veren ve emir alan arasında identifik bir sürecin sözkonusu olabilmesi için, anlaşmayı sağlayan bir olgu olan dil, problemin ortadan kaldırılması gere- kiyordu. İşte bu andan başlayarak DİL CİLER, FELSEFECİLER, TIP MÜHENDİSLE- Rİ ve PSİKOLOGLAR insanın dil ile dü- şüncesi arasındaki fizyolojik, biyolojik, mantıksal yapıyı araştırmaya koyuldu- lar. Böylece ortaya çıkan veriler, biraz önce yukarda sözü edilen çalışmala- ra aktarılmaya başlandı ve günümüz- deki yapay zeka dillerinin temelini oluşturdu. Bu çalışmalar 1960'lı yıllar- da başlamıştı, şimdi bu çalışmaların hangi noktalara varıldığına bakalım. İnsanın kendi kullandığı dili 'kullanı- lan bir olgu' olarak bilmesi gerekmez, biz çocukluğumuzdan başlayarak dil ile empiri-(gündelik yaşam) arasında refleksliv olarak bir bağ kurarız, bu ku- rulan bağlar yavaş yavaş üstüste ko- nur ve bizim bilgi birikimimiz oluşma- ya başlar. Hafızamızda öyle bir düzen- leme vardır ki, biz farkında olmadan beyin çeşitli yöntemlerle bu bilgilere ulaşır ve onları bizim kullanımımıza su- nar, bu en basit anlatımı ile dil/düşün- ce üzerinden bilgiye ulaşımdır. Ancak gerçekten bu işin bu kadar basit ol- madığını biliyoruz. Dil kendi içinde örgütlenmiş bir ya- pıdır; düşünce, 'dil ile söylem' arasın- da ya da 'dil ile yazım' arasında bil- gilerimize geri dönerek bir dizi işlevi yerine getirir, böyle bir işlevi bir bilgi- sayarda yerine getirmek oldukça güç, belki de olanaksız. Ama linguis- tik uzmanları (dil bilimciler) özellikle mantık biliminden yararlanarak bu güçlüğü yendiler ve olanaksızı ola- naklı kıldılar. Çok küçük bir kelime da- ğarcığı (yaklaşık 1000 kelime) içinde İngilizce olarak konuşulanı anlayan ve yanıt veren bir sistem gerçekleştir- diler. Bu da beş-altı yaşlarında bir ço- cuğun sözcük dağarcığı demektir. Bu- nu küçümsememek gerekir, çünkü 1000 kelime içerisinde söylenen her şeyi anlamak ve anlamlı yanıtlar ver- mek sanıldığının aksine oldukça güç bir iştir. Bir çocuk doğduğu andan başlaya- tak bir duyumsama sürecine girer, bu süreçte fiziksel nesneler evreni sürekli algılanır, böylece de duyumlar yavaş yavaş bilgiyi oluştururlar, biz de bur- dan yeni kavramlara geçeriz. Bunla- rın tümü şu anda zihinde (anlıkda) ol- maktadır, tam işlevini kazanabilmesi için dile getirilmesi gerekir. Dile geti- rildiği andan başlayarak hem bilgi kullanılabilir şekle girmiştir. İnsanın bu- na bağlı birkaç bilme biçimi vardır; bunlar tanıma, tasvir etme, algılama, anadaloji yapma, tekrarlama, düşünme, dile getirme şeklindedir. İşte bizim mantık yapımız kısaca ve kabaca bu tür bir işlemler bütünüdür. Bilgisayar- lar da yukardakine benzer işlevleri ye- rine getirecek bir yapıya sahip biçim- de imal edildikleri halde, bizde var- olan duyumlama ve yeni kavrama geçme yeteneğinden yoksundurlar. Bu iki yapı karşılaştırıldığında orta- ya en büyük problem olarak dil çıkar; işte bilgisayar dilleri bu amaçla geliş- tirilir. Yaygın bilgisayar dilleri şunlardır: ADA, ALGAL, BASIC, C, C-BASIC, CO- BOL, COMAL, FORTH, FORTRAN, LISP, LOGO, PASCAL, PİLOT, PL-41, PROLOG, RPG, SMART. Bu