X N f/,fııîxîx D * Savunma sistemi görev yaparken kısmen tahrip edilebilecektir (örneğin, nükleer patlamaların elektronik üze- rine yaptığı elektro-manyetik şok et- kisiyle). Ama sistem buna rağmen gü- venli bir tarzda çalışmak zorundadır. * Tamamlanmış bir sistem hiçbir za- man somut koşullarda sınamaya tabi tutulamaz (meğer ki bir atom savaşı denemesi yapılsın). Oysa böyle bir test büyük yazılım paketlerinin (özellikle “gerçek zaman” işlemli) işlevlerini ye- rine getirebilmeleri için bugüne kadar vazgeçilmez bir koşul olarak kalmış- tır. Bu niteliklere ancak donanım en aşırı talepleri yerine getirecek düzey- de olduğu zaman ulaşılabilir. Ama “Battle Management System”” (Savaş yönetimi sistemi) yazılım daha da bü- yük önem taşır. Bu program (kapsa- mının 10 ila 100 milyon satırdan olu- şacağı tahmin edilmektedir) hakkın- da 1984 yılının Şubat ayında “Fletc- her Raporu”'nda bilgi verilmiştir. Bu raporda örneğin ağ'ın düğüm başla- rındaki bilgisayarların saniyede 10 milyon ile 1 milyar arasında hesapla- ma işlemini yapmakla yükümlü ol- dukları kabul edilmektedir. Çok kısa bir süre içinde önde gelen yazılım uzmanları SDI-yazılım proje- sinin aşağıda belirtilen şu üç durum- dan birinden dolayı başarısızlığa mah- küm olduğundan kuşku duymaya baş- ladılar: 1- Sistem, karmaşıklığından ötürü kurulamayacaktır. 2- Sistem, gerçi ortaya çıkarılabile- cektir, ama ilk görev anında başarı- sızlığa uğrayacaktır 3- Sistem kurulabılecektır ama ha- ta yapmaya eğilimli yapısı dolayısıy- la “savunma olayı”'nı durup dururken harekete geçirebilecektir, (kasıtlı ola- rak çıkarılmayan bir atom savaşı teh- likesi). Hatta son madde SDI projesinin başarı şansının (başarı kelimesini tır- nak içine almak gerekirdi) ancak ilk darbeyi vurması halinde sözkonusu olabileceği yolunda mantıksal bir çı- karıma götürüyordu: Bir incelemede ifade edildiği gibi ““SDI ve ilk darbe özdeş ikizler gibidirler.”” Şimdi David L.Parnas'ın söyledik- lerine kulak verelim. David Parnas 41 yaşında bir bilgi-işlem profesörü 1985 yılı Haziran ayında “Savunma Bakan- lığı Stratejik Savunma Girişimi Savaş Yönetimi Bilgisayarla Destekleme Ko- mitesi”'ne atanmış. İlk oturumdan sonra da istifa etmiş. Parnas istifa nedenini açıklarken SDI-Savaş Yönetimi-Yazılım projesi- nin gerçekleşebilirliğine ilişkin mito- sun sürdürülmesi için hiçbir gerekçe bulamadığını ifade etmiş ve bu kara- rında siyasi bir tercihin rol oynama- dığını belirtmişti: “SDI-Programını eleştiren başka birçok bilim adamının aksine bugüne dek benim savunma çabalarına ya da Savunma Bakanlığı'nca finanse edilen araştırmalara hiçbir itirazım olmamış- tı” diyen Parnas'in SDI'nin hedefle- rinin bugünkü sistemlerle elde edile- meyeceğine ve SDI Örgütü'nün para- larının israf edildiğine ilişkin yargısı onun “yazılım mühendisliği”” konu- sundaki 20 yılı aşan tecrübesine ve bu süre içinde programların askeri uçak- larda devreye sokulması ile ilgili ola- rak yapmış olduğu 8 yıldan daha çok süren bir araştırma etkinliğine dayan- maktadır. Parnas'ın düşüncelerini anlamak için onun temellendirmesindeki önem- li noktaları en azından tezler halinde bilmek gerekiyor: 1- Yazılım güvenli değildir. Çünkü çok sayıda büyüklük düzenlerinde ya- zılım donanımdan daha karmaşıktır ve farklı durumlara ilişkin olarak bu denli yüksek bir sayı bilinen teknik- lerle ve matematiksel yöntemlerle ya- zılıma egemen olmanın mümkün ol- madığına işaret etmektedir. 2- SDI-Yazılımı, henüz şu anda bi- linmeyen örneğin aşırı hızda işlem yapmaya ilişkin talepleri karşılamak zorunda kalacağı için daha da güve- nilmez olacaktır. Çünkü şu anda yü- rütülmekte olan yazılım taleplerin bi- linmesine rağmen hatadan arındırılmış değildir. 3- Yazılım, “paralel işlem”''in getir- diği sorunların üstesinden gelemeyen eskimiş yöntemlere göre geliştirilmek- Commodore A 63