ve bakı- mını yapmak zorunda olan program- cının açısından bakıldığında ““Lines Of Code” (LOC), programın büyük- lüğü konusunda hâlâ kullanılmakta olan bir ölçü oluşturmaktadır. Programlama giderinin yaklaşık 160 iş günü olduğu bildirilmekte ve bu arada her 160 gün için en çok (gene yaklaşık) 300 LOC'luk bir üretkenlik hesaba katılmaktadır. Bu sayı az gibi görünüyorsa da programlanacak işin çözümlenmesinden hazırlanan siste- min ayrıntılı ve esaslı bir tarzda sınan- masına kadar tüm gelişim etkinlikle- rini içine alır. Örneğin PC üzerindeki bir veri-bankası sistemi için bunun ge- liştirilmesinde harcanmış 15 x 160 iş- günü kolayca bir araya gelebilir. Hata oranları için de tahmini değer- lendirmeler mevcuttur: Hata oranı her 1000 LOC'da yaklaşık 50.5 ve 0.5 ara- sında gidip gelmektedir; bu oran ya- zılımın niteliğinden beklenen işlere gö- re değişiklik göstermektedir. Yüksek hesaplamalar konusunda dikkatli ol- ma zorunluğu vardır. Bir program di- “TDPENİZ BiİLGİN ğerinden 10 misli daha büyük ise sa- dece 10 misli daha çok hata yapmak- la kalmaz, program bölümlerinin bir- birlerini karşılıkla etkilemelerinden dolayı hata oranları da katlanarak ar- tar. Sanayideki ve ekonomideki ticari sistemler bünyelerinde yüz- lerce 160 iş günü, on binlerce LOC ve tabii bin- lerce de hata barındırırlar. Bugüne kadarki en büyük yazılım- sistemleri Amerikan uzay-programı ve askeri amaçlı kullanımlar için yazıldı- lar: Uzay mekiği sistemi binden 0.8 hata oranlı yaklaşık 3 milyon LOC fü- ze savunması için geliştirilen “*Safe- guard” sistemi yaklaşık 2 milyon LOC içerir. “WWMCCS” sistemi (Dünya-çapında Askeri Kumanda ve Kontrol Sistemi) 10 milyonun üstün- de LOC'a sahiptir ve geliştirilmesi için 10 milyar dolardan daha çok bir meb- lağ harcanmıştır. Bazen sevimli bir ad- le “Wimmix” diye adlandırılan bu sis- temin bizzat yaratıcılarının ifadesine göre “güvenilmez olduğu apaçıktır.”” Buna rağmen eğilim gittikçe daha büyük, daha karmaşık sistemlerle doğru olmaktadır ki, bunlar daha yüksek üretkenlik ve daha az hata ora- nıyla yazılabilmektedirler. Bugün için tecrübe edilmiş pek çok sayıda tek tek olgulardan hareketle karmaşık yazılım projelerine ilişkin şu sonuçları çıkarmak mümkündür: * Planlanan büyüklük, giderler, geliş- tirme zamanı ve hata oranları 2 ila 5 misli aşılmaktadır. * Sürenin ve gider hesaplarının bas- kısı altında sıklıkla son ve en önemli sınama faslı (tahammül testi) ihmal edilmektedir. * Tüm sistemin sistem azami yük al- 64 Commodorre A