diller yüksek düzeyli (HL—High Level Language) ve alçak düzeyli (LLL—Low Leve Language) olarak ikiye ayrılır. Günlük dile yakın oldukları ve yüklemler mantığında ça- lıştıkları ölçüde yüksek düzeyli, sembo- lize edilmeleri ve önermeler mantığı ile ifade edilebildikleri ölçüde alçak düzeyli olurlar. Bu açıdan bakıldığın- da da: LISP LOGO PASCAL PILOT PLA PROLOGS RPG Z » ». *T Bi 6 0 Dod SMART Z ADA ALGOL BASIC C C-BASIC COBOL COMAL FORTH FORTRAN * —HLL'e yatkın ama(L—LL & a7 T” «rm &« & DO0 ND ID ND ND D NDN — H-HL Bu dillerden LISP yapay zeka ve Uz- man sistem yazılımlarında ABD'de da- ha yaygın olarak kullanılan bir dildir. Günlük dile çok yakındırlar ve yüklem- ler mantığındaki her türlü ifadeyi an- layıp yorumlayadbilirler. PROGLOG ise daha çok JAPONYA ve AVRUPA'daki 5. kuşak biyolojik ve optik bilgisayar sistemlerinin geliştirilmesinde kullanı- lan bir dildir. PROLOG adı (PROgra- ming in LOG'ic) ifadesinden türetilmiş olup tamamen mantıksal ve yüklem- ler mantığına dayalı bir dil olup, LİSP'- den en büyük farkı, dil olarak günlük dilin mekanizmasının değil, mantık bi- liminin mekanizmasının işleyişinin Ör- nek olmasıdır. Yüklemler mantığında “Osman İs- kender'in Arkadaşıdır” şeklinde bir ifa- deyle şöyle gösterilir: Arkadaş (Osman, İskender) Proglog dilinde ise; (ARKADAŞ Osman İskender) biçimin- de gösterilir. (Daha-Kısa Ahmet, Mehmet)- Ah- met Mehmet'den daha kısa boyludur. (Hayvan kuş)— Kuş bir hayvandır. (Dört kenar kare)— Kare dört kenar- lıdır. Ayrıca PROLOG dilinde bu basit cümlecikler: M (ve, veya, ise, an cak ve ancak, değil) eklemlerı kullo— nılarak biraraya getirilip daha karma- şık cümlecikler oluşturulabilmektedir ve burdan hareketle 'çıkarımlama' yapılabilmektedir. (Baba Osman İskender) (Baba İskender Turhan) (Dedexy) (Baba--z)'(Baba z y) cümleciklerinden (Dede Osman Tur- han). yani “Osman Turhan'ı dedesidir” ifadesi çıkarılır. Ayrica “kim İskender'in babasıdır?” sorusu şöyle sorulduğun- da ? (Babaxİskender) ....... yanıt “Os- man” şeklinde alınır. LISP ve PROLOG'un ortak yanları da vardır; kavramsal veya işlevsel tanım- lamaları tekrarlı (recursive) bir yapı içinde yapmalarıdır. Örneğin “doğal sayı” kavramı şöyle tanımlanabilir: SAYI (0) SAYI (1) SAYI (n4-1) (-SAYI (n) Uzman yazılım sistemlerinin son İki sene içerisinde hızla yaygınlaşması da bir başka bilim dalının çıkmasına yol açmıştır. Bilgi mühendisliği, bilgi mühendisinin işi, belli bir Uuzmanlık ala- nındaki bilgi ve kuralları bir “uzman sistem kabuğu” (EXPERT SHELL) içerisin- de mantıksal çıkarımların uygulana- bildiği bir düzene göre yerleştirmek- ti; (Uzman Sistem Kabuğu, uzmanlık alanından bağımsız, uygun bir biçim- de yerleştirdiklerinde verilecek bilgi ve kurallar üzerinde otomatik çıkarım- * lar yapmaya elverişli biryazılım siste- mine verilen isimdir). Kısaca betimlemeye çalıştığımız ya- pay zeka dilleri olgusu size tarihsel ar- ka planı ve iç-içe girdiği diğer düşün- ce sistemleriyle ilgisi açısından sunul- du. Bu olgunun en geniş ve en dar sı- nırlarını betimlemek ise size bırakıli- Yör, L) 12 Commodore Z—